Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği ‘’7-14 Şubat Dünya Doğumsal Kalp Hastalıkları Farkındalık Haftası’’ kapsamında minik kalplerin daha sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için toplumu ve aileleri doğumsal kalp hastalıkları hakkında bilinçlenmeye davet etti.
Günümüzde yaklaşık her 100 bebekten biri doğumsal kalp hastalığı ile dünyaya geliyor1. Bu gerçeklerden yola çıkarak, doğumsal kalp hastalığı ve sonuçları hakkında farkındalık oluşturmak, toplumsal bilinci artırmak ve minik kalplerin sağlığına kavuşmasına destek olmak amacıyla 7-14 Şubat haftası ‘’Dünya Doğumsal Kalp Hastalıkları Farkındalık Haftası’’ olarak kabul edilmiş olup; dünyada ve ülkemizde çeşitli etkinlik ve açıklamalarla bu önemli konuya dikkat çekiliyor.
Kuruluşundan bu yana minik kalplere ve ailelerine yaşadıkları zorlu süreçte destek olmak ve hastalık ile ilgili toplumsal bilinci artırmak için çalışan Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği doğuştan kalp hastalığı ve nedenleri, belirtileri, sonuçları ve erken teşhis için doğum öncesi ve sonrası kontrollerin önemi konularında aileleri ve toplumu daha fazla bilinçlenmeye davet etti.
Kalbin yapısında doğuştan var olan ve bir çeşit anormallik olarak nitelendirilen doğuştan kalp hastalıklarının bazıları gebelikte teşhis edilebiliyor. Bunun yanı sıra bu hastalıkların çoğunluğuna tanı, doğumda ya da doğumdan hemen sonra konuluyor2. Doğuştan kalp hastalıklarının daha az ciddi olanları ise çocukluk yıllarında ya da yetişkinlikte bile teşhis edilebiliyor3.
Doğumsal kalp hastalığı görülme sıklığının yaklaşık %1 olduğu ülkemizde ise her yıl yaklaşık 12.000 bebek bu hastalık ile dünyaya geliyor4. Bu hastalık ile doğan bebeklerin % 50’den fazlası yaşamları boyunca en az bir kez cerrahi operasyonla karşı karşıya kalıyor2,ameliyat öncesi ve sonrasında RSV enfeksiyonu ve pnömoni gibi ciddi sonuçlara yol açabilecek ek riskler de taşıyorlar.
Konu hakkında konuşan Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Nazmi Narin; ‘En yaygın görülen doğumsal kalp hastalığı, kanın kalbin içinden geçişini etkileyen akış kusurlarıdır ve kalbin yapısında doğuştan var olan bir anormalliktir. Halk arasındaki yaygın adı ile kalpteki deliklerdir. Doğuştan kalp hastalığı olan bazı bebekler daha hızlı nefes alır, yemek yerken ya da uyurken terlerler. Doktor muayenesi sırasında kalplerinde üfürüm denilen sesler duyulur. Bu bebeklerde beslenme sorunları olabilir ve kalp hastalığı olmayan bir bebek kadar hızlı kilo alamayabilirler. Doğuştan kalp hastalığının diğer sonuçlarını kalp yetmezliği, pulmoner hipertansiyon, büyüme ve gelişme geriliği, enfeksiyonlar ile aile ve çocuklar üzerinde yaşam kalitesinde bozulması olarak sıralayabiliriz.’ dedi.
Narin ayrıca; Doğumsal kalp hastası olan bir bebeğin düzenli kontrole ve sonrasında koruyucu önlemlerin alınmasına yönelik desteğe ihtiyacı bulunuyor. Doğuştan kalp hastalığına yönelik koruyucu önlemlerin alınmasında ise hekimlere ve ailelere önemli sorumluluklar düşüyor. Bugün olduğu gibi gelecekte de bu önemli konuda hassasiyetle çalışmaya devam edeceğiz.’’ dedi.