İnfertilite tedavisi sırasında psikolojik destek alan anne baba adayları tedavi sürecini çok daha rahat geçiriyor ve hem tüp bebek başarı oranları olumlu yönde etkileniyor.
ART Tıp Merkezi’nden Uzman Psikolog Arzu Güneş kısırlık tedavisi esnasında psikolojik desteğin önemini anlatıyor.
İnfertilite bir kriz durumudur ve bu kriz, belki de tüm yaşamları boyunca çiftin ilişkisini etkileme potansiyelindedir. İnfertilite ile karşı karşıya kalan çift, çelişkili ve çok karmaşık duygular yaşar. Bir an hayat arkadaşını suçlar ve büyük öfke yaşar, ardından suçluluk duyguları ile ezilir. Hayal kırıklığı, ümitsizlik, haksızlığa uğramışlık duygusu, öfke, suçluluk hepsi birbirine karışır.
Bu karışıklık bir süre sonra yerini çözüm arayışına bırakır. Her umuda sarılan çift elinden geleni yapar. Uzun süre doktor doktor gezen çift için, tüp bebek tedavisi son umuttur. Zor ve meşakkatli bir yolun henüz en başında olan çift, çok güçlü olması gerekirken, aslında çok yorgundur. İnfertilite kavramının kendisiyle savaşmak yetmez gibi, bir yığın dış faktörle de savaşmak zorunda kalmıştır: aman kimse duymasın diye çabalamalar, çevreye karşı savunmalar, aile büyüklerinin baskısı, yakınlarıyla bile paylaşamama ve yalnızlık, eşini kaybetme korkusu, suçlanma.
MAÇA 1-0 YENİK BAŞLAMAYIN!
Bunca yükün altında ezilen ama tüp bebek tedavisine son bir umutla sıkı sıkı sarılan çiftin, tedavinin daha ilk basamağı olan tanı koyma aşamasından itibaren psikolojik destek alması çok önemlidir. Psikolojik destek, her şeyden önce, çiftin sırtlardaki yükü hastanenin kapısında bırakabilmesini amaçlamaktadır. Böylece maça 1-0 yenik başlamak zorunda kalmayacaktır.
Farklı çiftler, farklı bireyler infertilite tedavisi sürecinde farklı desteklere ihtiyaç duymaktadır. Uzman Psikoloğun görevi, hastanın neye ihtiyaç duyduğunu doğru belirlemektir. Daha sonra da, kişiye ve çifte özel bir tedavi planı hazırlayarak uygulamak gerekecektir. Psikolojik destek, bir bütün olarak tedavi boyunca devam eden bir hizmettir.
Engelleyici kaygı ve düşünceler bu dönemde çiftin işini çok zorlaştırır. Duygusal yük gerçekten ağırdır. Bazen bireyler kaygı ve korkularını hafifletmeye çalışırlarken; öfke, kıskançlık gibi duyguları çok yoğun yaşar hale gelirler. Gelecek planları yapmaktan, umutlanmaktan kendilerini alamazlar. Ama umutlandıkça korku ve kaygıları artar, güven duygusu ve benlik saygısı gibi pek çok alanda önemli sıkıntılar yaşanır, zaten infertilite kavramı ile birlikte cinsel yaşam olabildiğince olumsuz etkilenmiştir. Tüm bunlar, çiftin birbirlerinden uzaklaşmasına, yalnızlık hissinin yoğunlaşmasına sebep olur. Bu durumlarla başa çıkma konusunda psikolojik destek çok yararlıdır. Unutmamak gerekir ki; zaman zaman herkesin yardıma ihtiyacı olur. Böyle bir dönem ise, yardım almak için belki de en uygun dönemdir.
Psikolojik destek; çifti birbirini anlar ve birbirine destek verir hale getirecek, kendi duygularını ve eşlerinin duygularının farkında olmalarını sağlayacak, başa çıkma becerilerini artıracak birçok uygulamayı içermektedir. Temelde amaç, çifti bu ve diğer olası kriz durumlarında, duygularını birbiriyle paylaşabilen, gereken desteği verebilen, sonuç ne olursa olsun onu göğüsleyebilen kişiler haline getirmektir. Bunların başarılması; çift için sadece infertilite tedavisi aşamasında değil gelecekte de büyük yararlar sağlayacaktır.
Tedaviye başlarken sırtındaki yükleri hastane dışında bırakmayı başaran çift; sonuç ne olursa olsun, hastaneden “başarılı bir çift” olarak çıkar. Çünkü; birbirine destek olmayı başarmıştır, çetin bir mücadeleyi tamamlamayı başarmıştır ve gelecekte kullanabileceği yeni güçler edinmeyi başarmıştır. Hastaneden ayrılırken, yüklerin bir kısmını yeniden sırtlanacak olsa bile, gerektiği zaman bırakmayı öğrenmiştir.