Koronavirüs (COVID-19) salgını ile mücadelede alınan tedbirler, “tıbbi atık” konusunu yeniden gündeme getirdi. Hastanelerdeki tedavi süreçleri ve koruyucu önlemler, tıbbi atıklarda da artış yaşanmasına neden oldu. Atık yönetimi konusunda çalışmalar yürüten Erkanlı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Erkanlı, tıbbi atıklarla ilgili süreçlerin büyük bir titizlikle yürütülmesi gerektiğinin altını çizerek, “Türkiye’deki tıbbi atıkların sterilizasyonu ve bertaraf edilmesi işlemlerinin ‘Tıbbi Atıkların Kontrolü’ yönetmeliğine uygun yürütülmesi hayati önem taşıyor. Aksi takdirde hem salgın daha fazla yayılabilir hem de birçok bulaşıcı hastalık ortaya çıkabilir. Bunların yaşanmaması için tedbirlerin alınması, atıkların derhal imha edilmesi gerekli” dedi.
Koronavirüs (COVID-19) salgınını ile mücadeleyle birlikte artışa geçen tıbbi atıkların toplanmasından bertaraf edilmesine kadar uzanan süreç hayati önem taşıyor. Kurallara uygun yürütülmeyen süreç, salgın ile birlikte bulaşıcı hastalıkların yaygınlaşmasına da neden olabiliyor. Konu hakkında açıklamalarda bulunan Erkanlı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Erkanlı, tıbbi atıkların bertaraf edilmesi ile ilgili sürecin hayati önem taşıdığının altını çizdi. Türkiye’de gayrimenkul sektöründe hayata geçirdikleri geliştirme ve yatırım odaklı projelerin yanı sıra holding bünyesinde yer alan Eral Atık Yönetimi şirketi ve bu alandaki diğer grup firmaları ile atıkların bertaraf edilmesi konusunda 2005 yılından bu yana çalışmalar yürüttüklerini anlatan Erkanlı, yenilikçi çevre teknolojilerine sahip atık tesislerinin kuruluşuna öncülük ettiklerini belirtti.
Tıbbi atıklar üç farklı grupta toplanıyor
Salgınla mücadele kapsamında tüm hastanelerin maksimum kapasite çalıştığını ve yoğun bir tedavi sürecinin yaşandığını anımsatan Erkanlı, bu kapsamda artan tıbbi ve kontamine atıkların “Tıbbi Atıkların Kontrolü” yönetmeliğine uygun şekilde ayrıştırılarak insanların temas edemeyeceği şekilde biriktirilmesi, ivedilikle de bertaraf edilmesi gerektiğini vurguladı. Tıbbi atıkların “enfeksiyon yapıcı atıklar”, “patolojik atıklar” ve “kesici-delici atıklar” olarak üç gruba ayrıldığını anlatan Erkanlı, “Sağlık alanında kullanılan tüm atıklar ‘tıbbi atık’ olarak adlandırılıyor. İğneler, doktor ve hemşire eldivenleri, ameliyat giysileri, bistüriler, lam ve lamel gibi laboratuvar ortamına ait atıklar, karantina atıkları gibi kullanılmış tıbbi malzemeler de bu kapsamda yer alıyor” diye konuştu.
Her atık için farklı renkte çöp torbası kullanılıyor!
Tıbbi atıkların bertaraf edilmesi işlemleri ile ilgili bilgiler veren Erkanlı, ayrıştırma sürecinin daha kolay ilerlemesi için “Uluslararası Biyotehlike” amblemi ile içerisinde hangi tıbbi atığın yer aldığının üzerinde yazılı olduğu ve her atık için farklı renklerde olan çöp torbalarının kullanıldığını belirtti. Erkanlı, “Tıbbi atıklar, ara depolama tesislerine gönderilemez. Patolojik atıklar yakma yöntemiyle bertaraf edilir. Ancak herhangi bir kimyasalla muamele görmemiş kan torbaları ve kan yedekleri dâhil vücut parçaları ve organları sterilizasyon tesisinde işlenebilir” dedi.
Tıbbi atıklar başka atıklarla karıştırılmamalı!
