Variteks, ortopedi pazarında dünyanın 72 ülkesine ihracat yapıyor. Şanlıurfa’da yeni tesis için kolları sıvadı.
V ariteks Yönetim Kurulu Başkanı Okan Öztürkatalay ile Variteks’in başarı hikayesi, başarının sırrı ve önümüzdeki döneme ilişkin planlarını kapsayan güzel bir söyleşi gerçekleştirdik. Samimi ve içten yanıtlarıyla takdir toplayan Okan Öztürkatalay ile yaptığımız temel özet ise; standartlara uygun aynı kalitede üretim, yeni pazarlar ve Türkiye’ye katma değer sağlayan girişimler…
Okan Bey, uzun yıllardır bu sektörde aynı standartlarda üretim sağlayarak dünyanın sayılı markaları arasındaki yerinizi aldınız. Öncelikle 2014 yılının ikinci yarısından itibaren dünyadaki ve ülkemizdeki duruma ilişkin bir özet yapabilir misiniz? Ardından Variteks’in çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
Okan Öztürkatalay: 2014 yılının ikinci yarısından itibaren tüm sektörler bir miktar durağan dönem içine girdi. Bu durağanlıktan bizim sektörümüzde etkilendi. Ancak bu etki birçok sektöre göre daha az hissedildi. Bu zamanlarda yapılması gereken bazı farklılıklar ve yeniliklerle markanızı güvenli bir şekilde yönetmek olacaktır. Biz Variteks olarak ileri teknoloji kullanarak bilgi birikimi ve tecrübeyle, efektif, kullanışlı, faydalı ve daha uygun fiyatlı ürünler ortaya çıkarmayı hedefliyoruz. Buna ilave olarak yatırımlarımızı da bu yönde yapmaktayız. Dikiş makinelerinden varis çorabı makinelerine, kesim makinelerinden pres makinelerine kadar hep yeni teknoloji ile yolumuza devam ediyoruz. Son olarak Variteks olarak birkaç yıldır üzerinde Ar-Ge çalışmaları yürüttüğümüz Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi’nde 6. Teşvik Bölgesi olarak adlandırılan bu bölgede bir fabrika kurmaya karar verdik. Bu sayede devletimizin sağladığı imkanlardan yararlanarak daha fazla ve daha uygun maliyetli ürünler ortaya çıkarmayı planlıyoruz. Buradaki projemiz 2016 yılında başlayacak. Bu tesis için ilk etapta 30 kişilik bir istihdam düşünmekteyiz. Bu rakamı kurulduktan 2 yıl sonra 80 kişiye çıkarmayı hedeflemekteyiz. Önümüzde birçok proje var. Bu projeler hayata geçtikte telaffuz ettiğimiz rakamları daha kısa sürede yakalama imkanına da sahip olabileceğiz
Çok farklı ve değişik kültüre sahip ülkelere hizmet sunuyorsunuz. Bu standardı aynı şekilde sürdürmek için ne tür çalışmalarınız oldu?
Okan Öztürkatalay: Variteks olarak yurt dışında 72 ülkeye ihracat yapmaktayız. Günün her saatinde birçok müşteri ile temas halindeyiz. Yaptığımız bu görüşmeler neticesinde yeni yatırım kararları almaktayız. İşin “püf” noktalarından biri burasıdır. Genel olarak firmaların karşılaştığı en önemli sorundur. Bir ürünün en kalitesini yapabilirsiniz. Belli bir fiyata da getirebilirsiniz. Önemli olan o bir ürünü de bir milyon ürünü de bugün de yarında aynı standartta müşteriye sunabilmektir. İşin sırrı budur. Bunu başarabildiğiniz gün dünyanın her ülkesine ürün gönderebilirsiniz. Zaten üzerinde çalışılması ve yoğunlaşılması gereken bu konudur. Bunun için firma bünyesinde çalışan herkesin aynı bilinçte ve bakış açısından olması gerekir. Örneğin biz aynı standartta hammaddeyi verebilecek firmalarla çalışıyoruz. Amerika’ya da Afrikaya’da gönderdiğimiz ürünlerin hepsi standart ve kalitededir. Bunun gibi birçok standart vardır. Asıl olan kaliteyi sürdürebilmektir.
