Nöroloji, psikiyatri, beyin cerrahisi ve diğer temel bilimlerle ilgili sinir araştırmalarının genel adı olarak açıklanan nörobilimin günümüzde çok daha büyük önem kazandığını belirten Prof.Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Nörobilim sayesinde geçen yüzyılda cevaplanamayan birçok sorunun cevabı yanıt bulacak. Bu nedenle nörobilim eğitimi de önem kazanacak” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Nörobilim Anabilim Dalı Başkanı ve NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, günümüzde önemi yeni anlaşılan nörobilimin özellikle beyin ve beyin araştırmaları ile ilgili bilinmeyenleri ortaya çıkaracağını söyledi.
Nörobilim davranış bilimlerinin önüne geçmiştir
“Nörobilim sinir sistemi bilimlerinin genel olarak araştırma alanıdır” diyen Prof. Dr. Tanrıdağ, “nörobilim” le ilgili şu bilgileri verdi: “Nörobilim sadece nöroloji anlamına sahip değildir. Nöroloji, psikiyatri , beyin cerrahisi ve diğer temel bilimlerle ilgili sinir sistemi araştırmalarının genel bir adıdır. Son dönemde davranış bilimlerinden nörobilime doğru bir geçiş var. Bunun da nedeni, genetik moleküler araştırmalarının giderek ağırlık kazanması ve eskiden davranışsal dediğimiz olayların, şimdi sinir sistemiyle ilişkilerinin yavaş yavaş çözülüyor olmasıdır.
İnsanların bu alanda merak ettiği önemli soruların bir kısmına cevap bulunmasından dolayı bir heyecan oluşmuş ve açıkçası nörobilim davranış bilimlerinin önüne geçmiştir. Bunu nereden anlıyoruz? Daha çok davranış bilimlerinde çalışma yapan insanların kendi alanları dışında nörobilim araştırma metodlarını kullanarak kafalarındaki sorulara cevap bulma girişimleri yoğunlaşmıştır. Bunu ayrıca özellikle psikoloji alanında fonksiyonel FMR denilen kontrollü MR çalışmalarının yoğunluğundan da zaten anlıyoruz.
Nörobilim asrı
Nörobilimin öneminin günümüzde devam eden çalışmalarla anlaşıldığını belirten Prof. Dr. Tanrıdağ, beyinle ilgili pekçok sorunun “nörobilim” sayesinde aydınlanacağını söyledi. Prof. Dr. Tanrıdağ, şöyle devam etti: “Nörobilim günümüzün sinir sistemi bilimlerinin adıdır ve esas olarak ikiye ayrılır. Temel bilimler ve davranış bilimleri ile ilgili olanları ki buna kongnitif nörobilim diyoruz. Dolayısıyla 21. yüzyıl büyük bir olasılıkla nörobilim asrı olacak denilebilir. Ve kısa zamanlar içinde geçen yüzyılda birçok cevaplanamayan soruların cevapları gelecek diye düşünüyorum.
Nörobilim eğitimi önem kazanacak
Nörobilimle ilgili eğitim seçimleri, yüksek lisans seçimleri, nörobilimle ilgili doktora programları kesinlikle insanların zamanı yakalama gayretleri ve onun karşılığıdır. Nörobilimde hangi eğitim kökeninden gelirsek gelelim nörobilimde yüksek lisans yapmak, nörobilimin yeni gösterdiği bilgilerin insanlar tarafından geniş çaplı olarak öğrenilmesi anlamına gelecektir.
Nörobilimci olmak için nörobilim temel eğitimi şart değil
Nörobilimci olmak için artık nörobilim temel eğitimi görmek gerekmiyor. Sosyal bilim ya da davranış bilimlerinden gelen insanların her biri nörobilim alanında yüksek lisans eğitimi yapabilir ve nörobilimde yüksek lisans eğitimi yaptıktan sonra da akademilk kariyerine bunu da ilave ederek buna daha güçlü olarak devam edebilir.
Nörobilimde laboratuvar ve teknoloji imkanlarının çok önemli olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Oğuz Tanrıdağ, bunun da araştırmalarda önemli sonuçlar elde edilmesine olanak sağlandığını belirterek şunları söyledi:
Artık varsayımlardan yola çıkmıyoruz!
“Bir kere laboratuvar deyince teknoloji akla geliyor. Nörobilim araştırmalarının hız kazanmasıyla teknolojinin gelişmesi ve haberleşmenin gelişmesi arasında birebir ilişki var, artık varsayımlardan yola çıkmıyoruz, aklımızdaki soruları bir şekilde test ediyoruz ve bu testte de teknolojiyi kullanıyoruz.
MR’ın kendisi 40 yıllık bir geçmişe sahp olmasına rağmen birçok soru havada kalmıştı ama yeni bir yazılımla ortaya çıkan yani işlevsel MR veya fonksiyonel MR bugün sadece nörolojik bilimlerdeki tıp alanlarının ihtiyacını karşılamakla kalmıyor aynı zamanda diğer alanlarda sosyal bilimlerde ve davranış bilimlerindeki araştırma sorularının cevabını bulacak hale geliyor.
Buradan görüyoruz ki nöroekonomi, nörohukuk, nöroedebiyat, nöroetik gibi alanlarda tamamen FMR’la yani hasta olmayan normal insanlarla ilgili araştırmalar yapılabiliyor. Ve dolayısıyla önceki yüzyılda hasta sinir sistemi hakkında elde ettiğimiz bilgilere bu sefer normal, hasta olmayan insanların sinir sistemleri ve beyinleri hakkındaki bilgileri de ekliyoruz.
Teknolojinin gelişmesi beyin araştırmalarını hızlandırıyor
Dolayısıyla teknolojinin gelişmesi bizim işimize yarıyor, teknolojinin gelişmesi genetik araştırmaların hızlanmasına yarıyor. Beyin araştırmalarının hızlanmasına yol açıyor. Araştırma yöntemleri teknolojiyle beraber nörobilimde son derece önemli bir yer kaplamaya doğru gidiyor. “