Tekrarlayıcı baş ağrısı ataklarından oluşan bir nörolojik hastalık olan migren tipi baş ağrılarında genler hazırlayıcı rol oynuyor.
Anne-babasında migren olan birinde mutlaka bu hastalık ortaya çıkacak diye bir kural yok. Ailede birilerinin migrenli olması, riski 1.5-2 kat artırıyor. Liv HOSPİTAL Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ertaş anlattı.
Migren nasıl bir hastalık?
Migren genetik bir hastalık. Migren atağı sırasında da beyin zarında ve beyin zarı damarlarında bir tür iltihaplanma oluyor, bu da ağrı duyulmasına neden oluyor. Beyinde aşırı bir duyarlılık hali gelişiyor. Hastanın ağrısı başın sağ ya da sol tarafında olmak üzere tek bir taraftaysa, ağrıları şiddetli oluyorsa, zonklayıcı tipte bir ağrıysa, ağrı sırasında bulantı, ışıktan rahatsız olma gibi özellikler varsa ve başını hareket ettirdiğinde ağrı artıyorsa; büyük olasılıkla migrenden söz etmek gerekiyor. Belirtilerin birkaçının dahi olması migren tanısını güçlendiriyor. Ayrıca çok iyi koku alma ve ağır kokuların rahatsız etmesi de migren için ayırıcı bir özelliktir. Ataklar 4-72 saat sürebiliyor ve aniden ortaya çıkıyor.
Neden kadınlarda daha sık görülüyor?
Bu, kadınların hormonal düzeniyle ilgili bir durum. Menopozda seyrekleşir. Hamilelikte migren krizleri azalır. Migren hastalığı bulunan kadınların yüzde 60’ında baş ağrısı atakları adet dönemlerinde sıklaşıyor. Sadece adet dönemlerinde görülen bir migren türü bile bulunuyor. Kadınların yarıdan çoğunda hamilelik sırasında, özellikle de ikinci ve üçüncü üç aylık dönemlerde migren açısından bir iyileşme görülebiliyor. Yüzde 15 oranında ise migren bulguları hamilelik döneminde kötüleşebiliyor. Hastanın migren ağrıları, hamilelik bittiğinde ve tekrar adet görmeye başladığında geriye dönüyor. Genler de migrende hazırlayıcı rol oynuyor. Ancak anne-babasında migren olan birinde mutlaka bu hastalık ortaya çıkacak diye bir kural yok. Ailede birilerinin migrenli olması, riski 1.5-2 kat artırıyor. Nörolojik belirtiler gösteren auralı migrende genetik etkiler çok daha etkili; riski yaklaşık dört kat daha fazla yükseltiyor.
Gençlerde ne kadar yaygın? Hangi yaşlarda görülüyor? Genç kızlarda mı, erkeklerde mi daha sık görülüyor? Rakam verebilir miyiz?
Çoğunlukla 20-30’lu yaşlarda başlar. Migrenin 50 yaşından sonra başlaması nadir. Ergenlik dönemindeki genç kadınlarda migren görülme sıklığı ise her geçen gün daha da artıyor. Tüm migrenlilerin yüzde 10-15 kadarında hastalık, çocukluk çağında başlar. Migrenin çocukluk çağında görülme oranı ise yüzde 3 -5 kadardır. Bu rakam ergenlikten sonra yüzde 10’ların üstüne çıkar. Uyku düzensizliği, uyuma güçlüğü, nedensiz kusmaları, alerjisi, keskin bir koku alma duyusu, araba tutması olan çocuklarda ileride migren gelişme olasılığı daha fazladır.
Gençler ne zaman migrenden şüphelenip doktora başvurmalı?
Baş ağrısı ya da migren için değil her gün, ayda 10 gün bile ağrı kesici almak, ağrıyı kronikleştirir, yani her gün ya da gün aşırı gelir hale getirir. Bir migren hastasına teşhis koyduğumuzda, 80 yaşında bile olsanız ‘Asla her gün ağrı kesici kullanmayın’ diyoruz. Çünkü 50 yıl önceki migren, 50 yıl sonra canlanabilir. Bir migren hastası ayın 10 günü ağrı kesici kullanırsa, her gün ya da gün aşırı baş ağrısı çekiyor. Her gün çektikleri baş ağrısını aşırı aldıkları ilaçlara borçlular aslında. Onları almadıklarında günlük ağrıları kayboluyor, ayda bire iniyor ya da daha seyrekleşiyor. Ama bunu sağlamak için iki ay süreyle ağrı kesiciden uzak kalmaları gerekiyor. Migreni olan gençlere jöle sürmelerini önermiyorum. Çünkü jöle, esintinin daha fazla hissedilmesine neden oluyor. Aslında anneler çocuklara kızmakta çok haklı. Genç migrenli hastalarla büyük bir sıkıntımız bu.