Rahim ağzı kanseri, dünyada üreme çağındaki kadınlarda en sık görülen jinekolojik kanserler arasında ilk sırada yer alıyor. Türkiye’de ise jinekolojik kanserler arasında üçüncü sırada görülse de 45 yaş altındaki kadınlarda ilk sıraya yükseliyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serkan Erkanlı, rahim ağzı kanserinin erken teşhisle önlenebilir olduğunu belirterek düzenli tarama ve aşının önemine dikkat çekiyor.
HPV ve Rahim Ağzı Kanseri
Rahim ağzı kanserine neden olan vakaların %99’unda Human Papilloma Virüsü (HPV) sorumlu tutuluyor. Her 10 kadından 8’inin hayatı boyunca en az bir kez HPV ile karşılaştığını belirten Prof. Dr. Erkanlı, “Bağışıklık sistemi, enfeksiyonların %90’ını temizlese de %10’luk bir kesimde virüs kalıcı oluyor ve kanser riski artıyor” diyor.
Belirtilere Dikkat Edin!
Rahim ağzı kanseri genellikle erken dönemde belirti göstermiyor. Ancak şu belirtiler ortaya çıkabilir:
- Ara kanamalar,
- Cinsel ilişki sırasında veya sonrasında kanama,
- Kötü kokulu akıntı,
- Kasık ve bel ağrısı,
- Bacaklarda şişme.
Hastalığın ilerlemesiyle idrarda veya rektal kanama ve kabızlık gibi sorunlar da eklenebiliyor.
Tarama ve Aşı Hayat Kurtarıyor
Prof. Dr. Erkanlı, rahim ağzı kanseri taramalarına erken yaşta başlamanın hayati önem taşıdığını belirtiyor:
- Pap Smear testi: 21 yaşından itibaren her 3 yılda bir yapılmalı.
- HPV testi: 30 yaşından sonra 5 yılda bir uygulanabilir.
HPV aşısının ise 11-12 yaşlarında yapılması öneriliyor. Ancak 26 yaşına kadar ve bazı durumlarda 45 yaşına kadar da uygulanabiliyor.
Erken Teşhisle Yüksek Başarı
Erken evrede tespit edilen rahim ağzı kanseri, cerrahi müdahalelerle %95’in üzerinde başarıyla tedavi edilebiliyor. Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar için üremeyi koruyucu cerrahi yaklaşımlar da mümkün.
Erken teşhis ve düzenli taramalarla rahim ağzı kanserini önlemek mümkün. Unutmayın, HPV testi ve aşı, bu mücadelede en güçlü silahlarınız!