Jeomed Genel Müdürü Süleyman Polat; “2016 hedefimiz en az 20 ülkeye distribütörlük vererek Jeomed’i uluslararası bir firma haline getirmek.”
Ülkemizde ve dünyada, medikal alandaki en son gelişmeleri yakından takip ederek bünyesine katan Jeomed sektöre sağlıkla ilgili dünya standartlarında en yeni ve gelişmiş ürünleri ve hizmetleri sunuyor. Jeomed’i yakında tanımak için sorularımızı Genel Müdür Süleyman Polat yanıtladı.
Jeomed’in kurucusu, Süleyman bey kimdir?
“Malatya doğumluyum. 8 yıllık ilaç firması deneyimimden sonra kendi firmamı kurarak artık bir işveren olarak kendi işimin başına geçtim.”
Jeomed adı nereden geliyor? Bize Jeomed’in gelişim sürecinden bahsedebilir misiniz?
“Jeoloji Mühendisi olmamdan ve Medikal sektöre adım atmamdan dolayı, firmamın adını JEOMED olarak belirledim. Diyabet alanında faaliyet gösterdikten ve güçlendikten sonra yurt dışından dermokozmetik ürün distribütörlüğü alarak Ankara merkez olmak üzere 3 kişilik ekibimle ulusal ecza depolarında var olarak büyümeye devam ettik. Dövizin yükselmesi, maliyetlerin artması rekabet gücümüzü olumsuz etkilediğinden, ithalatı bırakarak yerli üretim firmalarında ürünlerimizi ürettirmeye başladık. Bu arada her geçen yıl saha kadromuz ve ciromuz yükseliş gösterdi.”
Hem ithalat hem de yerli üretim sürecini bilen ve tanık olan biri olarak ikisi arasında olumlu ya da olumsuz farklılıklar konusunda neler söylersiniz?
“İthalat’ın olumlu tarafı ürünler, markalar, eğitimler, bürokratik izin vs. tüm süreçler size hazır olarak sunuluyor. Üretici firmanın tüm olanaklarından faydalanıyorsunuz. Kötü tarafı ise başkasının markasına çalışıyorsunuz. Peşin ödeme yapıp, 2-3 ay sonra ürününüzü teslim alıyorsunuz. Nakliye, gümrük vs. maliyetleriniz çok yükseliyor ve rekabet gücünüz çok zayıflıyor. Benzer ürünlerde yerli üretici daha ucuza satış yapabiliyor, rekabet gücünüzle ona karşı koymakta çok zorlanıyor ve pazar kaybediyorsunuz. Oysa yerli üretimde, bizleri zorlayan üretim yatırımı oldu. Tesislerin kurulması, Sağlık Bakanlığının istediği kriterlerin oluşturulması, GMP ve İSO sertifikalarının sağlanması için üretim yerinin modernizasyonu ve hijyeni vs. unsurlar bizi çok zorladı. Çünkü İhracat noktasında tüm ülkeler bu sertifikaları istemekte ve hatta bilakis üretim tesislerinizi yerinde görmeye gelmektedirler. Bu süreçten sonra, ihracatın keyfini yaşamaya başladık. Üretip satmak, marka oluşturmak, ürün Ar-Ge’si yapmak, dünyada olmayan yenilikçi ürünleri planlamak, geliştirmek ve üretmek, kutu-ambalaj dizaynlarını, renklerini oluşturmak, muhteşem güzel bir duygu.
Ürünleriniz SGK’nın karşılmadığı bir skalada yer alıyor, bu durum sizi nasıl etkiliyor?
“İlaç firmalarının geri ödeme fiyatlarının aşırı düşmesi ilaç sektöründe aşırı daralmaya yol açınca, hastalara muayene ücret farkı vs. ücretler uygulanmaya başlandıkça doğal olarak tıpkı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de ödenmeyen ürün grupları artık ilgi görmeye başlamıştı. Hasta olunca doktora gidip ilaç yazdırmak yerine, bilinç yükseldikçe hasta olmamak için bireylerin kendilerine, sağlıklarına, ciltlerine, hijyenlerine bakmaya başladığı bir döneme girildi. Jeomed İlaç olarak buradan yola çıkarak, ürünlerimizin koruyucu etkinliğinin ön planda olması gerekiyordu. Sıkı bir araştırma sonrası dünyanın en etkili bitkisel kaynaklı etken maddesinin Tea Tree Oil olduğunu tespit ettikten sonra sıra ürün gruplarına gelmişti. Fason olarak yerli üretim yaptırıp 12 ürün ile tüm Türkiye’de rakiplerimizle mücadele ettik.”
İthalatı bırakıp yerli üretime karar vermeniz arasındaki yaşadığınız süreçte yeni bir atılım fikriniz ortaya çıktı sanırım, hep sıfırdan başlamak biraz ürkütücü değil mi?
