Türkiye’de son 6 ayda sezaryen oranı yüzde 58,60 normal doğum oranı ise yüzde 41,40 olarak gerçekleşti. İstanbul Doğum Akademisi bu süreçte çözüme odaklanarak anne adaylarının doğum korkularıyla yüzleşmelerini ve eğer varsa bu korkularını aşmalarını sağlıyor.
İstanbul’da, kurucusu olduğu İstanbul Doğum Akademisi’nde doğuma hazırlık eğitimleri düzenleyen Keşkesiz Doğum Eğitmeni ve Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Hakan Çoker, bu süreci şöyle değerlendiriyor: “Akademide yaklaşık 2 senedir doğuma hazırlık eğitimleri veriyoruz. Bu süre zarfında, 400 gebeye eğitim verdik. Üniversitelerde düzenlediğimiz seminerlerde yüzlerce ebeye ulaştık ve bilgilerimizi paylaştık. Bunun sonucunda gördük ki eğer doğru bilgilendirilir ve gerekli hazırlığı yaparlarsa metropol kadınlarımız da normal ve müdahalesiz doğum yapabiliyor, tercihlerini bu yönde kullanabiliyorlar. Anne ve baba adayları sadece bir hafta sonlarını bu eğitime ayırarak doğum tercihleri konusunda bilinçleniyor, doğum sırasında uygulayabilecekleri ilaç dışı rahatlatıcı teknikler hakkında bilgi alıyorlar. Nefes egzersizleri, gevşeme yöntemleri, masaj vb. gibi teknikleri öğrenen anne adayları bedenlerine güveniyorlar. Böylelikle, doğumun normal süreci hakkında bilgi sahibi olan çiftler, isterlerse doğum korkularını geride bırakmak için Türkiye’nin ilk hamile psikoloğu ve İstanbul Doğum Akademisi’nin kurucusu Uzm. Psikolog Neşe Karabekir ile birebir seanslarla çalışabiliyorlar. Çiftler isterlerse Akademi’den doğum boyunca birebir ebe desteği de alabiliyorlar. Eğitim sürecinde eşine eşlik eden babalar da doğumda eşlerinin en büyük destekçisi haline geliyor.”
Çoker, toplumun son 20 yılda doğumdan korkan bir toplum haline geldiğini belirterek “Gerek medya, gerek doktorların riskleri abartması ve annelerin hazırlanmadıkları doğumları korkunç hikayeler gibi anlatması bu korkularımızın temelini oluşturdu. Anneler doğumdan korkar oldu, doktorlar annelerden ve dolayısı ile doğumlardan korkar oldu. Kaynağın temeline inmeden bu sorunu çözmemiz mümkün değil. Yani korkunun temeline ineceğiz ve doğumu hastalık değil, güvenilir, doğal, fizyolojik bir eylem olarak göreceğiz” diye konuştu.
İstanbul Doğum Akademisi doğal hormonların aktif olarak salgılandığı, kendiliğinden başlayan, mümkün olduğunca müdahale edilmeden tamamlanan doğumların artması için çalışmalarını sürdürüyor. Akademi’nin yaygınlaştırmaya çalıştığı “Keşkesiz Doğum” felsefesi aynı zamanda bebeğin doğar doğmaz anne kucağı ile buluştuğu ve orada olabildiğince uzun süre kaldığı doğumları teşvik ediyor. Eğitim sürecini tamamlayıp doktoruyla, ebesiyle, personeliyle bir takım oluşturan anneler, bebeklerine doğar doğmaz o en masum halleri ile sarılıyorlar. İster normal doğum olsun, ister sezaryen doğum boyunca ondan ayrılmıyorlar, ten tene teması sağlayıp doğumdan hemen sonra bebeklerini emziriyorlar. Kopmayı değil kavuşmayı yaşıyorlar.