Prof. Dr. Çaylan: “Geleceğin teknolojisi hastalıkları henüz anne karnına düşmeden önleme konusunda iddialı olacağını düşünüyorum”.
Konya Medicana Hastanesi KBB Uzmanı Prof. Dr. Ömer Refik Çaylan, KBB alanında kullanılan teknolojik gelişmeler üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.Teknolojinin gelişmesiyle birlikte mevcut hastalıkların teşhis ve tedavisinde de kolaylıklar olduğun anlata Prof. Dr. Çaylan, “Mevcut teknoloji, bugün itibariyle bize yardımcı olsa da, birçok alanda hala yeterli değildir. Yeni teknoloji ve ürünlere her zaman ihtiyaç olacaktır” diye konuştu.
KBB hastalıklarının teşhis ve tedavisinde tıbbi ekipman ve teknolojiler hangi düzeyde kullanılıyor?
Günümüzde tıbbın diğer branşlarında olduğu gibi KBB hastalıklarında teşhis ve tedavisinde yüksek teknoloji ürünü olan ekipman ve malzemeler kullanılmaktadır. Genel diagnostik amaçlı olarak elektrofizyolojik testler ve ileri görüntüleme teknikleri yaygın kullanılırken, cerrahi tedavide üstün robot teknolojisi, lazer cerrahisi, beyin sapı implantları vb. ürün ve ekipmanlarda belli merkezlerde kullanılmaktadır.
Gelişen teknolojiler, teşhis ve tedavi noktasında size yeterli derecede yardımcı oluyor mu?
Teknoloji ilerledikçe mevcut hastalıkların teşhis ve tedavileri kolaylaşmakta olduğu bir gerçektir. Aynı zamanda yeni hastalıkların tanımlanması ve hastalığa farklı bakış açıları gelişmesiyle yeni gereksinimlerde ortaya çıkmaktadır. Bu yeni gelişen durumlar ve yeni hastalıklar için tekrar daha ileri teknolojiye ihtiyaç duyulur. Buradan yola çıkarak mevcut teknoloji, bugün itibariyle bize yardımcı olsada birçok alanda hala yeterli değildir. Yeni ufuklar açıldıkçada gelişime
ve yeni ürünlere her zaman ihtiyaç olacaktır.
KBB hastalıklarının teşhis ve tedavisindeki teknolojiyi yeterli buluyor musunuz?
Henüz yeterli teknolojik seviyeden ve ürünlerden bahsetmek söz konusu değildir. Bilim her zaman teknolojiden bir adım öndedir. Örneğin henüz gen tedavisi ile işitme kayıplarının tedavisi mümkün değildir. Yine hastalıkları önleme açısından KBB alanı için konuşursak viral hastalıkların ucuz, efektif ve hayat boyu koruyucu olacak şekilde aşılama ile ortadan kaldırılması yönünde sona çok yaklaşılmıştır. Henüz baş bölgesinde ( tabii ki diğer sistemler içinde söz konusu ama konumuz KBB) meydana gelen sinir felç veya tutulumlarının etyolojisi ve hastalık mekanizmaları tam olarak aydınlatılamamıştır. Bu gibi birçok mesele ve durum nedeniyle Tıp endüstrisi teknolojiye ümitle yönelmiştir.
Hangi alana yönelik teknolojiye ağırlık verilmeli?
Geleceğin teknolojisi hastalıkları henüz anne karnına düşmeden önleme konusunda iddialı olacağını düşünüyorum. Yine çok erken teşhiste ve konservatif tedavi metotlarının geliştirilmesine de daha fazla ağırlık verileceğini tahmin ediyorum.
Yurt içi ve yurt dışındaki alanınızla ilgili kongre ve fuarları takip edebiliyor musunuz?
Alanımla ilgili toplantıları ve yeni gelişmeleri takip etmeyi seviyorum. Aynı zamanda son teknolojik ürünleri kullanmanın avantajlarından faydalanarak mesleki tatmini üst düzeye çıkarmak ve insana yardım etmek insanı mutlu ediyor.
