Dünyaca ünlü oyuncu Angelina Jolie’nin Hepatit C’ye yakalandığı ve ölmek üzere olduğu iddiası hayranlarını şok etti. Haberin yayılması ile Hepatit’in nasıl bulaştığı, hastalığın seyiri ve tedavisi merak konusu oldu.
Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi’nden Dahiliye Uzmanı Dr. İrfan Berber, karaciğerimiz ve Hepatit hakkında en önemli bilgileri derledi.
1) Rahatsızlık geçiren bir karaciğer tekrar eski sağlığına kavuşabilir mi?
Evet kavuşabilir. Çünkü karaciğer kendini sürekli olarak yenileyen bir organdır. Karaciğerin üçte ikisi zarar görmüş olsa bile, eski sağlığına tekrar kavuşabilir. Fakat çok fazla zorlandığında (alkol, ilaç) o da pes edebilir. Vücudu zehirli maddelerden arındıran bu organda sinir bulunmadığından dolayı, karaciğerde meydana gelen bir rahatsızlık ağrılara yol açmaz. Bu sebepten dolayı da rahatsızlık ne yazık ki ancak ileri bir aşamada tespit edilir. Hasta her zaman eski sağlığına kavuşmaz, bu geçirilmekte olan rahatsızlığın türüne bağlıdır.
2) Karaciğerimizde bir sorun olduğunu nasıl anlarız?
Karaciğerle ilgili sorunlar karnın üst kısmında şişlik ve aşırı tokluk hissi şeklinde kendini gösterir. Uzun süreli sıkça nükseden halsizlik de önemli belirtiler arasında yer alır. Bu durumların sık yaşanması halinde, sebep mutlaka bir hekim tarafından araştırılmalıdır. Ancak bazen sinsi seyreden hastalıklar rastlantısal olarak fark edilir. Bu nedenle taramalar önemlidir.
3) Karaciğer problemleri sadece aşırı alkol alan kişilerde mi meydana gelir?
Bu yanlış kanı oldukça yaygındır. Her ne kadar gelişmiş ülkelerde kronik bir karaciğer rahatsızlığından yüzde 30 ile 40 arasında alkol tüketimi sorumlu olsa da, karaciğer rahatsızlıklarının başka sebepleri de vardır. Örneğin kimyasal maddeler, ilaç veya virüse bağlı enfeksiyonlar da karaciğerin rahatsızlanmasına sebep olabilir. Ülkemizde ise viral hepatitler ön plandadır.
4) Hangi virüsler karaciğere zarar verir?
Çoğu vakada en önemli etken Hepatit B virüsüdür. Toplumda Hepatit C de gittikçe yaygınlaşmakta olup, benzer bulaşma yolları mevcuttur. Bu virüs her türlü vücut sıvısından bulaşabilir. Özellikle prezervatif kullanmadan bulunulan cinsel ilişkiler, bu virüsün bulaşmasına ve hastalıklara yol açmasına neden olur. Bunun dışında dövme yapılırken, manikür, pedikür yapılırken kullanılan aletler, hijyenin iyi olmadığı dental ve tıbbi uygulamalar ve anneden bebeğe aile içi bulaşma da en önemli virüs bulaşma yollarıdır.
5) Virüs vücutta nelere yol açar?
Hepatit B virüsü karaciğerin parçalanmasına neden olur. Virüsün vücuda girmesiyle hastalığın ortaya çıkması arasında geçen süre 30 ile 180 gündür. Fakat belirtiler tam olarak bir karaciğer enfeksiyonu sinyalini vermez. Daha çok halsizlik ve soğuk algınlığında yaşanan ağrılara benzerler. Bu durum uzun süre devam ederse, mutlaka karaciğerin değerleri kontrol ettirilmelidir.
6) Hepatit neden bu kadar tehlikeli bir hastalık?
Sağlıklı bir bağışıklık sistemi birçok virüsle tek başına savaşabilir. 1 – 6 ay kadar süren bir dönemden sonra hastalık tamamen yenilmiş ve vücut bu hastalığa karşı ömür boyu sürecek bir bağışıklık kazanmış olur. Fakat vakaların yüzde 5 ile 10’unda Hepatit kronikleşir. Yani virüsler karaciğerde kalır ve zarar vermeye devam eder. Yıllar sonra bu durum siroz veya karaciğer kanserine dönüşebilir.
