Vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olan ve uzun süre diyet yapmalarına rağmen kilo veremeyen morbid obezite hastaları çareyi cerrahi yöntemlerde arıyor. Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Klinik Doktoru Prof. Dr. Asım Cingi, morbid obezite cerrahisi hakkında bilinmeyenleri açıklıyor.
Teknolojinin gelişmesi, fastfood tarzı beslenme şeklinin yaygınlaşması, hareketsizlik, hatalı diyet uygulamaları gibi faktörler, çağımızın en yaygın sağlık sorunlarından biri olan obeziteyi yani aşırı şişmanlığı tetikliyor. Vücut ağırlığı ve boy uzunluğunun matematiksel olarak hesaplanmasıyla elde edilen beden kitle indeksi değerinin 40’ın üzerinde olmasına morbid obezite deniliyor. Morbid obezite hastaları hem fiziksel hem de psikolojik olarak pek çok sağlık sorunuyla karşı karşıya kalıyorlar. İstanbul İli Anadolu Güney Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği Doktorlarından Prof. Dr. Asım Cingi, “Günümüzde morbid obez hastalarda kalıcı etkiye sahip etkin bir ilaç bulunmamaktadır. Kullanılan ilaçların etkisi sınırlıdır. İlaçlar kullanılmadığı takdirde verilen kilolar hızla geri alınmaktadır. Doktor kontrolünde beslenme ve egzersiz programının denenmesine rağmen kilo kaybı sağlanamayan morbid obezite hastalarına cerrahi tedavi uyguluyoruz.” Açıklamalarında bulunuyor.
Obezitenin temelleri çocuklukta atılıyor
Ülkemizde obezite sınırını geçen insanların sayısının dünyadaki eğilime paralel şekilde hızla arttığını belirten Prof. Dr. Asım Cingi, “Şu anda obezite erişkin nüfusun yüzde 30’undan fazlasını etkilemektedir ve obezitenin temelleri çocukluk çağında atılmaktadır. Bu nedenle ailelere çocuklarının beslenme alışkanlıklarını ve yaşamprogramlarını düzenlemede büyük sorumluluklar düşüyor.” derken, doğum sonrası dönemlerde de kadınların obeziteye yakalanma risklerinin arttığına dikkat çekiyor.
Morbid obeziteye cerrahi yöntemle “DUR” deyin
Giderek artan morbid obezite hastalığı her cinsiyetten her yaş grubundan herkesi etkiliyor ve giderek artmaya devam ediyor. Morbid obezitenin tedavisinde ise önemli bir rol oynayan cerrahi yöntem, mide bypass’ından, tüp mideden ve mide bandı seçeneklerinden oluşuyor. “ Her hasta için en uygun yöntem, hastanın yemek yeme alışkanlığı, beden kitle indeksi, diyabetinin olup olmaması, daha önce geçirdiği cerrahi girişimler göz önüne alınarak ve hastaların karar alma sürecine aktif katılımıyla belirlenmelidir” diyen Cingi, cerrahi müdahaleden önce psikiyatristlere de büyük rol düştüğünü belirterek açıklamalarına şu şekilde devam ediyor; “Ameliyat olacak hastaların yemek yeme alışkanlıkları, yaşam tarzları ve cerrahi sonrası yaşama adaptasyonlarının uygun olup olmayacağı psikiyatri tarafından değerlendirmelidir. ” Yine ameliyat öncesinde kadınlarda meme ultrasonu, gerekli hastalarda kolonoskopi ve hemen hemen tüm hastalarda gastroskopiyle değerlendirme yapılması gerekiyor. Komplikasyon oranını arttırması nedeniyle, cerrahiden en az 3 ay önce mutlaka sigara kullanımı bırakılmalı. Estetik için değil, sağlık için ameliyat yapılmalı Morbid obezite cerrahisinin, bu alanda uzmanlaşmış ekiplerin çalıştığı, ameliyat öncesi ve sonrası takiplerin düzenli yapıldığı, cerrahi girişimlerin dünya standartlarına uygun olduğu ve düşük komplikasyon oranlarının gerçekleştiği merkezlerde yapılması gerekiyor. Cerrahinin estetik için değil, sağlık için yapılması gerektiğini belirten Cingi, operasyon sonrası evde takip döneminde yüksek ateş, kalp atımlarının hızlanması, karın veya göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi durumlarda vakit kaybetmeden cerrahi müdahalenin gerçekleştiği merkeze başvurulmasını söylüyor. Cingi, operasyon sonrası için şu açıklamalarda bulunuyor: “Özellikle erken dönemde ağızdan yeterli miktarda günlük sıvı alımına özen göstermelidirler. Sıvı gıdalarla beslenilmeli, günlük öğün sayısı arttırılmalı, tek seferde yüksek miktarda gıda alımından kaçınılmalı, ilerleyen dönemlerde de sıvı ve katı besinler aynı anda tüketilmemelidir.” En önemli faktör ekip çalışması Morbid obezite cerrahisinin başarılı bir şekilde geçmesindeki en önemli faktörün ekip çalışması olduğunu ifade eden Prof. Dr. Asım Cingi, “Hastanemizde obezite konusunda çalışmalar yapan deneyimli ve geniş bir ekip bulunmaktadır. B ekibin içinde endokrinoloji, genel cerrahi, psikiyatri, spor fizyolojisi, beslenme uzmanları, anesteziyoloji bölümleri yer almakta, gerektiğinde göğüs hastalıkları, kardiyoloji gibi bölümlerce hastalar değerlendirilmektedir. Farklı güncel cerrahi teknikler düşük komplikasyon oranı ile başarılı bir şekilde uygulanmakta, oluşabilecek komplikasyonlarla mücadele için gerekli altyapı ve deneyim bulunmaktadır. Hastaların istenilen sağlık durumuna kalıcı olarak ulaşmasını sağlamak için düzenli takipleri yapılmaktadır.” ifadelerine yer veriyor.
Bu beslenme şeklini benimseyin
Prof. Dr. Asım Cingi, obeziteye yakalanmamak için herkese aşağıdaki beslenme şeklini öneriyor: Yüksek kalorili, düşük lif içerikli gıdalarla beslenmekten uzak durun. Öğünleri atlamayın. Güne iyi bir kahvaltıyla başlayın. Akşamları geç saatlerde yemek yemekten kaçının. Çok hızlı yemek yemeyin.