Beyni besleyen boyun şah damarlarında darlık, (karotis) koroner arter hastalığı bulunanlarda sıklıkla gözleniyor. Bu nedenle koroner arter hastalığı bulunanların boyun damarlarında oluşacak problemlere yönelik taranması büyük önem taşıyor.
Damar sertliği, sistemik yayılımı olan bir hastalık. Dolayısıyla vücut içerisindeki tüm damar sistemini etkileyebiliyor. Zira yapılan çalışmalar da gösteriyor ki, koroner arter rahatsızlığı bulunan kişilerde yüzde 10-25 oranında boyun şah damarlarında sertlik ve buna bağlı gelişen darlıklar gözlemlenebiliyor. Liv Hospital Nöroradyoloji Uzmanı Prof. Dr. Serra Sencer ve Liv Hospital Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Yelda Tayyareci; bu hastaların detaylı taranması, gerekli boyun damarı görüntülemelerinin yapılması ve şikayetlerine göre beyin damarları açısından da görüntülenmelerinin önemini vurguluyor.
Doç. Dr. Yelda Tayyareci koroner arter hastalığı olup ani görme, konuşma veya denge bozukluğu, şiddetli baş ağrısı, kolda ya da bacakta olabileceği gibi tüm vücudu etkileyebilecek uyuşma ve baygınlık hissi bulunan hastaların boyun damarları ve beyin damarları açısından değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Liv Hospital’da koroner arter by-pass öncesi bütün hastaları riski en aza indirmek adına karotis damarlarının renkli doppler görüntüleme ile incelediklerini sözlerine ekleyen Doç. Dr. Tayyareci, “Görüntüleme sonucu, kritik derecede darlıklara rastlarsak öncelikle bunların tedavisini ya da eş zamanlı olarak bunların cerrahi yolla tedavisi ile birlikte by-pass uygulamayı düşünüyoruz” diyor.
Tanıda detaylı görüntüleme önem taşıyor
Prof. Dr. Serra Sencer, en sık kullanılan görüntüleme yönteminin doppler ultrasonografi olduğunu belirtiyor. Alanında uzman radyologlar tarafından yapılan görüntülemede damarda darlık olup olmadığı, eğer darlık varsa da hangi derecede oluştuğu saptanıyor. Doppler ultrasonografide bir şüphe varsa MR anjiyografi, tomografik anjiyografi veya kateter anjiyografi gibi yöntemlere başvurduklarını belirten Prof. Dr. Sencer, “Şah damarı veya beyin damar darlığı açısından ciddi derece şüphe bulunan hastalarda mutlaka beyin MR’ı yapılarak, beyin dokusunda herhangi bir enfaktüs olup olmadığı da ortaya konmalı” diyor.
Tedavide kullanılan yöntemler neler?
Tedavide iki yöntem mevcut. Prof. Dr. Serra Sencer “İlk seçenek açık ameliyat” diyor. Boyun damarının açık bir cerrahi müdahale ile eski haline getirilmesine dayanan bu yöntem dışında bir de karotis stenti uygulaması bulunuyor. Prof. Dr. Sencer, bu yöntemin tamamen kapalı olarak anjiyografik yöntemle gerçekleştirildiğinin altını çiziyor.
Tedavi Sonrası Nelere Dikkat Etmeliyiz?
• Kolesterol düzeyimizi düzenlemeliyiz.
• Sigara tüketimini azaltmalıyız.
• Yüksek kan basıncı değerlerinden kaçınmalıyız.
• Aşırı kilo alımına karşı sağlıklı beslenme ve egzersizi yaşam şekli haline getirmeliyiz.
• Diyabet tüm damar sistemlerini etkilediği için kontrol sağlamalıyız.
Kimler risk altında?
• Semptomatik hastalar, yani bilinen veya kuşkulanılan darlık nedeniyle belirtiler gösteren hastalar.
• Boyunun steteskop ile dinlenmesi esnasında boyun damarları üzerinde üfürüm olan hastalar. Ancak bunu dinleyecek hekimin bu konuda uzman olması önemli.
• Daha önce yüzde 50 veya üzerinde boyun damarında darlık saptanarak takibe alınan hastalar.
• Daha çok bacak, daha nadiren kol damarlarında darlıklar olan hastalar.
• Koroner arterlerinde yani kalp damarlarında darlık olan hastalar.
• Kalın ana damarında genişleme yani aort anevrizması bulunan hastalar.
• Aşağıdaki risk faktörlerinden ikisini bulunduran hastalar.
1. Yüksek hiperlipidemi oranı
2. Fazla sigara tüketimi
3. Yüksek tansiyon
4. Birinci derecede akrabada 60 yaşından önce inme öyküsü