“Tıbbi atıklar, kaynağında ve diğer atıklardan ayrı biriktirilir. Bunlar asla belediye atıkları, ambalaj atıkları, tehlikeli atıklar gibi atıklarla karıştırılamaz” bilgilerini veren Erkanlı, şu açıklamaları yaptı: “Tıbbi atıkların toplanmasında; yırtılmaya, delinmeye, patlamaya ve taşımaya dayanıklı, orta yoğunluklu polietilen hammaddeden sızdırmaz, çift taban dikişli ve körüksüz olarak üretilen, çift kat kalınlığı 100 mikron olan, en az 10 kilogram kaldırma kapasiteli, üzerinde görülebilecek büyüklükte ve üzerinde ‘Uluslararası Biyotehlike” amblemi ile ‘Dikkat! Tıbbi Atık’ ibaresini taşıyan kırmızı renkli plastik torbalar kullanılır. Torbalar en fazla dörtte üç oranında doldurulur, ağızları sıkıca bağlanır. Torbalarının içeriği hiçbir suretle sıkıştırılamaz, atıklar torbasından çıkarılamaz, boşaltılamaz ve başka bir kaba aktarılamaz.”
Atık torbaları geri kazanılamaz, tekrar kullanılamaz!
Patolojik atıkların da ayrı bir şekilde; aynı koruyucu özelliklere sahip “Uluslararası Biyotehlike” ambleminin yer aldığı kırmızı renkli plastik biriktirme kapları içinde toplandığını anlatan Erkanlı, “Bu kaplar da dolduktan sonra açılamaz, boşaltılamaz, geri kazanılamaz ve tekrar kullanılamaz. Herhangi bir kimyasalla muamele görmemiş kan torbaları ve kan yedekleri dâhil vücut parçaları ve organları bu torbalara toplanabilir” dedi. Erkanlı, kesici ve delici özelliği olan atıkların da aynı kriterlere sahip plastik veya aynı özellikleri barındıran kartondan kutu ya da konteynerler içinde toplandığını söyledi. Erkanlı, “Bu kaplar da tıbbi atık torbalarına konur. Kesici-delici atık kapları dolduktan sonra sıkıştırılamaz, açılamaz, boşaltılamaz ve geri kazanılamaz” diye konuştu. Sıvı tıbbi atıkların da aynı özelliklere sahip turuncu renkli torbalarda muhafaza edildiğini anlatan Erkanlı, “Tıbbi atıkların; etrafa yayılmadan ve sızıntı suları akıtılmadan tıbbi atık işleme tesisine taşınması zorunludur” dedi.
“Hepimiz tıbbi atık üreticisiyiz”
Tıbbi atıkların; kan ve kan örneklerini içeren sıvı atıkları da barındırdıklarından dolayı; diğer hastalıkların yayılmasına neden olabileceğini anlatan Erkanlı, “Tıbbi Atıkların Kontrolü yönetmeliğine uyulması hayati önem taşıyor. Aksi takdirde hem salgın daha fazla yayılabilir hem de bulaşıcı hastalıklar ortaya çıkabilir. Bunların yaşanmaması için tedbirlerin alınması, atıkların derhal imha edilmeleri gerekli” diye konuştu. “Salgın süreci ile birlikte sağlık tesislerinin dışında artık hepimiz tıbbi atık üreticisiyiz” ifadelerini kullanan Erkanlı, “Kullandığımız eldiven ve maskeleri normal atıklar gibi atamayız. Bu yüzden öncelikle belediyelerin tıbbi atıklar için ayrı bir ayrıştırma ve toplama sistemi kurması şart. Sistem oturana kadar da herkesin kullandığı eldiven ya da maskeyi bir poşetin içine koyması, ağzını bağladığı poşeti de çöp kutusuna atması gerekli. İngiliz kamu sağlığı otoritesinin yayınladığı bilgiye göre koronavirüs atıklarda 72 saate kadar yaşayabiliyor. Bu sebeple atıklar konusunda kurallara uymamız hayati önem taşıyor. Kurallara uymazsak bu atıklarla temas eden herkese virüs bulaştırabiliriz. Ayrıca 500 bini bulan atık toplayıcısı var. Aileleri ile birlikte bu rakam 2 milyona yaklaşıyor. Maske, eldiven gibi tıbbi atıkları poşete koymadan atmak; bu 2 milyon insanın hayatını da tehlikeye atmak demek” dedi.