Canlıların vazgeçilmez ihtiyacı olan uyku, beyin hücrelerinin vücut sisteminin düzenli çalışmasını sağlayabilmesi için gerekli olan yaşamsal bir fazdır. İyi bir uykunun başlıca ölçüsü kişinin sabah dinç uyanması ve kendisini gün içinde zinde hissetmesidir.
Uyku bozukluklarının toplumda çok fazla görüldüğünü belirten Liv HOSPITAL Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Ferah Ece uyku bozukluklarının solunum düzensizliklerine yol açtığını, bu düzensizliklerin de kişinin gece boyunca bazen kısmi bazen de tamamen uyanmasına sebep olduğunu söylüyor. Ece, “Bu yarı ya da tam uyanıklık durumları hastanın derin ve kesintisiz uyku uyumasını engeller ve uykunun kalitesini bozar. Uyku apnesi sendromunda ise uyku sırasında solunum belli süre durur. Tedavi edilmezse yüksek tansiyon, kalp krizi, inme, depresyona neden olur” diyor.
UYKU-APNE SENDROMU NEDİR?
Horlamanın solunum durmaları ile birlikte olduğu klinik tabloya obstrüktif uyku-apne sendromu denir. Uyku sırasında üst solunum yolunu açık tutan ve kapatan kaslarda gevşeme olur. Bu gevşeme hava yollarında uyku sırasında hafif bir daralmaya sebep olur ve hafif bir horlama meydana gelir ki genellikle bunun bir önemi yoktur. Uyku apne sendromlu hastalarda uykuya bağlı bu kas gevşemesi çok fazla olur ve nefes almak güçleşir. Beyin nefes almaktaki bu güçlüğü fark eder ve solunum çabasını artırır. Artan solunum çabası beyni hafifçe uyandırır ve hava yolu açılır. Uyandıktan sonra hava yolu tamamen açılır. Solunum çabası normale döner ve yeniden uykuya dalınır, havayolu yine daralır, solunum çabası yeniden artar, yeniden uykudan uyanma olur ve bu olaylar gece boyunca tekrarlar. Buna genellikle kan oksijen düzeyindeki düşmeler eşlik eder. Hava yolu çeşitli seviyelerde tıkanır. Tıkayan faktörler üst solunum yolunu çevreleyen dokulardaki şişkinlikler, büyük bademcikler, büyük dil ve uykuda gevşeyen üst solunum yolu kaslarıdır. Diğer bir tıkanma noktası burun olabilir. Çenenin küçük olması ve üst solunum yolunun yapısı da tıkanma yapabilir. Ayrıca bazı hastalarda tıkanma olmaksızın solunum tembelliğine bağlı santral apne de görülür. Obstruktif Uyku Apne Sendromu’nda uyku sırasında solunum belli süre durur. Obstruktif Uyku Apne Sendromu tedavi edilmezse yüksek tansiyon, kalp krizi, inme, depresyona neden olur.
UYKU APNE SENDROMUNUN BELİRTİLERİ
Çok gürültülü horlama
Uykudan boğulma hissi ile uyanma
Yorgunluk
Uygunsuz yerlerde uykuya dalma (İşte, sinema-tiyatroda ya da araba kullanırken)
Konsantrasyonda güçlük
Unutkanlık
Sabah görülen baş ağrısı ve bulantı
Sinirlilik
Depresyon
Cinsel istekte azalma
Erkeklerde impotans (iktidarsızlık), kadınlarda adet düzensizlikleri
Gece boyunca sık idrara çıkma ya da yatağı ıslatma gibi şikayetler ile kendini belli edebilir.
Siz uyurken tanı konuluyor
Polisomnografi denen tüm gece boyunca devam eden uyku testi ile tanı konur. Bu test süresince hasta evinde uyuduğu gibi tüm gece uyku laboratuvarında uyur. İnceleme sabah sonlandırılır ve hasta evine ya da işine gidebilir. Beynimizin farklı bölümleri uykuyu kontrol eder ve uykuya dalış, yüzeysel uyku, derin uyku ve rüya uykusu (REM uykusu) gibi değişik uyku evrelerinin oluşmasını sağlar. Beyin ve vücudun değişik aktivitelerini ölçerek kişilerin hangi uyku evresinde uyumakta olduğunu saptamak mümkündür. Uyku testi süresince vücutta uykuda devam eden aktiviteler (beyin dalgaları, kas hareketleri, göz hareketleri, ağız ve burundan solunum, horlama, kalp hızı ve bacak hareketleri) elektrot denilen, cilde yapıştırılan küçük metal diskler ile kaydedilir. Göğüs duvarına ve karnın etrafına takılan kemerler solunum çabası hakkında bilgi verir. Kandaki oksijen düzeyi parmağa takılan bir alıcı ile sürekli ölçülür, bir video kamera aracılığı ile de uyku süresince görüntü kaydedilir. Uyku testinden sonra göğüs hastalıkları doktoru kayıtları inceleyerek ve yorumlayarak herhangi bir hastalığın var olup olmadığını raporlar.