Üretimde nelere dikkat ediyorsunuz?
Okan Öztürkatalay: Öncelikle kendimizin kabul edeceğimiz ürünü üretmemiz lazım. Örneğin bana, eşime veya çocuğuma bir ortopedi ürünü lazım olduğunda, gönül rahatlığıyla kullanabileceğimiz, standardı ve faydası belli olan ürünleri tercih ederiz. Üretim yaparken de bu bilinç ile hareket etmekteyiz. Bu noktada kimseyi suçlamak veya kötülemek istemem. Biz hiçbir ürünümüzde kaliteden ödün vermiyoruz. Fiyat kaygısı ile bunu yapmak bizim prensiplerimizle ters düşmektedir. Aynı kalite ve hizmeti veren veya verebilecek firmalar arasındaki en uygun firma olduğumuzu iddia ediyoruz.
Türkiye’de ortopedi pazarında birçok üretici ve ithalatçı var. İçinde bulunduğunuz sektördeki iletişim nasıl?
Okan Öztürkatalay: Biz aynı işi yaptığımız meslektaşlarımızı rakip olarak görmeyiz. Dost ve arkadaş olarak görürüz. Elimizden gelen desteği her zaman vermek isteriz. Herkesin birbirine ihtiyacı vardır. Zaman zaman meslektaşlarımızla istişarelerde bulunmaktayız. Bu buluşmalarımız daha sık olsa çok daha güzel olur. Bu konuda Almanya’yı her zaman takdir ederim. Bu da onların dünyada lider olmasını sağlamıştır. Bir araya gelip belli standartları belirleyebilsek, belli konularda taviz vermesek aslında ülkemizi çok daha iyi noktalar taşırız. Böyle olsa kısa sürede başarılı bildiğimiz Almanya’yı, İtalya’yı geçeriz. Çünkü bizde zaten her şey var. Bizde olmayan tek şey birlikteliktir. Bunu başardığımız gün dünyada lider oluruz. Bu her sektör için geçerlidir. Üreticilerin bir oda kurması söz konusu olabilir. Aslında oda, dernek veya birlik önemli değildir. Asıl olan üreticilerin bunu yürekten istemesidir. İşte o zaman kısa sürede çok iyi noktalara gelebiliriz
Bu ay Türkiye sağlık sektörü Ekspomed 2015 Fuarı’nda buluşuyor. Bu fuardan beklentileriniz nelerdir?
Okan Öztürkatalay: Uzun yıllardır Ekspomed Fuarı’nın içinde yer almaktayız. Orası bizim için bir buluşma noktası oldu. Yıl içinde ürünlerimizin tanıtımını yapıyoruz. Birde fuarda mümkün olduğu kadar ürün getirip ziyaretçilerin ürünlerimizi görmesinin yanı sıra dokunmalarını istiyoruz. Firma politikası gereği tüm ürünlerimizi açık olarak sergileriz. Ziyaretçilerin ürüne dokunmalarını isteriz. Müşteri fuara geldiği zaman sadece broşür ve resim görmek istemez. Bizde uzun yıllardır bu politikamız gereği tüm ürünlerimizi açık olarak sergiliyoruz. İnsanoğ- lu’nun iç güdüsünde dokunma isteği vardır. Bir ürünü gördüğünüz zaman uzaktan kalitesini söyleyemezsiniz. Dokunduktan sonra yorum yapabilirsiniz. Bizde fuarda müşterilerimizin ürünlerimize dokunarak yorum yapmalarını istiyoruz. Bizim fuarlardaki başarımızın bir sırrı da budur. Bu yıl ilk defa yurt dışında Güney Afrika’da bir fuara katılım göstereceğiz. Bu bölge yatırım için oldukça müsaittir. Eğer daha küçük ve girilmemiş bir pazarda yer alırsanız orada lider siz olursunuz. Biz girdiğimiz birçok ülkede bunu uyguladık ve başarılı olduk. Yani test edilmiş ve onaylanmış bir bilgi veriyorum. Bizim öyle pazarlarımız varki, bizden sonra Alman, İtalyan, Fransız markalar ne yaptılarsa da bize liderlikten alamadılar. İstedikleri kadar uğraşsınlar kolay kolay da başaramazlar. Oturmuş pazarlar da durum böyledir. Dolayısıyla ihracat yapmak isteyen firmalarımızın gözlerini en büyük pazara çevirmek yerine daha girilmemiş pazarlara yönelmelerini tavsiye ederim
Bizde bu sebeplerden ötürü Afrika pazarına yöneldik. Bu bölgede kazanılabilecek çok sayıda ülke var. Çok yol almamız lazım. Bu sebeplerden ötürü bu pazarlarda olmalıyız. Örneğin Suudi Arabistan ağırlıklı olarak İngiliz ve Amerikan firmalarının kontrolündedir. Ne yaparsanız yapın çok da fazla hareket kabiliyetiniz yoktur. Bizde bunun gibi bazı ülkelere giriş yapalım. Türkiye’nin hakimiyetinde olsun. Bayrağımızı dikelim, bunun içinde çok çalışmamız lazım. 72 ülkeye gurur duyarak bayrağımızı ve markamızı taşımaktayız. Dünyada bu sektörde 72 ülkeye ihracat yapan firmanın sayısı bellidir.