Ülkemizde KBB alanında kullanılan tıbbi teknoloji Avrupa ile aynı standartlara sahip mi?
Türkiye’de kullanılan teknoloji belli merkez hastanelerde olmak kaydıyla kesinlikle Avrupa standartlarından daha üstün. Ankara’nın merkezinde bir devlet hastanesinde olanaksızlar Afrika veya üçüncü dünya ülkeleri seviyesinde olabilirken İstanbul’da veya başka bir şehirde en üst standartları yakalamış merkezler bulunuyor. Avrupa’nın standartları bütün ülke boyunca kasabası şehri ve özel/devlet hastaneleri ayrımı olmaksızın tamamında eşitken ülkemizde bu yaygın standartlardan halen mahrumuz. Gerçi kâğıt üzerinde farklı bildirimler olabilir. O halde bu soruyu genelleme yapmadan cevaplamak gerekir. Ülkemizin en önemli sorunuda bu standartlaşamama zaten. Ülkenin her yöresine aynı düzeni ve seviyeyi getirememek. Bir kaç merkezde olağanüstü şartlar var diye kendimizi hemen sınıf atlamış sayamayız. Bu en hafif tabirle gerçekçi olmaz.
Ülkemizde yeteri kadar KBB hekimi yetişiyor mu? KBB alanında başarılı olmak için önerileriniz nelerdir?
Ülkemizde fazla sayıda KBB hekimi yetişiyor. Yani ciddi doktor enflasyonu var. Bunun önüne geçilmeli diye düşünüyorum.Avrupa ülkelerinde ki kişi başına düşen hekim sayısı gibi sayılar ile mukayese etmek pek doğru değil. Bu
ülkenin iklimi ve şartları çok farklıdır. Kalite çok hızlı bir şekilde düşüyor. Doktorların yaşam kaliteleri, mesleki saygınlıklarıve çalışma şartları gayri insani olarak devam ediyor.Tıp mesleğinin bir an önce ‘Sağlık Memurluğu’ seviyesinden ‘Saygın Hekimlik’ seviyesine yükseltilmesi ve İbn-i Sina’nın yüzyıllar önce Devlet Reisi başta olmak üzere halkından gördüğü saygınlığın aynısını yani kısaca bu mesleğin iade-i itibarı gerekmektedir. Özellikle doktor ünvanlı
yöneticilerin ve siyasilerin koltuklarındaki gözlükleri çıkarıp mesleki gözlükleri vasıtasıyla bakmaları gerekir.
Alanınızla ilgili tıbbi cihaz ve sarf malzeme tedariği gerçekleştiren firmalara vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Tıp mesleğinin uygulanmasında ve başarısında görünen ve görünmeyen çok önemli faydaları olan çalışma arkadaşlarımız olarak gördüğümüz bir sektörden bahsediyoruz.Onların katkıları olmadan Türkiye’deki sağlık işlerinin yürümesi mümkün değil. Bunu açık yüreklilikle itiraf etmek gerekir ve özverilerini takdir etmek gerekir. Mesaj ise ‘Önümüzde birlikte gideceğimiz çok uzun ve engellerle dolu bir yol var. Birlikten güç doğar’
Son olarak vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Son yıllarda mesleğimiz üzerindeki kontrolsüz ve aşırı dozdaki baskı nedeniyle meslektaşlarımızın çok mağdur oldukları bir gerçektir. Hekimler üzerlerine giydikleri beyaz önlüğü taşırken, insana hizmet ederken hep mütevazı olmayı ve sabretmeyi öğrenmişlerdir. Bu sebeple diğer mesleklerde olduğu gibi tepki vermeyen sessiz ama saygın bir topluluktur. Korkarım yakın gelecekte Tıp Fakültelerine girerek hekim olmayı isteyen kaliteli gençlerin sayısında ciddi düşüş olacaktır. Son saygın hekim emekli olana kadar bu fark edilmeyebilir. Eğitilmiş ve ilimle yoğrulmuşların, ilimsiz ve cahillere hizmeti ‘cahiliye’ devrinden kalmış bir adettir. Doğruyu söylemek her zaman tavsiye olunur.