Çocuk Kalp Vakfı Başkanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, Her yıl yaklaşık 14 bin bebeğin doğuştan kalp hastalığıyla dünyaya geldiğini, bu hastalıkla doğan bebeklerin yüzde 50′den fazlasının ise yaşamları boyunca en az bir kez cerrahi operasyonla karşı karşıya kaldığını belirtti.
Ülkemizde Çocuk Kalp Sağlığı hizmetlerinin hasta güvenliği ve kalite göstergeleri açısından ileri dünya standartlarına yükseltilmesi için yapılması gereken çalışma ve düzenlemelerin ele alındığı “Türkiye 2. Çocuk Kalp Sağlığı Platformu”, Türk Çocuk Kardiyolojisi ve Kalp Cerrahisi Derneği, Çocuk Kalp Vakfı ve Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği tarafından İstanbul’da düzenlendi.
Prof. Dr. Sarıoğlu: “Çocuk Kalp Hastalıkları Yüzbinlerce Aileyi Etkiliyor”
Çocuk Kalp Vakfı Başkanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ını teşkil eden çocukların kalp sağlığının, özellikle doğumsal kalp hastalıklarının önemli sağlık sorunlarından biri olduğunu söyledi. Son zamanlarda bazı merkezlerde önemli gelişme ve ilerlemeler sağlanmış olmasına rağmen yurt çapında çocuk kalp sağlığı hizmetlerinin uluslararası standartların gerisinde olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sarıoğlu şunları söyledi: “Ülkemizde her yıl 13.000-14.000 çocuğun doğumsal kalp hastalığı ile dünyaya geldiği, bu çocukların önemli bir kısmının çeşitli yetersizlikler nedeni ile tedavi şansına kavuşamadığı, hayatını kaybettiği veya kronik kalp hastası durumuna düştüğü bilinmektedir.
Her yıl üst üste biriken hastaları da dikkate aldığımızda, yüz binlerce ailenin sağlık sorunları yanında psiko-sosyal ve ekonomik sorunlarla da karşı karşıya kaldığı görülmektedir. Bu platformun amaç ve hedefi; çocuk kalp sağlığı hizmetlerinin, “Hasta güvenliği ve Kalite göstergeleri” açısından yurt çapında, Dünya standartlarına yükseltilebilmesi için gerekli çalışma ve düzenlemelerin başlatılmasıdır. Gündemdeki sorunların çözümü; Sağlık Bakanlığı, SGK, İlgili meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütlerini ilgilendirmektedir. Bu platform çözüm önerileri geliştirmek üzere önemli bir sorumluluk üstlenmiş bulunuyor. Platform olarak belirtmek isteriz ki artık lokal, gündelik başarılarla yetinmekten vazgeçmeli, yurdumuzun tümünde çocuk kalp sağlığı hizmetlerinin, uluslararası standartlara yükseltilmesini hedeflemeliyiz.
Burada kişisel ve grupsal çıkar ve beklentilerin ötesinde ve üstünde bir ülke ve insanlık sorunu vardır. Çabalarımız bu soruna çare bulunmasına yöneliktir. Bu bizim hastalarımıza, ailelerine, bilime ve uzmanlık alanımıza karşı öncelikli sorumluluğumuzdur” diye konuştu.
Prof. Gürbüz: “Doğu’da Merkez Sayısı Az, Sıkıntı Yaşanıyor”
Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ali Gürbüz ise toplantının, ilgili hekimler, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kamu Hastaneler Birliği ve bürokratların katılımıyla daha da zenginleştiğini söyledi. Toplantıda, Türkiye’deki çocuk kalp ameliyatlarıyla ilgili sorunların tartışıldığını ve ortak bir çözüm bulunması konusunda önemli adımlar atıldığını vurgulayan Prof. Dr. Gürbüz, şöyle devam etti: “Erişkin kalp ameliyatlarında bir sorun yaşanmamaktadır. Ancak çocuk kalp cerrahisine girdiğimiz zaman daha yoğun bir emek gerektiren bir grup olmakta birlikte, şu anda Türkiye’de 100 aktif cerrahımız bunu 27 merkezde gerçekleştirmektedir. Buradaki asıl problem, bu merkezlerin daha çok Batı’da lokalize olması. Halbuki çocuk nüfusunun daha yoğun olduğu Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde bu tür merkezlerin sayısının az ve bölgesel dağılımların orantısız olduğunu görüyoruz. Bunlar da masaya yatırıldı ve bakanlıklarımızla birlikte ortak çalışmalar yaparak, bunların bir sonuca kavuşacağı kanaatindeyiz.”