Farklı sektörden firmaları da bizim gibi farklı pazarlarda görmek bizi ayrıca memnun etmektedir. Kriz dönemlerinde herkes başını elinin arasına alıp düşünürken, biz nasıl daha fazla büyüyebiliriz, nasıl daha çok kapasitemizi artırırız diye düşünüyoruz. Çünkü marka olmak bunu gerektiriyor. 1978 yılında bu sektörden ilk ihracatı gerçekleştiren firma da Variteks’tir. Bu noktada Ticaret Odası’nın Takdir Beratı vardır. Bu berat bizim gurur duyduğumuz ve güç aldığımız bir belgedir. Sonuç itibariyle ihracat yaparak ülkemize faydamız olur. Ülkemize yurt dışından para girişi sağlarsak büyürüz. İhracat yaparak büyüyeceğiz. Bu noktada en beğendiğim ülke Tayvan’dır. Küçücük bir ada ancak, ticarette yaptıkları çalışmalar gerçekten takdir edilecek düzeydedir. Her ülkede her noktada Tayvan malzemesi vardır. Oradan bütün dünyaya ürün pazarlıyorlar. Muhteşem bir başarı olarak görüyorum
Türkiye dışında farklı ülkelere yatırım yapmayı düşündünüz mü?
Okan Öztürkatalay: Son 10 yıl içinde birkaç ülkeden gelin birlikte fabrika açalım, hiçbir bedel ödemeyin, % 50 ortak olun şeklinde öneriler geldi. Gelin, kurun ve yönetin. Düşündüğünüz zaman milyonlarca dolarlık bir gelir elde edebilirsiniz. Bunun içinde vaktimizin birçoğunu farklı bir ülkede geçirmemiz gerekir. Bunu göze alamıyoruz. Şimdilik bu tarz tekliflere sıcak bakmıyoruz. Başka ülkede çok para kazanmak yerine kendi ülkemizde örneğin Urfa’da bir tesis kurmak bizim için daha güzel geliyor. Bir yatırım olacaksa kendi vatanımıza yapalım istiyoruz. Kendi vatandaşlarımızı istihdam edelim. İşin bu kısmı bize daha sıcak geliyor. Bugün Urfa’ya gittiğimizde gerçekten çok temiz ve yurdumuzun insanıyla karşılaşıyorsunuz. İş ve aş bekliyorlar. Burada yatırıma ihtiyaç varken neden yurtdışına gidelim ki? Kendi ülkemizin insanına hizmet edelim. Dolayısıyla işin maddi kısmı önemlidir ama bir kadar da manevi konuya önem vermekteyiz. Bugünlere ülkemiz sayesinde geldik. Yine yatırım yapacağımız zaman ülkemize yapmak istiyoruz. Biz bu ülkenin insanları sayesinde ihracata başladık. Buradan kazandığımızı da önce kendi ülkemize yatıracağız ki yine geleceğimize yatırım yapmış olalım