Pfizer için Cancer and Careers (Kanser ve Kariyer) kuruluşu tarafından yapılan yeni araştırma meme kanseri olan çalışan kadınların tedavi görürken de iş hayatından kopmak istemediklerini ortaya koyuyor. Ankete katılan her dört kadından üçü çalışmanın iyileşmelerine yardımcı olduğunu söylüyor ve uzmanlar da buna katılıyor. İşverenlerin ve hekimlerin desteği ve iletişimi meme kanserli kadınlar için büyük önem taşıyor.
Araştırmaya göre, meme kanseri olan çalışan kadınların yüzde 77’si çalışmanın iyileşmelerine yardımcı olduğunu düşünüyor. Bu görüş, araştırmaya katılan sağlık çalışanlarının hemen hepsi tarafından (%92) destekleniyor.
Meme kanseri olan çalışan kadınların, sağlık çalışanlarının ve işverenlerin meme kanseri ve işyeri konusundaki bakış açılarını kapsamlı biçimde inceleyen ilk çalışma olan Şirketiçi Paylaşım Platformu araştırması, kanser hastalarının çalışma hayatında tutunması için destek veren ve eğiten Cancer and Careers (Kanser ve Kariyer) kuruluşu tarafından Pfizer için gerçekleştirildi.
Harris Poll araştırma şirketi tarafından online olarak yapılan araştırmaya tanı aldıktan sonra çalışan veya iş arayan 1.002 kadın meme kanseri hastası, 102 işveren ve meme kanseri hastalarını tedavi eden 200 sağlık çalışanı dahil edildi. Pfizer’in Breast Cancer: A Story Half Told (Meme Kanseri: Yarım Anlatılan Bir Hikâye) girişiminin bir parçası olarak yapılan araştırmadan elde edilen çarpıcı bulgular şöyle sıralanıyor: Meme kanserinin ileri evresi olan metastatik evredekiler de dahil meme kanseri olan kadınlar, hem finansal hem de duygusal nedenlerle çalışmak istiyorlar: Araştırmaya katılan kadınların %56’sı mevcut durumlarında bile çalışmayı tercih ediyorlar. Bunun için neden belirtmeleri istendiğinde katılımcılar gelir sağlama ihtiyacını (%59) ve hemen ardından kendini verimli hissetmek gibi psikososyal nedenleri (%41), kişisel tatmin isteğini (%38) ve normal hissetme arzusunu (%29) neden gösteriyor. Özellikle metastatik meme kanseri olan kadınlarda çalışmak istemenin nedeni olarak kendini normal hissetme arzusunun, daha erken evre meme kanserli kadın katılımcılara oranla yaklaşık iki misli daha fazla (%48’e karşılık %25) olduğu görülüyor.
Meme kanseri olan kadınlar çalışma arzularına rağmen, hastalıklarının iş yaşamlarını olumsuz etkilediğini hissediyorlar: Araştırmaya katılan kadınların yarıya yakını (%48) hastalığın ve tedavilerinin (özellikle tedavinin yan etkilerinin, %36) iş yaşamlarını olumsuz etkilediğini, fazladan devamsızlığa, daha hafif bir programla çalışmalarına, ücretli veya ücretsiz izin almalarına veya işten ayrılmalarına yol açtığını düşünüyorlar.
Sağlık çalışanlarının meme kanseri tedavisi alırken çalışan kadınlara desteği artırmaları için fırsatlar bulunuyor: Araştırmaya katılan kadınlar, hekimlerin iş yaşamı ve kanser konusunda genelde yardımcı olduklarını hissetseler de, yaklaşık yarısı tedavi kararları verilirken iş yaşamlarının göz önüne alınmadığını ifade ediyor. Ayrıca, onkologların yüzde 87’si ve hemşire/gezici hemşire/medikal-sosyal görevlilerin yüzde 92’si meme kanserli kadınlara çalışma ortamlarında yardımcı olabilecekleri daha çok fırsatın olması gerektiğini vurguluyor.
Pfizer Onkoloji Bölümü, Türkiye Ülke Medikal Lideri Dr. Elif Coşkunçay Yener, “Meme kanseri, tedavi görürken çalışmaya devam edip etmemek gibi pek çok zor kararın verilmesini gerektirebilen bir hastalık,” diyor. “Araştırmanın gösterdiği gibi, çalışmak meme kanserli kadınlara yalnızca finansal değil, aynı zamanda duygusal açıdan da değer sağlıyor. Özelikle metastatik evrede, sürekli tedavi gören kadınlar, normallik duygusunu korumayı daha çok istiyor.”
Meme kanseri kadınlarda görülen kanser tipleri arasında birinci sırada yer almaktadır1. Hayat boyu her 8 kadından birinin kansere yakalanma riski vardır1. Türkiye’de her 4 kadın kanserinden 1’i meme kanseridir.2 Meme kanserinde “Tek bir tedavi yöntemi tüm hastalara iyi gelir” yaklaşımı yerini “Kişiye özel tedavilere” bırakmıştır. Bu sayede hastalarda daha etkin tedaviler ile başarı şansı artmış, hastaların istenmeyen yan etkilerden uzaklaştırılabilmesi mümkün olmuştur.