“Fason üretimde üretim kalitesi ve teslimatı noktasında ciddi problemler yaşadıktan sonra, artık kendi üretim tesisimizin olması gerektiği konusunda karar aldık. Başlangıçta çok zor, hatta imkânsız gibi görünen bu dönemi çok iyi yöneterek şimdiki, GMP, ISO 9001 ve ISO 13485 normlarına uygun, sertifikalı üretim tesislerimizi kurduk. Kendi üretimimizle düşen maliyetlerimizi gramajlarımıza ve ürün kalitemizi artırmaya yönelik kullanarak rekabet gücümüzü artırdık.”
Yaptığınız iş üretimin yanı sıra tam anlamıyla bir saha çalışması aslında, saha ekibinizin donanımları hakkında neler söylersiniz?
“Sahada çalışan tıbbi satış mümessili ve bölge müdürleri seçiminde ve eğitiminde daha titiz davranarak, saha ekibimizin eğitim ve kalitelerini artırdık. Müşteri odaklı çalışmamızın meyvelerini topladık. Eczacılarımızın, ürün kullanıcılarımızın en küçük sorunlarında anında çözüm mekanizmamız devreye girerek mutlu müşteri portföyü oluşturduk. Tüm çalışanlarımızı teknolojik olarak donatarak, tablet, laptop, internet vs. ile iletişim kalitelerini yükselttik.”
Firmanız her geçen gün gelişiyor, kuruluşundan bu güne olan süreçte Jeomed’de neler değişti?
“2015 de, kurumsallaşma yolunda büyük adımlar atılarak, finans, hukuk, insan kaynakları, satış, pazarlama, yurt dışı ilişkiler, grafik, üretim, sevkiyat, eğitim vs. departmanlarını profesyonel kadrolarla oluşturduk. Yurt içi ve yurt dışı ulusal fuarlara katılarak, hem ürünlerimizin farklılığını hem de firmamızın üretimden gelen gücünü tanıtarak marka değerlerimizi artırdık. Birçok ürünlerimizin dünyada tek olması sebebiyle patent ve marka tescilleri noktasında gerekli bürokratik girişimler yapılmış ve patentli ürünlerimiz korumaya alınmıştır. Üretim kapasitemiz daha modern makineler ile artırılmış, sadece kozmetik ürünlerde değil tıbbi cihaz kategorisinde olan krem, jel, losyon vs. ürünlerde de üretime geçilmiştir. İhracat departmanımız kurulmuş, ulusal fuarlarda stantlarımızı ziyarete gelen dış ülke firmalarıyla irtibat kurulmuş ve başta Libya olmak üzere Suudi Arabistan, Azerbaycan, Gürcistan vs. ülkelere resmi ihracatlara başlanmıştır.”
Kendi firmanız, kendi üretim atölyeniz derken oldukça geniş zamanınızı alan Jeomed’de hammadde bazında da mutlaka titiz davranıyorsunuz, günümüzün handikabı olan zararlı ve zararsız hammaddeler hususunda firmanızın yaklaşımı nedir?
“Üretimlerimizde en kaliteli hammaddelerin, en zararsız hammaddelerin kullanılmasını ilke edinerek ürünlerimizin kaliteli ve yan etkisiz olmasını sağlıyoruz. Sodyum Laureth Sulfath, Sodyum Florür, Paraben gibi kanserojen hammaddelerden uzak durarak ürünlerimizin daha güvenilir olmaları konusunda titiz davranıyoruz. Şampuan üretimlerimizde ise tuz, paraben, alkol parfüm gibi doğaldan uzak hammaddelerin yerine alternatifleri olan doğal hammaddeleri kullanarak ürün kalitemizi ve güvenilirliğini artırmaya devam ediyoruz. Tüm bunlara bağlı olarak ürünlerimizde farklılıklar oluşturduk. Diş macunu mesela, ağız içindeki yara ve aftları 3 günde iyileştirmesi, kokuyu gidermesi gibi, sıvı sabunumuzda ise bakteri, mantar, parazit, akne, egzama ve sedef gibi sorunlara karşı ciddi etkinlik sağladık. Şampuanımızda da yine aynı şekilde, tüm vücutta kullanılırken, kullanıldığı her noktada bakteri, mantar, parazit, egzama, akne ve sedef gibi sorunlara karşı ciddi etkinlik sağladık. Saç derisinden kaynaklı nerdeyse tüm sorunlarda güçlü etkinlik ve tedaviye yanıt almayı başarıyoruz. Güneş serisi ürünlerimizde ise havuzdan ve denizden bulaşacak bakteri ve mantarlara karşı koruma özelliği sağladık ki, dünyada bu konuda tek güneş serisine sahibiz. Günde tek doz kullanılan, sudan etkilenmeyen, cilt kanserine karşı koruyucu ürünümüz son derece ergonomik bir yapıda. Ürünlerimiz içerisinde kullandığımız ana hammaddemiz organik sertifikalı Tea Tree Oil’i, anavatanından Avustralya’dan getirtiyoruz. Bu konuda öyle seçiciyiz ki, maliyeti ne kadar yüksek olursa olsun, tıbbi ilaçlarda kullanılan en etkili ve sertifikalı Tea Tree Oil’i hammadde olarak kullanıyoruz. Bu hammadde kalitesi de doğal olarak bütün ürünlerimize yansımaktadır. Yüz bakım serisinde bulunan tüm ürünlerimizde de yine organik sertifikalı Tea Tree Oil kullanıyoruz. Bu sayede, tonik, nemlendirici, temizleme jeli, BB krem, kil maskesi gibi ürünlerimizde diğer tüm rakiplerinden farklı olarak ciltte bakteri, akne, parazit, leke vs. sorunlarda ek yararlar göstererek dermatologlarımızın da önerdikleri ürün gruplarına girmişlerdir. Yine, kortizon etkisinde ama kortizon olmayan ürün grubunda, kortizonun yan etkilerinden şikâyetçi hasta gruplarına yöneliyoruz. Kısacası Jeomed ürünlerinde ilaç hammaddelerinden uzak ama tıpkı ilaç gibi üretim hassasiyetinde ürünler üreterek markamızı ve gücümüzü artırmak istiyoruz.”
