Kalp kapakçıklarının değiştirilmeden tamiri oldukça deneyim gerektiren operasyonlar arasında yer alırken, hasta bu yöntem sayesinde her şeyden önce kendi kalp kapakçığı ile hayatına devam ediyor ve ciddi kan sulandırıcı ilaç kullanımına ihtiyaç duymuyor. Kalp kapak tamirinin uygulanışı ise, Minimal İnvazif adı verilen, özellikle göğüs kemiği açılmadan sağ meme altı hizasındaki kaburga kemikleri arasından (Kosta) yaklaşık 4cm’lik kesilerle gerçekleştiriliyor.
Yüksek teknolojik donanıma sahip merkezlerde ve deneyimli doktorlar tarafından uygulanması halinde diğer yöntemlere göre hiçbir riski bulunmayan Kalp Kapakçık Tamiri, hasta için de oldukça konforludur. Minimal İnvazif adı verilen bu yöntem sayesinde hasta, daha az kan kaybeder ve çok az ağrı ile hızlı bir iyileşme sürece geçirir.
Sağ koltuk altından meme hizasında yaklaşık 4cm’lik kesiyle göğüs boşluğuna girilerek yapılan kapak tamirinin en büyük avantajı, mekanik kapaklarda yıllık %1 pıhtı atma ve kullanılan kan sulandırıcılarına bağlı olarak vücut içi kanama riski söz konusuyken, tamir edilen kalp kapaklarda hemen hemen 0’a yakın olması. Enfeksiyon riski ise, mekanik kapak değişimi yapılan hastalarda, kapak tamiri yapılan hastalara göre oldukça yüksek.
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlhan Sanisoğlu da, hastanelerinde bu yöntemi sık sık kullandıklarını, kapakçık tamirinin bu avantajlarından dolayı, tamire uygun olan hastalarda kapak tamiri yapılmasının daha verimli ve sağlıklı olduğunu belirtti.