Günlük hayatta oturma ve ayakta durma esnasında alışkanlık haline getirilen duruş bozuklukları, belirli bir yaştan sonra kolay kolay düzeltilemeyen sorunlara yol açabiliyor.
İskelet öğelerinin, vücudun destek yapılarını zedelenme ve ilerleyici deformasyondan koruyacak şekilde düzgün ve dengeli dizilişi olan postür, kişinin fiziksel ve ruhsal durumunu yaşantısı boyunca etkileyen önemli etkenlerden biri. İnsanlarda çeşitli faktörlerin etkisi altındaki postürün üzerinde, ailesel faktörler, yapısal bozukluklar ve alışkanlıklar belirleyici oluyor.
Darüşşafaka Ömran ve Yahya Hamuluoğlu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nden Dr. Güldem Çıvgıner’den postür bozuklukları ve doğru postür hakkında paylaştığı bilgiler:
İyi bir postür nasıldır?
Ayakta durma, oturma, yatma veya hareket sırasında farklıdır. Örneğin ayakta dururken baş dik, göğüs ileride, karın içe çekik şekilde olmalıdır. Bu estetik bir görünüşten çok vücut kısımlarının birbirleriyle ilişkilerini ayarlayan, organ, kol ve bacakların en az enerji tüketerek fonksiyonlarını yerine getirmesini sağlayan bir duruştur.
İdeal oturma postürü nasıl olmalıdır?
Sırt düz ve omuzlar geride olmalı, kalçalar sandalyenin arkalığına değmelidir. Bel çukurluğunu sürdürmek için yuvarlanmış bir havlu veya bir bel yastığı kullanılabilir. Vücut ağırlığı kalçalara eşit dağıtılmalıdır. Dizler kalçalardan hafif yüksekte olmalıdır. Bunun için ayak yükselticisi kullanılabilir. Aynı pozisyonda 30 dakikadan fazla oturulmamalıdır. Bacak bacak üstüne atılmamalıdır. Oturma pozisyonundan ayağa kalkarken, sandalyenin önüne doğru yer değiştirilmeli ve bacaklar düz hale getirilerek kalkılmalıdır. Belden öne eğilmekten kaçınılmalıdır.
Yatarken postürümüz nasıl olmalıdır?
Baş altına mutlaka yastık konulmalı fakat yastık çok yüksek olmamalıdır. Omuzlar yastığın altında kalmalıdır. Sırtüstü yatarken dizlerin altına, yan yatarken bacakların arasına yastık konulmalıdır. Uzun süreli yüzüstü yatılmamalı, yüzüstü yatarken karın altına yastık konulmalıdır. Böylece omurganın fizyolojik eğrilikleri sürdürülmelidir.
Kötü postüre yol açan nedenler nelerdir?
Gebelik, obezite, yaşlanma, kas zayıflıkları, yüksek topuklu ayakkabılar, gergin kaslar ve azalmış esneklik, kötü çalışma koşulları, yanlış oturma ve ayakta durma alışkanlıkları, uyku bozuklukları, duygu durum bozuklukları kötü postüre neden olur.
Postür kişinin vücut tipine, genetik özelliklerine, ırk ve cinsiyetine, mevsimlere, ekonomik duruma göre de değişiklik gösterir. Kötü beslenen bir kişi vücut kısımlarını alışkanlık olarak doğru pozisyonda tutmak için gerekli enerji ve kas dayanıklılığına sahip olamayacaktır. Özellikle gelişme çağı boyunca beslenme yetersizliği kötü postüre neden olmaktadır.
Kişinin boyu da postürü etkiler. Kısa boylular çok dik durarak, uzun boylular da sırt ve boyunda abartılı eğimler oluşturarak ortalama boya yaklaşmaya çalışırlar.
Dans, jimnastik, dalma, eskrim gibi sporlar rijid postüre neden olurken, uzun mesafe koşusu, boks, güreş gibi sporlarla uğraşanlarda hafif kambur bir postüre eğilim vardır.
Özetle doğru postür ve balansın önemi nasıl açıklanır?
Doğru postür; eklemlerin ve kemiklerin doğru yerleşmesini dolayısıyla kasların doğru kullanılmasını sağlar, böylece eklem dejenerasyonunu önler. Omurgayı dengede tutan bağlar üzerine binen yükü azaltır. Omurganın anormal pozisyonlarda fiske olmasını önler. Kaslar daha efektif kullanıldığı ve daha az enerji harcandığı için yorgunluğu önler. Burkulma, zedelenme ve aşırı kullanım problemlerini önleri sırt ağrısı ve kas ağrısını önler. İyi bir dış görünüş sağlar.
Alışkanlığa bağlı postür bozukluklarının düzeltilmesi için ne yapılır?
Çoğu hasta postürlerinin bozuk olduğundan ve bu durumun fiziksel semptomlarına katkıda bulunduğundan habersizdir. Alışkanlığa bağlı postür bozukluklarının düzeltilmesinde öncelikle doğru ve kötü postür öğretilmelidir. Postürü düzeltmenin ve düzgün postürü korumanın en iyi yolu daima pratik yapmaktır. Hergün gün boyunca omurgadaki eğrilik dengeli tutulmaya çalışılmalıdır. Uzun süre aynı postürde durulmamalıdır. Sert bir yatakta boyun çukurunu destekleyecek bir yastıkla yatılmalıdır. Objeleri kaldırırken ve koyarken dizler bükük olmalı, ağır objeler iki el kullanılarak ve vücuda mümkün olduğunca yaklaştırılarak taşınmalıdır. Rahat ve giyip çıkarması kolay ayakkabılar tercih edilmelidir. Uzun süreli ve sık sık yüksek topuklu ayakkabılar giymekten kaçınılmalıdır. Düzenli egzersiz yapılmalıdır.