Ciddi bir gayret, çaba ve dikkat ürünü olan skalanıza, bu kadar özen gösterme amacınız neydi?
“Diğer tüm ürünlerimiz rakiplerine veya emsallerine göre biraz önce bahsettiğim tüm farklılıklara sahip olduğundan, müşterilerimizin tamamıyla beklentilerini karşılamak temel amacımız olmuştur. Bu anlamda akıllarda iz bırakacak ve maksimum fayda sağlayacak ürünler ile müşteri memnuniyeti sağlarken bir marka olarak Jeomed’i gelecek nesillere de aktarabilmeyi amaçlıyoruz.”
Bu kadar emek ve çaba, sıfırdan başlanılan bir hikâye ile geldiğiniz Jeomed’in hedefleri neler?
“Hedeflerimiz çok büyük. Bir taraftan Türk ilaç sektöründe ilk 100 firmanın içerisinde olmanın gururu, diğer taraftan ise 2016 yılında ise ilk 70 firma arasına girmenin beklentisi içerisindeyiz. Kaliteli ve seçkin, araçlı 35 temsilcimizle, 20 cilt bakım uzmanımızla, dermatoloji, göz, diş ve kadın doğumda etik değerlere bağlı olarak çalışan ve hızlı büyüyen, tüm eczanelerde bulunabilirliğini sağlayan büyük Jeopharma ekibiyle adımızdan her yerde söz ettirmek istiyoruz. Private Label (fason) üretimlerimizde ise kaliteli ve güvenilir hizmet vererek müşteri portföyümüzü artırmak, hatta bir kaç eczanemizi bir araya getirerek onlara kendi markalarında kozmetik ürünler (güneş serisi, nemlendirici, sabun, şampuan, losyon vs. ) üretmek, bürokratik işlerinde yardımcı olmak planlarımız arasındadır. Dünya genelinde ise 2016 hedefimiz en az 20 ülkeye distribütörlük vererek Jeomed’i uluslararası bir firma haline getirmek, ihracat noktasında ülkemize faydalı olabilmektir. Çünkü Jeomed in patentli ürünlerine tüm dünyanın ihtiyacı vardır. Özellikle de göz grubu ürünlerine.”
Son olarak sektörde bir yer edinmeye çalışan ve beklide sizin hikayenizi örnek alacak olan meslektaşlarınıza neler önerirsiniz?
“Öncelikle taklitçilikten uzak dursunlar. Var olan ürünlerin aynısını veya benzerini üretmek, taklit etmek yerine daha farklısını geliştirsinler. O kadar büyük bir havuz ki yeni ürünlerin deryası. Biraz üzerinde çalışıp, araştırıp, kafa yorup yepyeni, çok farklı, çok daha etkili ve güvenilir ürünler geliştirebilirler. Hatta bu konuda tüm Ar-Ge datalarımızı dahi kendileriyle paylaşır onlara ciddi anlamda yol gösterebiliriz. Çok farklı üretim metodları ve çok farklı yeni moleküller var. Sadece biraz cesaretini toplayıp, kendilerine güvenip istikrarlı ve sabırlı bir şekilde çalışıp koşturacak yeni müteşebbisleri bekliyorlar bu yeni moleküller ve ürünler. Sabır en önemli unsur. Sabretmeden olmaz. İş kuran herkes anında kazanmak ve anında zengin olmak istiyor. Böyle bir dünya yok. Sabırla çalışılacak, sabırla koşturulacak, planlamalar yapılacak, yapılan her iş ve her çalışan takip edilecek, gerek doktora gerek eczaneye ve gerekse müşterilere aynı ciddiyetle önem verilecek. Ürün kalite düzeyleri her an mükemmelleştirilecek, müşteri memnuniyeti olmazsa olmazlardan. Ve en önemlisi iş hayatında hiç bir canlıya, çalışanınıza, müşterinize, doktor ve eczacınıza asla zarar vermeyeceksiniz. Ürününüzün ve firmanızın arkasında olacak, kazandığınız her kuruşu da çalışanınızla paylaşmayı ve diğer taraftan da yatırım yaparak büyümeyi sağlayacaksınız.”
#jeomed #süleymanpolat #MükemmelHizmetŞirketi #hizmet