Günümüzde “sinüzit” yerine “rinosinüzit” olarak da tanımlanan rahatsızlığın gelişmesi enfeksiyonlar dışında oldukça nadir.
Uzun süreli ilaç tedavisine yanıt vermeyen hastalarda ya da uygun tedaviye rağmen sık tekrarlayan enfeksiyon ataklarında ameliyat düşünülebiliyor. Çoğu insanın doktora başvurmaması nedeniyle sıklığını ortaya koymanın oldukça zor olduğunu belirten Liv Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nesil Keleş, sinüzitin belirtilerini ve tedavi yöntemlerini paylaşıyor.
Sinüzit Belirtileri Nelerdir?
Akut rinosinüziti olan hastalarda burun tıkanıklığı, geniz akıntısı, koyu sarı-yeşil burun akıntısı, göz çevresi, alın ve yanaklarda ağrı, hassasiyet, basınç hissi, koku, tat bozukluğu, diş, üst çenede ağrı ve geceleri artan öksürük yakınmaları olabilir. Ayrıca kulak ağrısı, ağız kokusu, ateş, boğaz ağrısı, halsizlik ve baş ağrısı gibi yakınmalar da eşlik edebilir. Akut rinosinüzit daha uzun süren kronik rinosinüzite dönüşebilir. Yine şiddetli enfeksiyonlar, menenjit ya da görme kaybına kadar gidebilecek göz enfeksiyonlarına neden olabilir. Bu durumlarda hasarların önlenebilmesi için acil müdahale edilmesi gerekir. Ayrıca akut rinosinüzit, astım ataklarını tetikleyebilir. Özellikle çocuklarda daha sık olmak üzere kulak enfeksiyonlarına da neden olabilir.
Sinüzit Tanısı Nasıl Konulur?
Günümüzde rinosinüzit (RS) tanısı, hastanın yakınmaları klinik muayene, endoskopi ve radyolojik tetkikler ile konulur. Burun muayenesi anterior rinoskopi ya da nazal endoskopi olarak yapılabilir. Hastanın yakınmalarının dikkatli değerlendirilmesi ve kulak-burun-boğaz muayenesi genellikle tanı için yeterlidir. Akut rinosinüzit tanısında konvansiyonel sinüs grafilerine gerek yoktur. Ancak tedaviye yanıt vermeyen ya da sık tekrarlayan rinosinüzit hastalarında Bilgisayarlı Tomografi (BT) istenebilir. Akut rinosinüzit hastalarında komplikasyon düşündürecek semptom ve bulgular var ise BT veya Manyetik Rezonans (MR) gereklidir. Ancak akut rinosinüzit tanısında Bilgisayarlı Tomografi gerekli değildir. Ancak tekrarlayan veya tedaviye dirençli olgularda KBB hekimi tarafından nazal endoskopi yapıldıktan sonra yine KBB hekimi tarafından gerek görüldüğünde Bilgisayarlı Tomografi istenmelidir.
Sinüzitin Tedavisi Mümkün mü?
Akut rinosinüzit medikal(ilaç) tedavisi ile düzelir. Ancak tekrarlayan ya da kronik olgularda cerrahi yöntemler uygulanır ve altta yatan nazal polip, alerji gibi etkenler yok sa ameliyat sonuçları oldukça başarılıdır. Akut viral rinosinüzitler ya da viral üst solunum yolu enfeksiyonlarında sıklıkla hastanın yakınmalarını azaltıcı tedaviler önerilmelidir. Özellikle sık burun temizliği (tamponlanmış tuzlu su ile), bol su içmek ve ateş düşürücü ilaçlar önerilebilir. Viral üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmekte olanlara antibiyotik verilmesinden kaçınılmalıdır. Antibiyotik tedavisi semptomları yedi günden uzun süren ve düzelme eğilimi göstermeyen ya da şiddetli semptomları olan hastalarda düşünülmelidir. Tamponlanmış tuzlu su ya da serum fizyolojik solusyonları ile nazal irigasyon hem güvenli hem de rinit semptomları üzerinde etkili bir tedavi yöntemidir. Mukolitik(balgam-salgı yumuşatıcı) ajanlar her ne kadar mukus vizkoitesini azaltsalar da, rinosinüzit tedavisinde klinik etkinlikleri gösterilmemiştir. Unutulmamalıdır ki en iyi mukolitik sudur. Dolayısıyla hastaların bol su içmesinde yarar vardır. Burun içindeki enflamasyonun iyileştirilmesi amacıyla tedavisi topikal steroid spreyler kullanılabilir. Tedavi edilmeyen kronik sinüzit sinüslerinizde ameliyat gerektiren hasara neden olabilir. Uzun süreli ilaç tedavisine yanıt vermeyen hastalarda ya da uygun tedaviye rağmen sık tekrarlayan enfeksiyon ataklarında ameliyat düşünülebilir. Bugün günümüzde kronik ya da tekrarlayan rinosinüzit tedavisinde uygulanan cerrahi tedavi endoskopik sinüs cerrahisidir.