Prof. Dr. Serdar Günaydın, İngiliz bilim adamlarıyla birlikte geliştirdiği cihazla İngiltere’nin en önemli inovasyon ödülüne adaya gösterildi.
Özel Medline Eskişehir Hastanesi Kalp Damar Cerrahi bölümünde görev alan Prof. Dr. Serdar Günaydın, İngiliz bilim adamlarıyla birlikte geliştirdiği cihazla İngiltere’nin en önemli inovasyon ödülüne adaya gösterildi. 2011 yılından itibaren geliştirilen cihaz, ameliyatlarda ortamdan aspire edilen kanı temizleyip, filtre ederek hastaya yeniden verilmesini sağlıyor. Dışarıdan kan ihtiyacına gerek kalmadan ameliyat yapılmasına olanak sağlayan cihaz, Times Bilim Ödülleri kapsamında “İnovasyon ve Teknolojiye Sıradışı katkı” dalında aday gösterildi. Konuyla ilgili Prof. Dr. Serdar Günaydın sorularımızı yanıtladı.
Öncelikle çalışmalarınızda başarılar diliyoruz. Biraz sizi tanıyarak başlayalım. Ardından neden sağlıktaki birçok alan içinde kalp damar cerrahisini seçtiğinizi öğrenebilir miyiz?
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra Gazi Üniversitesinde uzmanlığımı tamamladım. Daha sonra Japon Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile Tokyo Tıp Fakültesinin özel enstitüsü Tokyo Kalp Merkezi’nde ihtisas yaptım ve Tokyo Medical College’de Bilim Doktorluğu’nu kazandım. Ankara Numune ve Kırıkkale Numune Hastaneleri’nden Doçentlik ve Kırıkkale Üniversitesi’nden ise Profesörlük unvanını aldım. Kırıkkale Üniversitesi’nde Dekan Yardımcılığı ve Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevlerini de üstlendim. Şimdi ise Özel Medline Eskişehir Hastanesi’nde hastalarımızı tedavi edebilmek için görev almaktayım.
İngiliz bilim adamlarıyla birlikte yeni bir cihaz geliştirdiğinizi öğrendik. Öncelikle böyle bir cihaz geliştirme fikri nasıl ortaya çıktı?
2 yıl kadar önce misafir öğretim üyesi olarak çalıştığım Strathclyde Üniversitesi- İngiltere’de araştırmalarımıza başlamıştık. Daha sonra ilk uygulamaları İngiltere ve Türkiye’de ben yaptım. 2013 ortalarında bütün onayları alınarak geliştirdiğimiz cihaz piyasaya sürüldü. Yıl içinde Avrupa’da yapılan ürün geliştirmeye yönelik tüm çalışmaları takip eden Times Higher Education Awards tarafından aday gösterildik ve Times Bilim Ödülleri kapsamında İnovasyon ve Teknolojiye Sıra Dışı Katkı dalında birincilik ödülünü kazandık.
Bu cihazın kullanım alanı, kullanıcıya ve hastaya sağladığı avantajlar hakkında bilgi verir misiniz?
Kan nakli günümüzde artık son derece sakıncalı ve orta uzun dönemde hastalar için zararlı olabilecek sonuçlara yol açabilecek bir işlem olarak kabul edilmeye başlandı. Öyle ki “kan nakli” bir çeşit “organ nakli” olarak kabul ediliyor. Kan bağışlarının giderek azalması bir başka taraftan da ekonomik bir yük de getiriyor. Kanama ihtimali yüksek olan büyük cerrahi girişimlerde ortamdan aspire edilen kan miktarı da daha fazla olabiliyor.
Geliştirmiş olduğumuz cihazda ortamdan toplanan atık kan bir torba içine konuluyor. Torbanın içinde ortamdaki sıvıyı emen bir kimyasal ve kanın sadece kırmızı hücrelerini geçiren özel bir filtre yer alıyor. Atık kanla doldurulmuş torba yüzey temasını artıracak özel bir cihaz üzerine yerleştiriliyor. 15 dakika içinde torbadaki sıvı yok ediliyor ve sadece kırmızı kan hücrelerinin kalıyor. İşlem sonrasında hazırlanan kan doğrudan hastaya geri verilebiliyor. 2 litrelik torbalarda biriktirilen atık kandan geri hastaya verilebilecek 400 mL (bir ünite) kan elde edilebiliyor. Normalde büyük cerrahi girişimlerden sonra kanama nedeniyle 2-3 litre civarında bir atık kan birikiyor ve kullanılmadan atılıyor. Cihaz, 2 Litre atık kandan bir ünite çıkarabiliyor. Dolayısıyla pek çok ameliyat için dışarıdan yabancı kan verilmesine gerek kalmıyor.
Cihazın kullanımı sadece kalp damar cerrahisi ile sınırlı mı? Farklı branşlarda kullanıma uygun mu?
Geliştirmiş olduğumuz cihaz, ameliyatlardaki kanın temizlenerek yeniden hastaya verilmesine yardımcı oluyor. Cihaz; organ nakilleri, açık kalp cerrahisi, ortopedik protez ameliyatları, beyin cerrahisi ve kanser cerrahileri gibi kanama ihtimali yüksek olan büyük cerrahi girişimlerinde kullanabilir.
Hali hazırda bu cihaz kullanılıyor mu? Bu cihazın yaygınlaşmasına yönelik herhangi bir çalışmanız var mı?
Cihaz, 2013 ortalarında tüm emniyet testlerini geçerek CE belgesini aldı. Bir İngiliz firması tarafından üretime geçilen cihaz, piyasaya sürüldü ve tüm Avrupa’da satışa sunuldu. Kanada’da da ise 2013 sonlarında piyasaya sürüldü. Amerika Birleşik Devletleri için başvuruda bulunuldu, 2014 sonlarında burada da piyasaya sürülmesi bekleniyor. Erişkin hastalar için hazırlanan ilk kuşak ürünün ardından çocuk hastalar için hazırladığımız yeni formu ise bu yıl ortalarında kullanıma sunulacak.
Yine cihaz İngiltere’de Times Bilim Ödülüne layık görüldü. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Tıp alanında her geçen gün yeni bir gelişme yaşanıyor. Hastalarımıza her zaman daha iyi hizmet verebilmek ve onları daha iyi şartlarda sağlıklarına kavuşturabilmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu anlamda İngiltere’den ödül almak ve sağlık alanında farklı bir çözüm sunabilmekten dolayı çok mutluyum.
Hekimlerimize ve sağlık sektörüne vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Sağlık hizmetlerindeki rekabetçi ve performansa dayalı sistem bilimsel araştırmalara ayrılan zaman ve fonları derinden etkiledi. Klinik uygulamalarda çok başarılı sonuçlar alan meslektaşlarımın bilimsel yeniliklerde de ön planda olabileceğine inancım tam. Geleceğe yönelik bilimsel proje yatırım ve desteklerinin sağlık sektörüne daha büyük kazançlar sağlayacağına inanıyorum. Bu konuda devlet, üniversite ve özel sektör işbirliklerinin yanı sıra motivasyon ve eğitimin de önemli olduğunu düşünüyorum.