Prof. Dr. Berrin Pehlivan, Covid-19 döneminde kanser taramalarının yüzde 90 azaldığını, teşhis edilemediği için tedavisi yapılamayan kanser hastalarının arttığını belirtti.
Kanser taramalarının, sadece %10 oranında yapılıyor olması sebebi ile kanser hastalarının teşhis edilme oranının azaldığını söyleyen Prof. Dr. Berrin Pehlivan, “Pandemi öncesinde kanser görülme sıklığının artmasına rağmen bilim ve teknolojideki gelişmelerle yüzde 30’lara varan oranda hastaların kanserden daha fazla iyileştiğini söylüyorduk. Ancak, Amerikan Kanser Enstitüsü’nden gelen son rakamlar bizi ürküttü. Bu rakamlara göre, 2020 yılında akciğer kanseri teşhisi oranı yüzde 46,8 oranında azalırken; bu oranlar meme kanseri için yüzde 50,5, prostat kanseri için yüzde 46,8, malignmelanom denilen deri kanseri için yüzde 67,1, kolorektal kanserler için de yüzde 54,2 olduğu belirlendi,” dedi.
Pehlivan: “Teşhisin azalması demek, kanser görülme sıklığının azalması demek değil; teşhis edilemediği için tedavi edilemeyen kanser hastaları var, demek. Covid-19 olup zarar görme olasılığımızın sadece bir ihtimal olduğunu, ancak tedavi ettirmediğimiz kronik hastalığımızdan zarar görmemizin ihtimal değil, olasılık” olduğunu belirterek teşhis ve kesintisiz tedavinin önemini vurguladı.
Kanser artık önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık
Kanser vücudumuzdaki normal hücrelerin kontrolsüz ve anormal bir şekilde büyümesi sonucunda oluşuyor. Kanser hücrelerinin sağlıklı hücrelerin yerini alması sonucunda bu durumdan etkilenen organlar düzgün çalışamaz hale geliyor. Günümüzde artık tedavi edilebilir hastalıklar arasında yer alan kanser hastalıklarında erken tanı ve kesintisiz tedavi ile yüksek oranda başarı elde edilebiliyor.
Tedavilere Radyocerrahi ile devam etmek mümkün
Türkiye’de her yıl yaklaşık 200 bin kişi kanser tanısı alıyor. Pandeminin etkisi ile başta kanser olmak üzere kronik hastalığı olan pek çok kişiye yeterli sağlık hizmeti sunulamadı ya da hastalar tedavilerine ara vermeyi tercih etti. Bu süreçte tanısı konmuş kanser hastalarının tedavilerine ara vermemeleri; zaman kaybetmemeleri çok önemli. Vücudun hemen hemen her bölgesindeki birçok kanser tipinde radyocerrahi yöntemi uygulanabiliyor. Bir defada çok yüksek dozda radyasyon vererek tümörü yok eden radyoterapi tekniğine, radyocerrahi diyoruz. Cerrahi ekinin kimseyi yanıltmaması önemli çünkü kesici, delici bir işlem değil. Radyocerrahi, önceden kritik organların etrafına veya ameliyatla alınması zor bölgelere yerlermiş tümörlere uygulanıyordu. Zamanla yayınlanan çalışmalar, birçok lokalizasyonda cerrahiyle eşit sonuçlar verdiğini gösterdi ve bu kolay yöntem giderek daha fazla hastaya başarıyla uygulandı. Gelinen süreçte ise sadece beyin değil; akciğer, prostat, pankreas ve karaciğer başta olmak üzere, vücudun herhangi bir yerindeki hemen her tümöre rahatlıkla uygulanabiliyor. Radyocerrahi sonuçları, çoğu zaman cerrahiyle aynı olmakla birlikte hasta için çok basit bir uygulama; ağrı ve acı yok. Süreç, hastanın yarım saat civarında tedavi cihazında hareket etmeden yatmasıyla sonlanıyor.
Peki, kanser hastaları Covid-19 sürecinde nelere dikkat etmeli?
- Tedavinize aksatmadan devam edin.
- Beslenmenize, uykunuza, temizliğinize ve kişisel bakımınıza önem gösterin.
- Eğer kanserin erken belirtisini fark ettiyseniz en kısa sürede doktorunuza başvurun, erken tanı şansınızı kaçırmayın.