Günlük yaşamda vücudun gereksinimine uyumlu olarak kan basıncı yükseliyor ve düşüyor. “Günlük kan basıncı değişiklikleri” olarak tanımlanan bu hareketlenmenin, yeterli süre boyunca izlenmemesi hatalı hipertansiyon tanısı konulmasına ve çok sayıda kişinin hipertansiyon hastası olmadığı halde tedavi almasına yol açıyor.
Genetik ve çevresel faktörlerin de etkisiyle gelişen ve vücutta çeşitli organ hasarlarına yol açan kalıcı kan basıncı yükselmesi anlamına gelen hipertansiyon, dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir sağlık sorunu olarak dikkat çekiyor. Türkiye Hipertansiyon Prevalans Çalışması 18 yaş üstündeki erişkinlerde her üç kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğunu gösteriyor. Ancak bunun yanı sıra hipertansiyon hastalığı tanısı alıp, tedavi görmeye başladığı halde aslında hipertansif olmayan “yalancı hipertansiyon” hastaları da bulunuyor. Günlük yaşamda vücudun gereksinimlerine uyumlu olarak düşen ve yükselen kan basıncı değişikliklerinin yeterli süre izlenmemesinin yanlış teşhise neden olduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, bu nedenle birçok kişinin gereksiz yere tedavi almasına neden olduğuna değindi. Prof. Dr. Koylan ‘’Hekim muayenehanesinde ya da dışarıda yapılan tek bir ölçüme güvenerek hipertansiyon tanısı konulması mümkün değildir’’dedi.
Her iki hipertansiyon tanısından biri yanlış
Yalancı hipentansiyon sorunu ile karşı karşıya kalan kişilerin sayısının az olmadğını belirten Prof. Dr. Koylan 35-40 yaş arasında hipertansiyon hastası olduğu sanılan kadınların sadece yüzde 15’nin, erkeklerin ise sadece yüzde 30’unun gerçekten hipertansiyon hastası olduğunu anlattı. Dr. Koylan, 55-64 yaş grubunda hastaların ancak yüzde 50’sine doğru tanı konulabildiğini ifade etti. Hipertansiyon hastalığı ile dolaşan her iki kişiden birinin aslında tansiyon hastası olmadığını söyleyen Dr. Koylan, ‘’Yanlış bir tanı ile yalancı hipertansiyon hastaları oluşturuluyor’’ dedi.
Doğru tanı hastalığın seyrini belirliyor
Yalancı hipertansiyon tablosunun ortaya çıkış nedeninin hipertansiyon tanısında acele edilmesi ve gerekli yöntemlerden yararlanılmaması olduğunu anlatan Prof. Dr. Koylan, doğru teşhis için toplam üç muayene yapılması gerektiğini belirterek “Muayenelerin sonucunca hastanın tüm ölçümleri normal sınır içindeyse tanı konulamaz’’ dedi. Yapılan tetkikler sonucunda elde edilen veriler soru işareti oluşturuyorsa dördüncü ve beşinci muayenelerin yapılabileceğini ifade eden Prof. Dr. Koylan, diyabet ve kronik böbrek yetersizliği gibi durumlarda hipertansiyon teşhisinin daha kolay konulabileceğini söyledi. “Hipertansiyonun etkisi vurunca kesen bir balta değil, zamanla etki eden bir zımpara gibidir’’ diyen Prof. Dr. Koylan, “Kan basıncısının yükselmesiyle kimse beyin kanaması veya kalp krizi geçirmez. Uzun süre hipertansiyon hastası olan ve uygun tedavi almayan kişilerde damarlarda olan hasar sonucunda inme, beyin kanaması veya kalp krizi olabilir” şeklinde konuştu.
Kan basıncı nasıl doğru ölçülür?
Ambulatuar kan basıncı ölçüm yönteminin, maliyetli olması nedeniyle her hastada uygulanamadığını, maliyet-yarar ilişkisine bakıldığında ev ölçümlerinin daha ucuza geldiği ve kurallarına uygun olarak yapıldığında doğru sonuç verdiğini söyleyen Prof. Dr. Koylan, kan basıncı ölçüm cihazı seçerken uluslararası sertifika aranması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Nevrez Koylan, doğru bir ölçüm için gerekli şartları şöyle sıraladı;
– Ölçüm, özel bir neden yoksa haftada iki veya üç defa sabah yataktan kalktıktan yarım saat sonra yapılmalı ve ölçümden önce 10 dakika mutlaka dinlenmeli,
– Kişi sessiz ve ılık bir ortamda bulunmalı,
– Ölçüm sırasında kişi sırtı arkaya dayanmış, ayakları yere basıyor ve ön kol çukuru kalp hizasında destekleniyor konumda olmalı,
– Kişi ölçümden en az yarım saat önce nikotin, kafein veya yemek faktörlerinden uzaklaşılmalı,
– Ölçümden önce tuvalet ihtiyacı giderilmeli,
– Egzersiz yapılıyorsa, ölçümden yarım saat önce bitirilmeli,
– Kişi ölçüm sırasında stres altında olmamalı,
– Hasta, hipertansiyon tedavisi görüyorsa ilacını kullanmadan yarım saat önce ölçüm yapmalı,
– Ölçüm sırasında konuşulmamalı,
– Üst koldan ölçüm yapan, hastanın kol kalınlığına göre ayarlanmış ve kalibrasyonu iyi bir cihaz seçilmeli.