Türkiye’de eşine ender rastlanan müzelerin başında gelen Özel Eczacılık Evi olan Nostalji Eczanesinde , binin üzerinde farklı özelliklerde ilaç bulunuyor. Ayrıca müzede ilaç yapımında kullanılan malzemeler ve eczacılığın arşivi de sergileniyor.
Eskişehir’de yaklaşık 400 yıllık tarihe sahip olan Beylerbeyi Konağı, içinde barındırdığı Nostalji Eczanesi ile eczacılık tarihine ışık tutuyor. Türkiye’de eşine ender rastlanan müzelerin başında gelen eczanede, binin üzerinde farklı özelliklerde ilaç bulunuyor. Ayrıca müzede ilaç yapımında kullanılan malzemeler ve eczacılığın arşivi de sergileniyor.
32 yıl eczacılık yapan Niyazi Çapa, müzenin bir dönemin eczacılık kültürünü yansıttığını söyledi. Gittiği her ilin tarihi eczanelerinden topladığı parçaları konakta sergileyen Çapa, genç kuşakların müzeyi görerek ilham almalarını istiyor.
Bir Dönemin Eczacılık Arşivi
Türkiye’de eşine ender rastlanan müzelerin başında gelen eczanede, binin üzerinde farklı özelliklerde ilaç bulunuyor. Ayrıca müzede ilaç yapımında kullanılan malzemeler ve eczacılığın arşivi de sergileniyor. 32 yıl eczacılık yapan Niyazi Çapa, müzenin bir dönemin eczacılık kültürünü yansıttığını söylüyor. Gittiği her ilin tarihi eczanelerinden topladığı parçaları konakta sergileyen Çapa, genç kuşakların müzeyi görerek ilham almalarını istiyor.
Eskişehir’in tarihi Odunpazarı Bölgesi’nde bulunan Kurşunlu Camii’nin giriş kapısında bulunan Beylerbeyi Konağı, dört asırlık tarihiyle kente gelen turistlerin uğrak yerlerinin başında geliyor. Üç katlı binada eski Türk gelenekleri, Osmanlı döneminin ve yakın tarihin önemli eserleri sergileniyor. Konağı özel kılan bir diğer özellikse ikinci katında bulunan Nostalji Eczanesi. İçinde bulunan binlerce ilaç ve geçmiş dönemlerde ilaç yapımında kullanılan malzemeler, günümüz eczacılık dünyasına ışık tutuyor. 32 yıl eczacılık yapan ve aynı zamanda konağın sahibi olan Niyazi Çapa tarafından müze haline getirilen tarihi eserler, ziyaretçilerden büyük ilgi görüyor. Müzede, asırlık ilaçlardan tıbbi aletlere, laboratuvar malzemelerinden hap kalıplarına kadar birçok tarihi eser sergileniyor.
Havanlar, Şurup Tencereleri
100 yıllık ilaçların tedavi değerini kaybettikten sonra nostaljik değerinin ortaya çıktığını söyleyen Çapa, müzede bulunan eserlerin bir dönemi yansıttığını söylüyor. Çapa, “Benim 32 yıl eczanede havan dövdüğüm, mesleğimi icra ettiğim hap kalıpları, ilaç kalıpları, şurup tencereleri müzede bulunuyor. Biz 1950’li 60’lı yıllarda ilaçların tümünü kendimiz yapardık. Göz, kulak, burun damlaları, öksürük hapları, şurupları, kuvvet şurupları, iştah şurupları, fitiller ve pomatlar aklınıza ne geliyorsa. Güzellik kremleri, kolonyaları, losyonları biz eczanede kendimiz yapardık.” ifadelerini kullandı.
Müzenin ortaya çıkması için her gittiği vilayette öncelikle en son kapanan tarihi eczanelere uğradığını söyleyen Çapa şunları söyledi: “Kapanan eczanelerin yakınlarına eczaneden kalan eski bir şeyler var mı? ‘Biriktiriyorum, koleksiyon yapıyorum bunlardan’ dedim. Kimisi afakî fiyatlar istedi. Bazıları ‘Al götür kıyamıyorum burada yer işgal ediyor’ dedi. Böylelikle devamlı topluyorum.”
Müzede bulunan tarihi ilaçlarla bazı dönemler yeniden buluştuğunu söyleyen Çapa, ilaç yapımının sanayileşmesi nedeniyle nostalji eczanesinde geçmiş günleri yaşadığını söyledi. Çapa, şunları kaydetti:”Yakınlarım merak ediyorlar. Ben de onlarla birlikte 60 yıl öncesini yaşıyorum. Benim de hoşuma gidiyor. Bu ilaçların kokusunu almadan biz rahat edemeyiz. Hayatımız bu kokular içerisinde geçti.”