İngiliz ilaç firması Glaxo Smith Kline, 30 ülkeyi kapsayan Dubai’deki merkezini İstanbul’a taşıdı. Şirketin bu terci-hinde Türkiye’nin yükselen değeri ve havacılık sektöründe sağlanan gelişme etkili oldu. Daha önce de Roche ve Coca Cola gibi 50’ye yakın dünya devi, bölgede üs olarak Türkiye’yi seçmişti.
Türkiye, son yıllarda gösterdiği hızlı gelişme ile birçok alanda olduğu gibi ilaç sektöründe de cazibe merkezi haline gelmeye başladı. Novo Nordisk, Coca Cola ve Roche’un da aralarında bulunduğu 50 şirketin ardından İngiliz ilaç firması Glaxo Smith Kline (GSK) da Ortadoğu ve Afrika bölgesindeki merkezini Dubai’den İstanbul’a taşıdı. Yeni süreçte şirketin 30 ülkedeki temsilcilikleri İstanbul’dan yönetilecek. GSK Asya Pasifik ve Gelişen Pazarlar Başkanı Abbas Hüseyin, bu kararı almalarındaki en önemli etkenin, Türkiye’nin yükselen değeri ve havacılık sektöründeki gelişme olduğunu söyledi. Abbas Hüseyin, “Türk Hava Yolları, İstanbul merkezli bizim bütün hedef ülkelerimize uçuyor. Bu sayede 30 ülkeye kolaylıkla ulaşabiliyoruz.” dedi. Ortadoğu ve Afrika bölgesinde pazar payının 1,2 milyar paund olduğunu belirten Hüseyin, yeni dönemde Türkiye’deki yatırımlara hız vereceklerini açıkladı. Ortadoğu ve Afrika bölgesinin başına ise GSK Türkiye Genel Müdürü Yiğit Gürçay getirildi. 2010’da dünyada 28,4 milyar sterlin ciro elde eden GSK, cirosunun yaklaşık 4 milyar sterlinlik tutarını Ar-Ge yatırımlarına ayırdı. Şirketin 100’den fazla ülkede 96 bin çalışanı bulunuyor.
GSK Asya Pasifik ve Gelişen Pazarlar Başkanı Hüseyin’in dikkat çektiği bir diğer nokta da Türkiye’nin dünya ekonomisinde her geçen yıl daha fazla ağırlığa sahip olması. Türkiye’nin büyüme hızının Çin’den sonra dünyada ikinci olduğuna işaret eden Abbas Hüseyin, “Türkiye’nin jeopolitik önemi, bölge ülkeleri arasında lider konumda olması ve genç ve girişimci bir ruha sahip olması bizim merkezimizi buraya taşımamızda etkili oldu.” şeklinde konuştu. Bu süreçte merkez ülkeden çevre ülkelere ulaşılabilirliğin önemine dikkat çeken Hüseyin, “THY’nin İstanbul merkezli uçuşları bizim buraya gelmemizdeki diğer önemli etken. Çünkü 30 ülkeye en kısa sürede ulaşmak için THY bize büyük kolaylık sağlıyor.” ifadesini kullandı. Türkiye’nin bölgede liderlik konumuna sahip olduğunu anlatan Hüseyin, ilerleyen dönemlerde buradaki yatırımlarını artırmayı hedeflediklerini kaydetti. Hüseyin şöyle konuştu: “GSK’nın hedefi, Ar-Ge’nin yanı sıra üretim yatırımı da yaparak ürün portföyünü jenerik ilaçlarla zenginleştirmek ve bu süreçte Türkiye’ye teknoloji transferi gerçekleştirmek. Planlamamızda her zaman Türkiye’de bir firma satın almak ve burada üretim yapmak bulunuyor. Uygun şartlar oluştuğunda bunu gerçekleştirmek istiyoruz. Bu, Türkiye’nin ilaç ihracatına önemli bir kazanç sağlayacak. Çünkü Ortadoğu ve Afrika ülkelerine Türkiye de ilaç ihraç edilebilecek.”
Son yıllarda Türkiye’de ilaca ulaşımın kolaylaşmasının devletin ilaca ayırdığı bütçeyi artırdığına dikkat çeken Hüseyin, “Devlet tarafından sağlık hizmeti fonlandığı zaman bütçede bazı sıkıntıların oluşması normaldir. 50 yıldır Türkiye pazarındayız. Özellikle iki üç yıldır ilaç bütçesi üzerindeki kısıtlamalar SGK’yı sıkıntıya soktu. Buna rağmen Türkiye hakkında olumlu bakış açımız devam ediyor.” dedi. Yeni dönemde devlet ve ilaç sanayiinin bir araya gelerek bu sorunun üstesinden geleceğini umut eden Hüseyin, üç önemli noktaya dikkat çekiyor: “Devlet yenilikçi ilaçlara erişimi güvence altına almakta dikkatli olmalı. Fiyatlarını doğru bir şekilde yönetmeli. İkinci olarak sadece ilaç bütçesinin yönetilmesi doğru yöntem olmayabilir. Doğru tedavi yöntemlerinin de kullanılması önemli. Gereksiz harcamalar engellenmeli. Son olarak da ciddi bir yatırım için öngörülebilir ve devamlılığı olan bir ortam gerekli.” Euro’nun artışına rağmen ilaçta kur farkının düzeltilmemesinin de sektörü sıkıntıya soktuğunu anlatan Abbas Hüseyin, bu problemin çözülmesi konusunda iyimser. Hüseyin ayrıca ilaç ruhsatındaki bekleme sürelerinin fazlalığının hastaların ilaca ulaşmasında problemler oluşturduğunu ifade etti.
Danimarkalı ilaç devi Nova Nordisk geçen yıl Yunanistan’da bulunan Ortadoğu merkezini Atina’dan İstanbul’a taşımıştı. Şirketin CEO’su Lars Rabien Sorensen, “Türkiye, bölge ülkeleri için artık önemli bir rol model haline geldi. Ortadoğu için lider ülke konumunda. Biz de Atina’daki merkezi İstanbul’a kaydırdık.” açıklamasını yapmıştı. Uluslararası Roche firması da 2011 yılında Türkiye’yi Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi (MENA) için medikal üs olarak belirlemişti. Roche Türkiye bu bölgedeki klinik çalışmalara global düzeyde katkı sağlayacak. Yabancı şirketlerin Türkiye’yi üs seçmesinde Türk Hava Yolları’nın uçuş ağını genişletmesinin etkisi büyük. Son yıllarda uçuş yaptığı ülke sayısını artıran THY, 149 dış hat, 40 da iç hat olmak üzere toplam 189 noktaya yolcu taşıyor.
(Zaman)