Yazdan sonbahara geçiş yaptığımız şu günlerde sağlığımıza çok daha dikkat etmemiz gerekiyor. Medipol Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hale Handan Sarıkaya mevsim değişikliklerinde nelere dikkat etmemiz ve nasıl beslenmemiz gerektiğini anlattı…
İnsan vücudunu ve sağlığını etkileyen en önemli faktör sıcak soğuk farklılıklarıdır. Mevsimsel geçişlerde yaşanan hava değişimleri kimi hastalıkları alevlendirir, kimisini belirgin olarak rahatlatabilir.
Medipol Üniversitesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hale Handan Sarıkaya, sonbaharın yaklaşmakta olduğu şu günlerde bizleri bekleyen, en sık karşılaşabileceğimiz hastalıkların grip, soğuk algınlığı, bronşit, zatürre gibi üst ve alt solunum yollarına ait hastalıklar olduğunu söyledi ve yazdan sonbahara geçiş yaptığımız şu günlerde hastalanmamak için nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlattı…
Yaşlılar ve çocuklar daha dikkatli olmalı
Gün içindeki ısı farklılıklarından dolayı, uygun korunma önlemleri almazsak tekrarlayan ve uzun süren solunum yolları hastalıklarına yakalanma sıklığımızın arttığını belirten Dr. Hale Handan Sarıkaya, bunun en önemli nedeninin ısı farkıyla kişinin zayıflayan bağışıklık sisteminin bakteri ve virüs hastalıklarına açık hale gelmesi olduğunu vurguladı.
Dr. Hale Handan Sarıkaya konu ile ilgili şunları söyledi: “Solunum yolu hastalıkları sıklıkla burun akıntısı, öksürük, aksırık, boğaz ağrısı, halsizlik, bazen de ateşle görülür. Öksürük, aksırıkla havaya saçılan damlacıklar yoluyla çok hızlı bulaşır ve vücut direnci düşük kişilerde basit bir soğuk algınlığı bile bronşit ve zatürreye ilerleyen bir seyir izleyebilir; aynı zamanda ciddi bir iş gücü kaybına da yol açabilir. Bu durum en çok yaşlı ve çocukları etkilediğinden risk grubundaki kişilerin daha dikkatli olmaları, özellikle bu dönemlerde kapalı, klimalı, havalanması iyi olmayan yerlerden kaçınmaları, düzenli uyku ve beslenmelerine dikkat etmeleri, bol su içmeleri, sigaradan kaçınmaları önerilir.”
Genellikle basit bir soğuk algınlığının nedenin çoğunlukla virüsler olduğunu belirten Sarıkaya, bu durumda antibiyotik tedavisine gerek olmadan 1 hafta içinde kendiliğinden iyileşme sağlandığını; klinik şikayetlerde kötüleşme durumunda ise mutlaka hekime başvurulması gerektiğini vurguladı.
Mevsim değişimlerinde bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için neler yemeliyiz?
– Özellikle A, C, E vitaminleri ile beta karoten, selenyum ve çinkodan zengin brokoli, karnabahar, lahana, biber, enginar, ıspanak, havuç, maydanoz, tere, sarımsak; meyvelerden ise portakal, mandalina, kivi, elma, limon bol miktarda tüketilmelidir.
– Özellikle E vitamini yönünden zengin olan zeytinyağı, fındık, soya, ceviz, fıstık, badem kalp hastalığı riskini azaltmasının yanında birçok kanser türüne karşı da koruyucudur. Kırmızı, turuncu ve yeşil sebze ve meyvelerdeki beta karoten bağışıklık sistemini belirgin şekilde destekler.
– Güçlü bağışıklığın bir diğer parçası probiyotikler. Probiyotikler bağırsak yararlı bakterilerini arttırarak hastalık yapan mikroorganizmaların üremesine engel olurlar.
– Diyetinize mutlaka eklemeniz gereken besinlerden keten tohumu, soya fasulyesi, sarımsak, omega 3 yağ asitlerini (en çok somonda bulunur) de unutmayalım.
– Kırmızı et, yumurta, yeşil mercimek, barbunya, nohut, yeşil yapraklı sebzeler, kuru meyveler, pekmez her gün tüketilmelidir.
– Kahve, kola gibi kafeinli içeceklerin kullanımını da azaltmakta kesinlikle fayda vardır.
– Son bir not olarak ekinezya ve beta glukanın hem tedavide hem bağışıklık destekleyici olarak kullanıldığını hatırlatalım, ancak bunların hekim kontrolünde kullanılması gerekir.