10 Yaşındaki Kalp Hastası Nesli Kemanıyla İzleyenleri Büyüledi
Bebekken kalp ameliyatı olan 10 yaşındaki Nesli Coşku Özgül, etkinlikte yer alan plaket töreninde kürsüye çıkarak, kemanla “Bu kalp seni unutur mu?” şarkısını çaldı. Bir yıldır keman çaldığını söyleyen Özgül, salondakilerden büyük alkış aldı. Sağlığı için ileriki yaşlarda bir kez daha kalp ameliyatı olması gereken Özgül, “Ameliyat olacağım diye korkmuyorum. Bunun çok ciddi bir şey olmadığını biliyorum. Bu yolda ailem ve doktorlar bana çok yardımcı oluyor” dedi. Nesli Çoşku Özgül’ün babası Hakan Özgül, kızına 2 aylıkken teşhis konulduğunu anlatarak, “Daha sonra çocuk doktorumuzun yönlendirmesiyle şimdiki hocalarımızla irtibata geçtik. Daha sonraki süreçte kızımız 9 aylıkken ameliyat oldu. Şu anda gayet iyi. Nesli ergenlik çağında bir operasyon daha geçirecek, onu bekliyoruz. Çok da rahatız. Doktorlarımıza güveniyoruz. Kızımın da bu konuda herhangi bir endişesi, korkusu yok. Biz de aile olarak hazırlıklıyız çünkü en Türkiye’nin iyi hocaları yanımızda” dedi.
Bakan Yardımcısı Etyemez: “Tedavi Hizmetlerinde Gelişmeler Var, Ama Hala Yetersiz”
Toplantıda söz alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Halil Etyemez ise, “Çocuk kalp sağlığı konusunda kişi, ekip veya organizasyon bazında gösterilen çabaların artık bir araya gelmesi, ortak akıl çerçevesinde somut çözümlerin ortaya konulması zamanının geldiğine inanıyoruz” dedi. Bakan Yardımcısı Etyemez, Türkiye’de her yıl 13-15 bin çocuğun doğumsal kalp hastalığıyla dünyaya geldiğini söyledi. Etyemez, “Bu çocukların yüzde 90’dan fazlası, tedavi ve kalp ameliyatları ile sağlıklı ve normal bir hayat şansına yeniden kavuşmaktadır. Ne yazık ki, bir bölümü ise yüksek maliyetler gerektiren kalp ameliyatları ve tedavi imkanlarının yetersizliği nedeniyle hayatını kaybetmektedir” diye konuştu.
Türkiye’de çocuk kalp sağlığı hizmetlerinde son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedildiğini, yeni açılan merkezlerle birlikte, çocuk kalp hastalıklarına yönelik tedavi imkanlarının geliştirildiğini vurgulayan Etyemez, şöyle devam etti: “Ülkemizdeki belirli sayıdaki merkezde, çocuk kalp ameliyatları büyük bir başarıyla gerçekleştirilmektedir. Bu başarı ülkemiz için gurur kaynağı olmuş, özellikle Ortadoğu ve Balkan ülkeleri açısından ülkemiz bir referans merkezi haline gelmiştir. Tüm bu olumlu gelişmelere rağmen maalesef çocuk kalp sağlığı hizmetleri, ihtiyacı karşılamaktan halen oldukça uzaktır. Çocuk kalp sağlığı konusunda kişi, ekip veya organizasyon bazında gösterilen çabaların artık bir araya gelmesi, ortak akıl çerçevesinde somut çözümlerin ortaya konulması zamanının geldiğine inanıyoruz.”