ÖNERİLERE UYUN, RAHAT UYUYUN
Kilo verin: Kilo verince uyku sırasındaki solunum düzelecek ve uyku daha dinlendirici olacak, gündüz uykululuk hali azalacaktır.
•Alkol ve uyku ilaçlarından kaçının: Yatmadan en az dört saat önce alkol alımı kesilmelidir. Alkol solunumu baskılar ve uykuda solunum durmalarının sıklığını ve ağırlığını artırır. Alkol ve uyku ilaçları, kas gevşetici, anksiyete önleyici, ağrı kesici gibi ilaçlar, üst solunum yolu kaslarında gevşemeye yol açıp hava yolu tıkanmasına neden olabilirler.
•Sigarayı bırakın: Sigaranın neden olduğu tahrişin, horlama ve apne ağırlığını arttırdığı düşünülür. Sigaranın bırakılması uykuda solunumun düzelmesinde çok yardımcıdır.
•Sırt üstü yatmayın: Sırt üstü yatma boyun ve boğazdaki yumuşak dokuların arkaya doğru kaymasına ve bunun sonucu olarak hava yolunun daralmasına ya da tam tıkanmasına yol açar. Hastanın sırtına yerleştirilecek yastıkçıklar ya da pijamasının arkasına dikilecek bir cebe yerleştirilen tenis topu hastanın sırt üstü yatmasını engelleyebilir.
OBSTRÜKTİF UYKU-APNE SENDROMU TEDAVİSİ
Devamlı Pozitif Hava Yolu Basıncı (CPAP) : Ağız ve burun etrafına silikondan yapılmış bir maske yerleştiriliyor. CPAP cihazından çıkan basınçlı hava, uyku sırasında burundan boğaza doğru iletiliyor. Böylece üst solunum yolu uyku boyunca açık kalıyor.
Cerrahi Müdahale: Uvulopalatofaringoplasti (UPPP) olarak bilinen cerrahi teknikle, boğaz arkasındaki hava yolunu tıkayan fazla yapılar blok halinde çıkarılıyor.
Radyofrekans: Bu yolla yapılan operasyonlar, yeni bir teknik kullanılarak boğaz ve dil kökü yumuşak dokularına alterne elektrik uygulanarak gerçekleştiriliyor.
Ağız İçi Cihazlar: Dili ya da alt çeneyi öne çeken cihazlarla uyku apne sendromlu hastalarda hava yolunun açık tutulması sağlanıyor.
KADINLARDA MENOPOZDAN SONRA HORLAMA GÖRÜLEBİLİR
Horlama, uykuda başlıca nefes alımı sırasında yumuşak damak ve dil kökü kaynaklı titreşimler sonucunda oluşan sestir. Her 100 kişiden 42’si horlar. Yaş ilerledikçe horlamanın görülme sıklığı da artar. Ortalama 60 yaşındaki erkeklerin yüzde 60’i, kadınların ise yüzde 40’ında horlama görülür. Erkeklerde yağlanmanın boyun ve karında yoğunlaşması nedeniyle horlama kadınlara göre daha fazla görülür. Ancak menopoz dönemi sonrasında kadınlar, hormonal dengelerin değişmesi sonucu, özellikle kas yapılarının erkeklerinkine benzemesi ile erkeklere benzer şekil ve sıklıkta horlamaya başlarlar.
UYKU TESTİ YAPILMALI
Nefes durmasının eşlik etmediği düzenli horlamanın, hastaya herhangi bir zarar vermediği düşünülür. Bu tür horlama sadece hastanın çevresini ve özellikle de eşini rahatsız eder. Horlama hastaları öncelikle beraberinde uyku apne sendromu varlığı açısından dikkatlice araştırılmalı ve gerekiyorsa hasta uyku testinden geçirilmelidir. Hastada uyku apne sendromu saptanmazsa horlama genellikle Kulak Burun Boğaz uzmanları tarafından uygulanan bazı cerrahi girişimler, radyofrekans gibi yöntemler ve diş hekimleri tarafından uygulanan ağız içi aparatlar ile tedavi edilebilirler.