7) Hepatit ve sarılık aynı şey mi?
Hayır. Gözlerde veya vücutta meydana gelen sarılaşma, karaciğerle ilgili bir rahatsızlıktan dolayı kanda artan safra miktarına bağlı olarak ortaya çıkar. Bu durum ancak her iki vakada bir meydana gelir.
8) Hepatit A hangi durumlarda bulaşır?
Hepatit A özellikle temiz olmayan suları içmek suretiyle ağız yoluyla veya tuvalet gibi yerlerden bağırsak yoluyla vücuda bulaşır. Bu nedenle az gelişmiş bölgelerde musluktan su içilmemesi ve içeceklerin buzsuz tüketilmesi gerekir.
9) Kronik Hepatit olması durumunda sürekli yatak istirahatı mi gerekir?
Hayır, halsizlik gibi şikayetler zaman zaman oluşur. Fakat bunlar uzun süreli değildir. Kronik vakalar günlük hayatlarına normal bir şekilde devam edebilir. Fakat siroz veya kanser olma riskleri oldukça yüksektir. Bu sebeple takip gerekir, hangi hastanın ne şekilde tedavi edileceği hastanın durumuna ve hastalık aktivitesine göre değişkenlik gösterir.
10) Siroz nasıl bir hastalıktır?
Yumuşak bir dokuya sahip olan karaciğer, siroza yakalanması durumunda küçülür ve yumruk büyüklüğünde bir boyuta ulaşır. Karaciğer bu durumda sertleşir ve etrafını doku kaplar. Karaciğer bu durumda işlevini yerine getiremez ve hayati tehlike oluşur. Eğer siroz zamanında tedavi edilir ve küçülme durdurulabilirse, hastalık uzun yıllar hastaya sorun çıkarmadan takip edilebilir.
11) Karaciğer yağlanması nasıl olur?
Alkolün yüzde 90’ı karaciğer tarafından vücuttan atılır. Karaciğer bu işlem sırasında zehirli bir madde üretir. Bu madde karaciğer için son derece zararlıdır. Çünkü karaciğerde yağ hücrelerinin oluşmasına neden olur ve aşırı derecede alkol tüketimiyle karaciğerin yağlanmasına yol açar. İleri safhalarda karaciğerde bağ dokusu oluşur ve siroz olur. Ancak karaciğerin yağlanmasında tek sebep alkol değildir. İlaçlar, enfeksiyonlar, tiroid hastalıkları, diyabet gibi pek çok metabolik hastalık benzer bir görünümü ortaya çıkartabilir.
12) Karaciğerin alkol limiti nedir?
Bu daha çok bünyeye bağlıdır. Yani alkolün karaciğerden ne kadar çabuk atılması ile ilgilidir. Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği haftalık alkol limitleri vardır.
13) Karaciğerin sağlıklı olduğu nasıl anlaşılır?
Doktor tarafından kan testi yoluyla karaciğerin değerleri ölçülerek bir terslik olup olmadığı anlaşılabilir. Ayrıca tomografi, sonografi ve buna benzer tetkikler de gerekli olabilir. Şüpheli olup, karar verilemeyen vakalarda olay biyopsi alımı ile patolojik tanı boyutuna uzayabilir.
14) Beslenme konusunda nelere dikkat edilmeli?
Özellikle hayvansal yağlar karaciğer için oldukça zararlıdır. Bunun yerine bitkisel veya balık yağları tercih edilebilir. Özellikle bakliyat, filiz ve balık ürünleri. Şeker vücutta yağa dönüştürüldüğü için, şeker tüketiminde de daha dikkatli olmak gerekir. Ağırlıklı olarak sebze ve meyve tüketmeye özen gösterilmelidir. Ayrıca hijyen şartlarına, katkı maddeleri içeren ürünlere, bilinçsiz, doktor önerisi olmadan ilaç ve destek ürünü kullanmamaya dikkat edilmelidir.