Türk Onkoloji Grubu (TOG) Melanom Çalışma Grubu, görülme sıklığı giderek artan ve yüksek mortalite riski taşıyan melanomun tanı, teşhis ve tedavisine ışık tutacak ve bu alanda çalışan bilim insanları ve karar vericilere rehber olacak bir çalışma gerçekleştirdi: “Türkiye Melanom Yol Haritası”
TOG Melanom Çalışma Grubu, Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi, Ulusal Kanser Danışma Kurulunun çalışmaları, Patoloji, Dermatoloji ve Cerrahi Derneklerinin katkıları ve Bristol-Myers Squibb’in desteği ile melanomun erken tanısı ve uygun tedavi stratejilerini belirlemek için ‘Türkiye Melanom Yol Haritası’ başlıklı bir rapor hazırladı.
2013 yılı içinde tamamlanan bu önemli çalışma, TOG Melanom Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik ile Gazi Üniversitesi Rektörü ve Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Büyükberber, TOG Melanom Çalışma Grubu üyelerinden Ulusal Kanser Danışma Kurulu Başkanı ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yalçın, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Sevinç, İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Cerrahi Onkoloji Ünitesi uzmanlarından Prof. Dr. Sıdıka Kurul, VKV. Amerikan Hastanesi Medikal Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nil Molinas Mandel ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Araştırma ve Uygulama Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Bengü Nisa Akay’ın katılımıyla Ankara Marriott Otel’de 27 Kasım Çarşamba günü düzenlenen bir basın toplantısında paylaşıldı.
“Cilt kanserinde son 30 yılda yüzde 237 artış”
Toplantıda raporla ilgili bilgiler veren Prof. Dr. İsmail Çelik, melanomun görülme sıklığının son 30 yılda 2 kat artış gösterdiğini belirterek, dünyada 100 bin kişide 2,8 melanom vakası görüldüğünü anlattı. Prof. Dr. İsmail Çelik, 50 yaşını geçmiş olunması, ailede melanom öyküsü bulunmasının riski artırdığını ve düzenli dermatolog muayenesinin yokluğunun teşhiste geç kalınmasına neden olduğunu söyledi.
“Türkiye’de melanom”
Prof. Dr. İsmail Çelik, melanomun Türkiye’de her 100 bin erkekte 1,9, her 100 bin kadında ise 1,3 görülme sıklığına sahip olduğunu hatırlattı. Türkiye’de hastaların aile hekimine başvurabildikleri gibi dermatoloji, genel cerrahi, plastik cerrahi, kulak burun boğaz ve onkoloji uzmanlarına da başvurabildiğini dile getiren Prof. Dr. Çelik, Türkiye’de melanom ile mücadelede toplumda farkındalık sağlaması gerektiğini ve riskli gruplara koruyucu önlemleri anlatmanın önemli olduğunu vurguladı. Coğrafi konumu nedeniyle Türkiye’de güneş maruziyetinin yüksek ve özellikle kırsal açık alanda çalışmanın yoğun olduğunu kaydeden Prof. Dr. İsmail Çelik, söz konusu popülasyonun yüksek düzeyde melanom riski olduğunu ifade etti.
“İmmüno onkolojik tedavi ile yaşam uzuyor”
Prof. Dr. İsmail Çelik, yapılan bir çalışmada melanom hastalığında lezyonun ilk kez fark edilmesinden tedaviye kadar geçen sürenin hastaların yüzde 25’inde 1 yıldan fazla olduğunun belirlendiğini söyledi. Bu gecikme nedeniyle hastaların çoğunun son evrelerde teşhis edilebildiğini belirten Prof. Dr. Çelik, şöyle konuştu: “Bu durum hastalığın hayatta kalım süresini olumsuz etkilemektedir ve mevcut, klasik tedavi yöntemlerinden yararlanmayı neredeyse imkânsız kılmaktadır. Üzerinde uzun yıllardır araştırma yapılan ve bağışıklık sistemini güçlendirerek, özellikle tümör üzerinde hedefe yönelik tedavi sağlayan “İmmüno Onkolojik” tedaviler ve ilaçlar bugün melanoma tedavisinde yeni bir çığır açmış, ileri evrelerde dahi yaşam süresini 2-3 kat uzatmıştır.”
Prof. Dr. İsmail Çelik, İmmüno Onkolojik tedavi yaklaşımı sayesinde melanomanın yanı sıra akciğer kanseri, karaciğer kanseri gibi pek çok kanser türünde, önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde tümörlerle savaşta, tıbbın çok güçlü ve yeni silahları olacağını belirtti.
