Göz hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Tuğrul Altan katarakt cerrahisinde yeni teknolojiler konusunu değerlendirdi.
Katarakt cerrahisi günümüzde en sık uygulanan cerrahidir. Her yıl dünyada yaklaşık 19 milyon katarakt ameliyatı gerçekleştirilmektedir.
Gelişmiş medikal teknoloji ürünü yeni cihazlar fantastik filmlerde görebileceğiniz bir uzay üssündeki aygıtları anımsatan türden. Bu karmaşık cihazları kullanarak, son derece hassas tedavi tekniklerini uygulayan doktorlar tedavilerin avantaj ve dezavantajlarını nasıl yorumluyor? Liv Hospital göz hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Tuğrul Altan, katarakt cerrahisindeki son uygulamaları hekim gözüyle değerlendirdi.
Femtosaniye Lazer Cerrahisi
Femtosaniye lazer cerrahisi ilk olarak 2001 yılında refraktif cerrahi alanında kullanılmaya başlanmış, ancak yakın zamanlarda katarakt cerrahisinde kullanılabilecek kadar geliştirilebilmiştir. Bu teknolojinin amacı cerrahinin güvenilirliğini, doğruluğunu ve klinik sonuçlarını iyileştirmektir.
Günümüzde kulanılan sistem 1053nm dalga boyundaki kızılötesi ışınlarını kullanmaktadır. Işınlar 3 mikronluk bir alanda odaklanabilmektedir.
En önemli özelliği ise atım süresinin son derece kısa olmasıdır (1/10 15 sn). Atım süresinin bu denli kısa olması yalnızca hedeflenen dokuda etki oluşmasını ve çevre dokularda hasar oluşmamasını sağlamaktadır.
Hedef doku tarafından absorbe edilen lazer enerjisi serbest elektron ve iyonize atomlardan oluşan bir plazma yaratır. Bu plazma hızla genleşerek içinde bir kavite oluşturur. Daha sonra bu kavitenin patlaması ile dokuda ayrışma gelişir. Lazer enerjisinin mikroskobik enerjiye dönüşmesine ışıkla yıkım (photodisruption) denir. Bütün bu olaylar mikroskopik seviyelerde gelişir.
Katarakt cerrahisinde tedavi LASIK’ te olduğu gibi tek bir planda değil bir uzaysal alanda yapıldığından 3 boyutlu görüntüleme gereklidir.
Lazer tedavisinin yapılabilmesi için öncelikle lazer enerjisini göze iletecek bir ara yüze ihtiyaç vardır. Temas sağlanması işlemine ’docking’ denir. İletimde sıvı veya mercekler kullanılır. İkinci önemli aşama görüntülemedir.
Katarakt cerrahisinde tedavi LASIK’ te olduğu gibi tek bir planda değil bir uzaysal alanda yapıldığından 3 boyutlu görüntüleme gereklidir. Bu da spectral domain OCT denilen yöntemle veya konfokal görüntünün 3 boyutlu rekonstrüksiyonu ile yapılmaktadır.
Korneanın Merkezileştirilmesi
İşlem sırasında korneanın merkezileştirilmesi çok önemlidir. Eğer merkezileştirme iyi yapılmazsa kesilerden başlayarak tüm işlemler istenilen yerlerin dışında gelişir. Ön segmentin iyi görüntülenebilmesi için kornea saydam olmalıdır. Dik kornealı hastalarda docking şlemi sırasında kornead katlantılar oluşmamasına özen gösterilmelidir.
Ön Segment Yapılarının Düzgün Görüntülenmesi
Cerrah görüntüleri inceleyerek ön segment yapılarının düzgün bir şekilde görüntülendiğinden emin olmalıdır. İstenirse hasar verilmemesi gereken arka lens kapsülü çevresinde bir güvenlik alanı oluşturulabilir. Ön kapsülün dairesel olarak kesilebilmesi için önce pupilla kenarı referans alınarak merkezileştirme yapılır, kesi çapı seçilir (genellikle 5mm) .
Daha sonra lensin sertliğine, cerrahın tercihine göre lens parçalama paterni seçilir. Bu 4.6.8 segment olabilir. Arka kapsül önünde 500-800 mikronluk bir güvenlik zonu görüntüleme sistemi tarafından cerahın onayına sunulur.
Docking sırasında uygulanan vakum ve aplanasyona bağlı basınç nedeniyle konjonktiva altı kanaması ve göz içi basınç artışı gelişebilir. Bu aşamada ileri glokomlu ve retinal vasküler hastalığı olan kişilerde dikkatli olunmalıdır.
Lazer işleminin süresi 30 saniye ile 3 dakika arasında değişir.
Lazer işlemi cihazın hızına göre, seçilen tedavi paternine göre 30 saniye ile 3 dakika arasında değişmektedir. Önce ön kapsül dairesel olarak kesilir, daha sonra lens parçalara ayrılır ve en son da korneal kesiler gerçekleştirilir.
Bu işlemler gerçekleştirildikten sonra hasta lazer cihazından ayrılarak fakoemülsifikasyon için ayrı bir yatağa alınır. Cerrahi temizlik yapılır. Her ne kadar iki işlem arasında beklenebilirse de bu süre 30-40 dakikayı aşmamalıdır.
Cerrahi standart fako ameliyatından bazı farklılıklar içermekle birlikte onun kolaylaştırılmış ve hızlandırılmış versiyonudur. Lazer uygulaması sırasında pupillanın küçülmesi, vakum kaybı, tam olmayan kapsülotomi gibi sorunlar yaşanabilmektedir.
Klasik cerrahiye göre avantajları daha düzgün, merkezi ve sabit büyüklükte kapsüloreksis, daha düşük fako enerjisi, daha az sıvı dolanımı, daha düzgün ve dirençli korneal kesi mimarisi olarak sayılabilir.
Klasik cerrahiye göre avantajları daha düzgün, merkezi ve sabit büyüklükte kapsüloreksis, daha düşük fako enerjisi, daha az sıvı dolanımı, daha düzgün ve dirençli korneal kesi mimarisi olarak sayılabilir. En önemli dezavantajı ise getirdiği yaklaşık 1000 ABD dolarından fazla ek maliyettir. Özellikle premium lensler denilen çok odaklı ve/veya astigmatizma düzeltici mercek implante edilecek olan hastalarda bu sistem daha verimli olarak gözükmektedir.
Astigmatizma düzeltici mercek implante edilecek olan hastalarda lazer fako sisteminin ameliyat öncesinde iris ve limbus kaydı yapan ve alınan görüntüleri ameliyat mikroskobunun canlı görüntüsüyle çakıştıran görüntüleme sistemleriyle birlikte kullanımı cerrahi sonuçlarını daha da iyileştiren bir faktördür.
Ameliyat öncesinde iris ve limbus kaydı yapan ve alınan görüntüleri ameliyat mikroskobunun canlı görüntüsüyle çakıştıran görüntüleme sistemleri önemlidir.
Bu teknoloji gelişen refraktif katarakt cerrahisinde önemli bir adımdır ve gelecekteki yeni teknik ve teknolojiler için büyük bir aşamadır.