Sağlık Bakanlığı, yüz, kol ve bacak nakillerini de kapsayan kompozit doku nakillerinin mevcutmevzuatla devam etmesi kararı aldı.
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, AA muhabirine son olarak Gazi Üniversitesi’nde yapılan Türkiye’nin üçüncü yüz nakliyle gündeme gelen kompozit doku nakilleri ile ilgili gelişmeleri değerlendirdi.
”Kompozit doku nakilleriyle ilgili mevzuatta ne gibi değişiklik yapılacak? Bunlar çok konuşuldu, çok tartışıldı. Basında yer aldığı gibi bir düzenleme yapılacak mı?” sorusu üzerine Şencan, ”Şu anda kompozit doku mevzuatıyla ilgili acil düzeltmemiz gereken bir zaruret söz konusu değil. Dolayısıylamevzuatta hemen düzelteceğimiz bir şey yok” dedi.
Ancak tüm mevzuatlarla ilgili zaman içinde ortaya çıkan çıkan ihtiyaçlara göre düzeltmeler yaptıklarını ifade eden Şencan, ”Şu anda bazı konular tartışılıyor, ama bu tartışmalar bizim mevzuatdeğiştirmemizi gerekli kılacak bir olgunluğa erişmiş değil. Dolayısıyla şu anda kısa dönem içinde kompozit dokuyla ilgili mevzuatta bir değişiklik yapmak hedefimiz yok” diye konuştu.
”Hasta yaşının alt sınırının 18’e çekilmesi, verici ile alıcı arasındaki yaş aralığının azaltılması gibi değişiklikler yapılmayacak mı?” sorusuna Şencan, ”Yok, şu anda mevzuatta acil değişiklik yapmamızı gerektirecek bir şey yok. Ama tabii ki her zaman tartışıyoruz ve ‘asla değişiklik yapmayacağız’ filan gibi bir şey de söylemiyorum. Çünkü eski mevzuatlarımızda da değişiklik oluyor” yanıtını verdi.
”O zaman bir süre daha mevcut haliyle devam edecek doğru mu?” sorusuna Şencan, ”Evet” karşılığını verdi.
NAKİLLERİ TAKİBE DEVAM
”Gazi üniversitesi’ndeki yüz naklini çok yakından takip ettiğiniz, hatta ‘Bakanlık yetkililerinin operasyon sırasında hastaneyi ziyaret ettiği’ söylendi. Bundan sonra daha mı yakından takip edeceksiniz bu tür nakilleri?” sorusu üzerine Şencan, şöyle konuştu:
”Hastaya ilişkin değerlendirmeler, sağlık durum nasıl, güzel oldu mu, olmadı mı gibi konularda üniversitelerimizdeki hocalar bilimsel olarak yetkin kişiler. Zaten bizim bilimsel değerlendirmelerimiz de Bakanlık bürokrasisi veya yönetmelik usulüyle değil, bilimsel olarak, bilimsel kurulların verdiği kararlar çerçevesinde yapılıyor. Vakanın sağlık yönünü o an takip edip bir şeyler öğretecek veya uyaracak değiliz. Ama doğal olarak hepimiz çok merak ediyoruz tabii ki süreci.”
”Bakanlık bundan sonraki süreçte çok yakından takip edecek o zaman bu tür nakilleri” denilmesi üzerine Şencan, ”Gidip hastayı göreyim, ondan sonra söyleyeyim, öyle bir şeyimiz olmayacak. Ama hastaların sağlık durumlarını elbette merak ediyoruz, takip ediyoruz, hocalarımızla görüşüyoruz, yakın olduğunda gidip görüyoruz. Antalya’daki vakaları da ziyaret eden arkadaşlarımız oldu” dedi.
YENİ MERKEZ İHTİYACI YOK
”Ruhsat için başvurular daha mı detaylı incelemeden geçecek?” sorusuna Şencan, ”Özelikle kompozit doku için acilen merkezlerin çoğaltılması ihtiyacımız yok. Yeni merkez açılması planlamalarımızda yer almıyor. Ama ‘kapalıyız’ diye de bir şey söylemiyorum” yanıtını verdi.
ORGAN BAĞIŞLARI
”Son nakiller organ bağışı konusunda bir duyarlılık oluşturdu mu?” sorusu üzerine de Şencan, şu değerlendirmede bulundu:
”Organ nakli en kritik şey. Organ bağışı konusunda son 7-8 yıldır her yıl yüzde 20-25’lik bir artış oluyor. Bizim çok ihtiyacımız olduğu için bu artış yeterli olmuyor. Başarılı nakiller doğal olarak bir bağış olduğu ve gönüllere hitap ettiği için, organları bağışlayan ailelere gönle hitap eden konu olduğu için, başarılı sonuçlar elbette insanların duyarlılığını daha da artıyor. Ama biz sadece işi medyaya yansıyan başarılı nakillere bırakmıyoruz.
Bu doğru da bir yöntem değil. Çünkü hasta yakınlarının gönlünün elvermesi, onların bağış yapmaları önemli. Ama bunun öncesinde sürecin onlara anlatılması, organ nakli koordinatörlerimiz, yoğun bakımlarda hastalara çok iyi bakılıp kadavra olduğunda organların kullanılabilir olması, yoğun bakımcılarımız, beyin ölümü kararını veren ekiplerimiz, herhangi bir bağış olduğunda bunu yerine ulaştıran hava, kara ulaşım sistemimiz, nakilleri yapan merkezler, nakillerin çok iyi takip edilip hastaların nakilden sonraki hayatlarını normal sürdürmelerinin sağlanması bir bütün. Bu entegre sistemin tümünde iyileşme olmadan sadece bir noktayla iyileşme olmaz. Ama bir nokta geride kalırsa doğal olarak hepsini olumsuz etkiliyor. İleri giden de hepsini olumlu etkiliyor. Ama bütün sonucun tek bu saydığım parametrelerden birine atfedilmesi doğru da mümkün de değil.”
Kompozit doku bağışının da artık organ bağışı onay formunda yer aldığı hatırlatılarak, ”Organ bağışçılarının bunları da işaretleyip işaretlemediği” sorulan Şencan, ”Elbette işaretleyenler oluyor” dedi.
Henüz konu yeni olduğu için ellerinde bununla ilgili bir sayı bulunmadığını ifade eden Şencan, ”Sonuçlar önemli. Bunları da hep beraber takip ediyoruz. Doğal olarak bütün dünyada olduğu gibi bu bir böbrek nakli kadar artmayacak hiçbir zaman. Bir karaciğer ve kornea nakli sayılarına ulaşmayacak” diye konuştu.
Şencan, bu nakillerin olumlu yönlerinin hastalar ve toplum sağlığı yönüyle, ekonomik ve sosyal boyutuyla gündeme gelmesinin önemine işaret ederek, basının bu konudaki desteğine teşekkür etti.
Basına yansıyan yanlış ve olumsuz bir olayın da bu bağışları olumsuz etkilediğine işaret eden Şencan, Bursa’da organları bağışlanan bir hastadan tedavi ücreti alındığına ilişkin haberlerin gerçek dışı olduğunu ifade etti.
”Organlarını bağışlayan hastaların tedavi giderlerinin devlet tarafından karşılanması uygulaması var mı?” sorusuna Şencan, ”Hastalık süreciyle ilgili tedavi giderlerinin mevzuatı belli. Ya SGK ödüyor, ödeme gücü yoksa sosyal güvenlik fonları ya da belediyeler ödüyor. Ama organ bağışından dolayı kesinlikle hiç kimseye fatura çıkarılması söz konusu değil” dedi.