Çinli
bilim insanları tarafından insan embriyosunun genetiği değiştirildi. Bunun doğumla birlikte gelen hastalıkların önüne geçmek için kullanılabileceği düşünülüyor.
Guangzhou kentindeki Sun Yat-sen Üniversitesi, bilim dünyasında aylardır spekülasyon olarak yer alan bir haberi doğrulayarak insan embriyosunun DNA’sını deşifre ettiklerini açıkladı. İnsan embriyosu üzerindeki deneyler tartışmaları da beraberinde getirdi.
Protein & Cell dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, kullanılan yöntemin henüz sonuçları bilinmeyen birçok etkisi olabileceği belirtildi. Araştırmacılar, etik tartışmalara neden olmaması için birden fazla spermle döllenen ve yaşaması mümkün olmayan embriyolar üzerinde çalıştıklarını açıkladılar.
Genetik kökenli hastalıklar önlenebilecek
CRISPR-Cas9 sistemine odaklanan araştırmalar sonucunda, genetik kökenli hastalıkların önüne geçilebileceği düşünülüyor. Söz konusu sistemde hedef hücreye şifrelenmiş enzim ve RNA enjekte ediliyor, böylece spesifik bir DNA dizini kesiliyor. Ortaya çıkan hasar, kesilen DNA’ya benzeyen genetik bilgiyle onarılıyor. Eğer mühendislik ürünü DNA enzimle beraber enjekte edilirse, yapay DNA genoma entegre oluyor ve hasarı onarmak için kullanılabiliyor.
Geliştirilen yöntemi β-globin geni üzerinde deneyen araştırmacılar, yapay olarak üretilen DNA dizininin genom içinde belirlenen yere enjekte edilmesinde tatmin edici başarı sağlayamadı. İnsan geninde β-globin geninin birçok versiyonu bulunması nedeniyle, hedefe enjekte edilemeyen yapay DNA’nın ciddi yan etkileri olabileceği belirtiliyor.
Deneylerde, DNA enjekte edilen 86 embriyodan bazıları ölürken, geride kalan 54 embriyodan yarısında β-globin genine müdahale edilebildi.
Sonuç olarak, embriyoların sadece yüzde 14’ünde yapay DNA kullanılarak değişiklik yapılabildi.
Tartışmalar başladı
Çinli araştırmacıların Parkison ve Dawn sendromu gibi birçok hastalığı ortadan kaldırabileceğini öngördüğü araştırma, bilim dünyasının dikkatlerini üzerinde topladı.
Nature dergisi geçtiğimiz ay yayımlanan makalede, embriyoların DNA mühendisliği için kullanılmaması gerektiğini savundu.
Henüz başlangıç aşamasında olan deneylerin gerçekte denenmesi halinde ne gibi yan etkileri olacağı ve dünyaya gelen çocuklarda yıllar sonra nasıl değişimler ortaya çıkarabileceği de bilinmiyor.
Araştırmayı yorumlayan Harward Tıp Okulu’ndan kök hücre biyoloğu George Daley, ‘Yapılan çalışmanın dönüm noktası olabilecek bir uyarı niteliği taşıdığını’ söyledi. Daley, ‘teknolojiyle genleri değiştirebileceği düşünen herkesin araştırmayı bir uyarı olarak algılaması gerektiğini’ ifade etti. Kaynak: Al Jazeera