Ülkemizde organ bekleme listelerinde hasta sayıları giderek artarken, yapılan organ bağışları ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalıyor.
3-9 Kasım Organ Bağışı haftası dolayısıyla Karaciğer Nakli Derneği Başkanı Prof. Dr. Yaman Tokat ve Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Uluğ Eldegez ülkemizde organ bağışlarının azlığına dikkat çekerek organ bağışı konusunda çağrıda bulundu.
Organ nakline ihtiyaç duyan hastalar için organ beklemenin çok dramatik ve zor bir süreç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yaman Tokat “Bütün dünyada sayı olarak en çok böbreğe ihtiyaç var. Türkiye’de 60 bin civarında kişi diyalize giriyor. Diyaliz çok maliyetli bir tedavi yöntemi. Türkiye’de 20 bin kişi böbrek bekleme listesinde. Ancak yılda 3 bin civarında böbrek nakli yapılabiliyor. Nakille bu hastalar normal hayatlarına kavuşabilir. Türkiye’de 2 binden fazla hasta ise karaciğer bekliyor. Bu her yıl 2 bin karaciğer nakli yapılması gerektiği anlamına geliyor” diye konuştu.
Organ nakillerinde başarı oranı yüzde 90’ın üzerinde
“Ülkemizde organ nakilleri dünya standardında yapılmakta, hatta dünya standardının üzerine bile çıkmaktadır” diyen Prof. Dr. Yaman Tokat “Karaciğer ve böbrek gibi önemli organ nakillerinde başarı oranları yüzde 90’ın üzerindedir. Ülkemizde majör organ nakilleri grubunda, kalp, karaciğer, pankreas ve böbrek nakilleri en yaygın ve başarıyla uygulanan transplantasyonlardır” şeklinde konuştu.
Aileleri kırmadan organ bağışı teklifi yapılmalı
Cansız vericiden organ bağışı konusunda Avrupa’nın çok gerisinde olduğumuzu ifade eden Prof. Dr. Yaman Tokat “Kadavradan organ nakilleri daha uygun olmasına rağmen ülkemizde beyin ölümü kavramı yeterince bilinmediği için organlar genellikle canlı vericiden sağlanıyor. Bu doktor açısından zor bir durum. Veren kişi bunu memnuniyetle yapsa da tamamen sağlıklı bir insanın risklerini de alıyorsunuz. Bu nedenle ülkemizde beyin ölümü kavramı daha iyi anlatılarak organ bağışı sayısı artırılmalı. Beyin ölümü ile klasik ölüm arasında hiçbir fark olmadığı insanlara anlatılmalı. İnsanın ölümü tek bir şekilde vuku bulur ve biz de buna beyin ölümü diyoruz. Ölümlerde aile zaten bunu kabullenmekte zorlanıyor, o sırada karar vermesi zor olabiliyor” diyerek aileleri kırmadan, psikolojilerine zarar vermeden organ bağışı teklifinin yapılması gerektiğini ifade etti.
Organımın takıldığı kişi günah işlerse…
İslam dininin organ bağışı konusunda çok açık bir yaklaşımı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yaman Tokat “İslam dininde paylaşmak ve yardımlaşmak esastır, dinimiz bu konuda çok açık görüşlü. ‘Organ bağışlamanın günah olup olmadığı’ ve ‘Bağışlanan organların takıldığı kişilerin kötü bir insan olarak yaşamlarını sürdürmeleri halinde vericinin bu günahlardan sorumlu olup olmayacağı’ da organ nakli merkezlerine sık sorulan sorulardan biri. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da ifade ettiği gibi, din hepimizin de çok iyi bildiği gibi akılla ilgilidir, günah da sevap da aklı taşıyan kişiye aittir. Bir silahla adam öldürüldüğünde silahın suçlu olamayacağı düşünülürse dünyevi bedenimizin bir sorumluluğu da olamaz. Maide suresinde Kim (bir insanı) diriltirse bütün insanları diriltmiş gibi olur’ denilmektedir. Bundan hareketle organ bağışlayarak bir kişinin hayatını kurtaranın büyük sevap işlediğini söyleyebiliriz” dedi.
30 bine yakın hasta nakil için organ bağışlarını bekliyor
Prof. Dr. Uluğ Eldegez ise yakınını kaybeden ailelerin ancak yüzde 23ünün organ bağışına ‘evet’ dediğini, bu oranı en az yüzde 40’a çıkarmayı istediklerini söyledi. “Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde 30 bine yakın hasta hayatını sürdürebilmek için organ nakli bekliyor. 60 bin civarında hasta ise diyaliz makinesine mahkum bir şekilde yaşıyor. Sayıları giderek artan bu insanlarımızın yaşam kalitelerinin yükseltilerek sağlıklı birer birey olmalarını sağlayacak kadavradan organ nakillerinin gerçekleşmesi için ülkemizde organ bağışının toplum tarafından kabul görmesi gerekiyor” dedi.
“75 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip Türkiye’de normalde yılda yaklaşık 2 bin kadavradan organ nakli olması gerekirken, halihazırda bu sayı yaklaşık 350 dolayında” diye konuşan Prof. Dr. Uluğ Eldegez organ bağışı yapanların oranının Batı’da ortalama milyonda 25 iken, ülkemizde sadece milyonda 4,6 kişi düzeyinde olduğunu söyledi. “Bu rakamın makul düzeylere çıkması için ise on kat artması gerekiyor. Bu da ancak kamuoyunda organ bağışının gündeme gelmesi, doğru bilgilerin aktarılması, insanların kafasındaki soru işaretlerinin ve ön yargıların giderilmesi ile mümkün. Amacımız kadavradan organ bağışını artırmak ve bunun için toplumu bilinçlendirmek” dedi.