Boğaziçi Ventures tarafından düzenlenen Yapay Zekâ Zirvesi, girişimciler, iş profesyonelleri, akademisyenler ve teknoloji meraklılarının yoğun ilgisiyle gerçekleşti. Zirvede girişim stüdyosu Cerebrum Tech’in sponsporluğunda “Sağlık teknolojilerinde yapay zekâ devrimi” başlıklı panel düzenlendi. Cerebrum Tech Pazarlama Direktörü Meltem Yeğen’in moderatörlüğünde yapılan panelde, Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuğba Dalyan, Klinik Psikolog Neslihan Çalışkan ve HIWELL Kurucusu ve CEO’su Ali Ozan Özçiçek, yapay zekanın tıp alanında ve psikoloji branşı özelinde sunduğu teşhis ve tedavi imkânlarına, yapay zekâ destekli yeni nesil uygulamalarına ve gelecekteki potansiyel yeniliklere ilişkin görüş ve deneyimlerini paylaştı. Panele, Cerebrum Tech’in geliştirdiği Türkiye’nin ilk 3 boyutlu avatara sahip yapay zekâ asistanı Cere de katılarak sağlık alanında kendisine sorulan soruları sesli olarak yanıtladı.
Hastalıkların erken teşhisi ve kişiselleştirilmiş tedavi dönemi
Yapay zekâ, oyun ve web3 alanında faaliyet yürüten Cerebrum Tech’in Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erdem Erkul, yapay zekada uzun yıllara dayanan araştırma ve geliştirmelerin son yıllarda çok önemli bir eşiği geçtiğini ve her sektörde muazzam bir değişimi başlattığını vurguladı. Yapay zekâ uygulamalarının hızlı, hatayı minimuma indirerek büyük verileri izleyebilme, iç görü oluşturabilme kabiliyetine dikkat çeken Dr. Erkul, “Yapay zekâ uygulamaları her alanda olduğu gibi tıp alanında da bir dizi devrim niteliğinde gelişmeye kapı araladı. Tıp dünyası, hastalıkların tanı ve tedavisinde kişiselleştirilmiş çözümlerin geliştirilmesi için çalışıyor. Yapay zekâ sayesinde hastalık belirtileri, genetik faktörler, tıbbi görüntüler ve diğer klinik veriler gibi geniş veri kümelerini işlenebilir. Bu verilerden hastalıkların risk faktörleri belirlenerek, hastalıkların erken teşhisi ve tedaviye yönelik tahminler yapılabilir” dedi.
“Herkes için sağlık” yapay zekâyla mümkün
Bu gelişmelerin sağlık hizmetlerinin daha erişilebilir, etkili ve verimli hale gelmesine katkıda bulunacağını söyleyen Dr. Erkul, “Sağlıkta tıbbi görüntü işlemelerin analizi ile birçok hayat kurtarılıyor. Yapay zekâ ve derin öğrenme teknikleri sayesinde MRI, CT taramaları, röntgenler ve diğer tıbbi görüntüler gibi büyük görüntü veri setlerini analiz edilebilir, bu görüntülerden hastalıkları tespit etmek, lezyonları tanımlamak ve tedavi süreçlerini iyileştirmek için faydalanılabilir. Çok yakın bir zamanda dünyanın en prestijli iki üniversitesi Harvard ve MIT, yapay zekayla, 12 milyon potansiyel kimyasal bileşeni tarayarak ilaç direncine sahip bakterileri yok edebilen yeni bir antibiyotik sınıfı keşfetti. Normalde yıllar alacak çalışma, yapay zekayla çok kısa sürede tamamlanabildi” bilgilerini paylaştı.
Yapay zekâda etik, güvenlik ve regülasyon için vakit kaybetmemek gerekir
Tıp alanında yapay zekanın kullanılmasının barındırdığı fırsatların yanı sıra etik, güvenlik ve regülasyon konularında çok dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Dr. Erkul, şu uyarıları yaptı: “Öncelikle, hastaların mahremiyetinin ve veri güvenliğinin korunması önemli bir endişe kaynağı. Sağlık verileri son derece hassas olduğundan, yetkisiz erişim ve veri sızıntısı riski göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, yapay zekâ algoritmalarının nasıl kararlar verdiği ve hangi verilere dayandığı net olmalı. Şeffaflık ve hesap verebilirlik, algoritmaların doğruluğunu ve güvenilirliğini değerlendirmede kritik öneme sahip. Öte yandan, yapay zekâ uygulamaları, veri setlerindeki önyargıları öğrenebilir ve bu önyargıları pekiştirebilir. Bu da sağlık hizmetlerinde eşitsizlikleri artırabilir. Bu nedenle, algoritmaların önyargıları azaltmak için düzeltilmesi gerekmektedir.
Hasta onayı ve bilgilendirilmiş olmak da çok önemli. Hasta, yapay zekâ kullanımının sonuçları hakkında net bir anlayışa sahip olmalı ve tıbbi kararlar almadan önce bilgilendirilmelidir.
Son olarak, yapay zekâ tarafından verilen tıbbi kararlar, sorumluluk ve yasal sorunları da beraberinde getirir. Algoritmaların yanlış tahminleri veya hatalı kararları kimin sorumluluğundadır? Bu konuda net bir yasal çerçeve oluşturulması gerekmektedir.”