Çok önceleri anatomik model ve posterler üzerinden başlatılan tıp ve sağlık eğitimi zaman içinde anatomik maket ve manken çeşit ve niteliklerinin artışı ile beceri laboratuvarları anlayış ve uygulamaları biçiminde gelişmiş; ancak Batı ülkelerinde özellikle A.B.D. ve Japonya’da tıp eğitimi beceri laboratuvarları dışına taşarak elektronik simülatörlerle üniversite kliniklerinde hastabaşı eğitim simülasyonlarına dönüşmüştür.
Türkiye’de tıp ve hasta bakımı eğitiminde, uygulamaların çeşidine niteliğine uygun maket (trainer-eğitim düzeneği) ve mankenlerin kullanıldığını biliyoruz. Sayı ve çeşitleri arttıkça bunların bir araya getirilerek tıp fakülteleri ve sağlık yüksek okullarında “beceri geliştirme” laboratuvarları adıyla ayrı birimlere dönüştüğünü de görüyoruz. Daha önceleri anatomik model ve posterler üzerinden başlatılan tıp ve sağlık eğitimi, beceri laboratuvarları anlayış ve uygulamalarıyla daha kapsamlı bir faaliyete dönüşmüş bulunuyor. Bugün ülkemizde üniversitelerin yüksek sağlık okullarında ve bir ölçüde sağlık meslek liselerinde “beceri laboratuarı” uygulamaları genellik kazanmış durumdadır. Yeni kurulan ve olanakla¬rı sınırlı bazı tıp fakültelerinde de eğitim bu düzeyde sürdürülmektedir. Belirtelim ki üniversite bütçelerinde ve genel bütçeden sağlık meslek liselerine ayrılan ödeneklerde bu konuda yıldan yıla genişleyen bir olumlu gidiş söz konusudur.
Ancak, tıp eğitiminin hızla geliştiği Batı ülkelerinde özellikle A.B.D.ve Japonya’da mevcut anatomik maket ve manken çeşitleri artarken elektronik simülatörlerle yeni ve ileri bir evreye geçilmiştir.
Bu simülatörler, sanki canlı bir insan üzerinde çalışıyor gibi teşhis, tedavi, cerrahi işlem ve uygulamalarında gerçek insan ortamları oluşturulan, hasta reaksiyonları veren, öğrenciye (tıp ve sağlık eğitimi alan öğrenciye) uygulamalar sırasında hasta katkıları sunan elektronik ve yazılım teknolojilerinin ürünü cihazlardır. Söz gelimi, doğru ilaç tedavisine cevap veren, olumlu hasta reaksiyonları ile öğrenciye yol gösteren, öğrenci uygulamalarını öğrenim sürecini değerlendirerek eğitici ve öğrencinin hedefe yaklaşımlarına not veren bu cihazlarla tıp ve sağlık eğitimi istenilen eğitim düzeyine daha kısa zamanda ulaşmayı sağlamaktadır. Sadece eğitim maliyetleri değil, eğitim süre ve seviyeleri de olumlu etkilenmektedir. Elektronik simülatörler eğitim alanlarına göre çeşitlendirilmekte; örneğin bir hasta bakım ve tedavi simülatöründe öğrenci gerçek bir hasta ile karşı karşıya kalmış gibi kendisinden istenilen uygulamaları gerçekleştirerek bilgi ve becerilerini geliştirmektedir. Uygulamalar sonrasında öğrencinin performansı ayrıca değerlendirilmektedir.
Üç Boyutlu Simülatör görüntüleri kapsamlı yazılımlarla kendi ekseni üzerinde döndürülebilmekte büyütülebilmekte; sanal vücut örtüsü (deri) altına inilerek fizyolojik parametrelerin değişimi sağlanmaktadır. Solunum sistemi, soluk alıp verme, kardiyak ve sefalik fonksiyonlar ve sirkülasyon çeşitli senaryolarla “durum panelinde” farklılaştırılabilmektedir. Simülatöre kablosuz bir PC tablet üzerinden kumanda edilebilmekte; hazır senaryolar ya da bizzat eğiticinin öngördüğü değişik senaryolar kullanılarak eğitim belli bir “müfredata” göre sürdürülebilmektedir.
Hava yolu müdahaleleri, solunum sistemine ilişkin uygulamalar; kalp sesleri ve nabız ile uyumlu gerçek zamanlı ECG ritimleri, gerçek cihazların kullanımı yoluyla ECG, nabız, oksijen tüketimi, defibrilasyon, kardiovert ve pace takibi, damara ilaç uygulama ve ilaç çeşit ve miktarlarını belirleyebilme özelliği, fizyolojik modele göre otomatik olarak kontrol edilebilen gözler, ışığa hassas göz bebekleri, önceden hazırlanmış ve sisteme yüklenmiş sesli hasta cevapları ve daha pek çok özellikleriyle elektronik simülatörler, tıp fakültelerinde eğitimi hasta başı eğitim ortamlarına taşımaktadır.
Ne var ki, bu gelişmelerin Türkiye’de kabul görüşü, ya da tıp fakültelerinin bu yeni simülatörlere bütçe tahsisi işi henüz başlangıç safhasındadır. İşin ilginç tarafı bu başlangıcın resmi üniversitelerimizin tıp fakültesinde yaşanıyor olmasıdır. Devletin öncülüğü kuşkusuz önemli. Vakıf Üniversitelerimizde de bu yönde açılımlar gerekiyor.