Bir böbreğinizde kanser olduğu teşhisi konulduysa, bu böbreği kaybedebilirsiniz. Fakat öteki de risk altında mıdır?
Cleveland Clinic, Ürolog Dr. Rajan Ramanathan’un söylediğine göre, şanslı bir şekilde, birçok hasta için kanser diğer böbreğe sıçrama eğilimi göstermemektedir. ve bir böbreği kaybetmek zorunda da değilsiniz. Kanserin bir böbrekten diğerine geçmesi nadirdir.
Kanserin vücutta yayılmasının üç yolu vardır: Lenf sistemi yolu ile yakındaki lenf nodüllerine sıçraması.
- Kan dolaşımı yolu ile. Bu genelde böbrek üstü bezleri, karaciğer, akciğerler, beyin ve bazen de kemikler ile sonuçlanır.
- Yakındaki organlara sıçraması.
Böbrekler yan yana olmadığından, kanserin birinden diğerine geçmesi olasılığı düşüktür.
Ancak, kanserin diğer bir organa yayılması olasılığı büyüklüğü ve büyüme hızına bağlıdır. Dr. Ramanathan’ın söylediğine göre, büyük veya hızlı büyüye tümörler, vücudun diğer yerlerine yayılmaya daha yatkındırlar.
Böbrek kanseri olduysanız neye hazır olmalısınız?
Böbrek kanseri yönetimi iki kategoriden oluşur:
- Aktif gözetim
Eğer doktorunuz tümörün iyi huylu olduğunu düşünüyorsa veya ilermiş yaş veya diğer sağlık durumları nedeniyle ameliyatı riskli buluyorsa, bu yolu izleyebilir.
Gözetim boyunca, her altı ila dokuz ayda bir doktorlarınız tümöre görüntüleme yolu ile bakarlar, tümörün ölçüsünün aynı kalıp kalmadığını takip ederler. Burada genelde CAT tarayıcı kullanılır.
- Ameliyat
Daha genç, sağlıklı hastalar için tipik tedavi ameliyattır.
Dr. Ramanathan, bugün hastalarının 90%’ını minimal müdahale kısmi böbrek ameliyatı yolu ile tedavi ettiğini belirtmektedir. Bu yöntemde tümör ve çevresindeki böbreğin küçük bir kısmı alınmaktadır.
Eğer tümör çok büyükse veya böbreğin yeniden inşa edilmesi çok güç görünüyorsa, doktorunuz siz radikal böbrek ameliyatı yolu ile tedavi edebilir. Bu prosedürde, cerrah tümörü, böbreği ve çevresindeki yapıları çıkartır.
Dr. Ramanathan, az sayıdaki hastası için radikal böbrek ameliyatına başvurduğunu belirtmektedir. Bunun temel nedeni, böbreği almanın uzun vadede böbreksel fonksiyona zarar vermesi ve hastanın diyalize ihtiyaç duyması riskini doğurmasıdır.
Neye hazır olunmalı
Kanser teşhisi konulan hastaları bekleyen iki tip tedavi şekli — radyasyon ve biyopsi — genelde böbrek tedavisinin bir parçası değildir.
Dr. Ramanathan’ın söylediğine göre, birçok böbrek kanserinde radyasyon pek işe yaramaz. Bunun yerine cerrahi, harika sonuçlar getiren “altın standardı“ oluşturur.
Böbrek tümörlerine nadiren biyopsi yaptığını belirtmektedir. Birçok tümörü minimum müdahale cerrahi yol ile çıkardığından biyopsiye gerek kalmamaktadır.
Nadir durumlarda riskler daha fazladır
Tümörlerin böbrekler arasında yayılma ihtimali düşük de olsa, bazı belirli nadir durumlarda, her ikisinde de kanserle karşılaşabilirsiniz.
Dr. Ramanathan’ın söylediğine göre, kanser ikinci böbrekte “de novo” (ilk defa) ortaya çıkabilir. Bu durum yüksek riske sahipseniz de görülebilir. Yüksek risk durumları şunlardır:
- Von Hippel-Lindau sendromu
- Birt-Hogg-Dubé sendromu
Her ikisi de genetik durumlardır. Bir noktada, tümörün her iki böbrekte de görülme riskini artırırlar.
#Kanser #KanserTedavisi #BöbrekKanseri #MedikalTeknik #MedikalTeknikDergisi #Manset