“Dünyada melanom”
Toplantıda konuşan Gazi Üniversitesi Rektörü ve Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Büyükberber, dünyada melanomun görülme sıklığı ile ilgili bilgiler verdi. Türkiye’de melanom görülme sıklığında belirgin bir artışın dokumante edilmemiş olmasına rağmen, özellikle gelişmiş ekonomilerde durumun daha farklı olduğunu ifade etti. ABD’de melanom insidansının son 25 yılda ikiye katlandığını hatırlatan Prof. Dr. Süleyman Büyükberber, İngiltere’de ise melanom insidansının 2020 yılında kadınlarda yüzde 66, erkeklerde ise yüzde 88 artış göstereceğini kaydetti. Bu artışın önemli bir halk sorunu haline geldiğini söyleyen Prof. Dr. Büyükberber, “ABD’de SEER programı (1992-2004) verileri, melanom insidansının her yıl yüzde 3,1 oranında artış gösterdiğini ortaya koyuyor. 1992’de 100 bin kişide 18,2 olan insidans 2004 yılında 26,3’e yükselmiştir” dedi.
Prof. Dr. Büyükberber, Avustralya’nın cilt kanserinde 100 bin kişide 40-45 insidans ile ilk sırada yer aldığını belirterek, bu bölgede özellikle devlet dışı kuruluşların desteğiyle yürütülen primer ve sekorder korunmaya yönelik kampanyalar ve eğitim programlarıyla pozitif sonuçlar alınmaya başlandığını ifade etti.
“Medya desteği olmalı”
Toplantıda konuşan Prof. Dr. Sıdıka Kurul, melanomdan korunmak için erken tanının şart olduğunu vurguladı. Bu kapsamda kişilerin kendini muayene etmesi ve şüpheli durumlarda dermatologlara gitmesinin önerilebileceğini anlatan Prof. Dr. Kurul, “Melanom konusunda farkındalık sağlanması amacıyla yazılı ve görsel basında bu konuya daha çok yer verilmesi son derece önemlidir. Buradan tüm medya kuruluşlarını göreve çağırıyorum” dedi.
Prof. Dr. Kurul, melanomun asıl tedavisinin cerrahi olduğunu, hastaların önemli bir bölümünün ameliyatla tedavi edildiğini ve bu aşamada iyi kalitede cerrahi müdahalenin önemine dikkat çekti. Ancak, hastalık sistemik hale geldiğinde yani uzak metastazlar başladığında medikal tedavinin gerekli olduğunu ifade ederek, çok mutluyum ki bu evredeki hastalar için bugün çok iyi tedavi seçenekleri geliştirilmiş ve geliştirilmeye devam edilmektedir dedi.
“Solaryum risk taşıyor”
Basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Nil Molinas Mandel ise açık tenli ve güneşe maruziyeti yüksek grupların daha fazla risk altında bulunduğundan bu duruma maruz kalan meslek gruplarının bilgilendirilmesi gerektiğini söyleyerek, şöyle konuştu: “Halkın ultraviyole ışınlarının etkileri hakkında bilgi sahibi olması sağlanmalı, gereksiz solaryum uygulamasından kaçınılmaları önerilmelidir. Solaryum ABD ve AB’de olduğu gibi 16-17 yaş altı kişilere uygulanmamalıdır.”
“Resmi makamlarla işbirliği yapılmalı”
Prof. Dr. Bülent Yalçın da sanat ve spor dünyasının sevilen bazı isimlerinin katılımıyla melanoma karşı bilgilendirici bir sosyal sorumluluk kampanyası düzenlenmesi, farkındalık kampanyalarının oluşturulması gerektiğini bildirdi. TBMM ve belediyeler gibi resmi makamlarla işbirliğine gidilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yalçın, korunma ve erken tanıya yönelik kamu spotlarının ve kamu afişlerinin hazırlanması ve yayınlanmasının hedeflenmesi gerektiğine dikkat çekti.
“Hastalığın erken tanısı tedavi edilebilirliği için çok önemli”
Prof. Dr. Bengü Nisa Akay da melanomda hastalık ne kadar erken teşhis edilirse tedavi edilme şansının o kadar artttığını ifade etti. Melanomun agresif bir kanser türü olduğuna dikkat çeken Akay, eğer tanıda geç kalındıysa yaşam süresinin uzatılmasının zorlaştığını vurguladı. Akay ayrıca, melanomdan şüphelenen herkesin mutlaka cilt hastalıkları uzmanına başvurması gerektiğini ifade etti.
“Melanom Tanı ve Tedavisinde dünyada en önemli referans olarak kabul edilen NCCN’in Türkçe versiyonu kullanıma sunuldu”
Basın toplantısına katılan Prof. Dr. Alper Sevinç, melanom tanı ve tedavisindeki güncel bilgilerin ülkemizde melanom tedavisi ile ilgilenen klinisyenlere daha rahat ve hızlı bir şekilde ulaştırılabilmesi için Türk Onkoloji Grubu bünyesinde 2012 yılında “NCCN Melanom Rehberi Türkçe Adaptasyonu Danışma Kurulu” nun teşkil edildiğini ve bu konuda dünyada en önemli referans tanı ve tedavi rehberi olarak kabul edilen NCCN’in Türkçe versiyonunun hazırlanması için gerekli çalışmaların başlatıldığını ifade etti. Bu çerçevede, rehberin Türkçe versiyonunun NCCN’in web sayfasında yayınlanarak Türk hekimlerinin kullanımına sunulduğunu belirtti.