Sağlığı Geliştirme ve Sigara ile Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık, 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü için açıklamada bulundu. Türkiye’nin dünya genelinde en çok tütün tüketen ilk 10 ülke arasında yer aldığına dikkat çeken Açık, “Tüm dünyaya örnek olacak çok etkili bir yasal düzenlememiz bulunmasına rağmen uygulamada yapılan ihlaller ve denetimdeki eksiklikler sigaraya karşı sürdürdüğümüz mücadeleyi engelliyor” dedi.
Covid-19 pandemisine yönelik alınan tedbirlerle birlikte bir düşüş yaşanmasına rağmen dünya genelinde halen 1,3 milyar civarında kişi tütün ürünü kullanıyor. Dünya Sağlık Örgütü, 2025 yılında bu sayının 1,27 milyara düşeceğini öngörüyor. Ancak tüm kanserlerin yüzde 27’sine neden olan tütün ürünlerine yönelik çok daha etkili ve katı önlemlerin alınması gerekiyor. Bu önlemlerin başında da yasal düzenlemeler geliyor. Sağlığı Geliştirme ve Sigara ile Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık, 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, yasal düzenlemelere yönelik ihlallere ve denetim eksikliğine dikkat çekti.
Prof. Dr. Yasemin Açık: “Her yıl 100 bin insanımızı kaybediyoruz”
Dünyanın önde gelen tıp yayınlarından The Lancet’te geçen yıl yayımlanan araştırmaya göre Türkiye’nin dünyada en çok tütün tüketen ilk 10 ülke arasında yer aldığını söyleyen Prof. Dr. Yasemin Açık, “Tütün kullanımı, dünyada olduğu gibi ülkemizde de en önemli halk sağlığı sorunlarından biri olarak kabul ediliyor. Türkiye’de 15 milyondan fazla kişi sigara tüketiyor ve her yıl ortalama 100 bin kişi tütün kullanımına bağlı hastalıklar sebebiyle hayatını kaybediyor. Tütün kullanımı hastalık ve ölümlerle birlikte ekonomik kayıp ve iş gücü kaybına da yol açıyor. Bu nedenle tütün kullanımıyla ilgili mücadelede yasal düzenlemeler büyük önem taşıyor” dedi.
“Dumansız hava sahalarında sigara içilmesine göz yumuluyor”
Türkiye’deki yasal düzenlemenin tüm dünyaya örnek olacak nitelikte olduğunu ifade eden Prof. Dr. Açık şöyle devam etti; “Yasa hükümlerinin uygulanmasında ve etkili prosedürlerinin geliştirilmesinde son derece etkin yol haritalarına sahibiz. Kapalı alanlarda ve kamuya açık bazı açık alanlarda sigara içilmesinin yasaklanması, tütün ürünlerinin reklam ve promosyonlarının kaldırılması gibi çok önemli yasal düzenlemeler var. Ancak tüm bu çabalara rağmen uygulamada çok önemli eksiklerin ve ihlallerin bulunduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Özellikle son yıllarda giderek artan oranlarda ihlaller yapılıyor. Dumansız hava sahası olması gereken alanlarda bile sigara içilmesine göz yumuluyor. Bu nedenle yasanın uygulanarak, denetimlerin sıkılaştırılması ve yaptırımların uygulanması gerektiğini savunuyoruz.”
“Pasif içiciler, yaşam hakkı elinden alınan kişiler”
Yasanın uygulanmasının yalnızca tütün kullananlar değil pasif içiciler için de hayati önem taşıdığını vurgulayan Açık, “Dünyada her yıl 8 milyondan fazla kişi tütün ürünü kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu kişilerin bir milyonundan fazlası tütün ürünü kullanmadığı halde tütün dumanına maruz kalmaktan kaynaklı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitiriyor. En temel insan hakkı olan yaşama hakkı bu nedenle ellerinden alınıyor. Dolayısıyla hem sigara içenlerin hem de içmeyenlerin sağlığını düşünerek, tüm önlemleri artırmalı, dumansız hava sahası alanlarımızı artırmalıyız.”
“Avrupa’nın tütünsüz nesil hedefini örnek almalıyız”
Avrupa Komisyonu’nun 2040 yılına kadar ‘tütünsüz nesil’ oluşturmayı hedeflediğini hatırlatan Prof. Dr. Açık, “AB vatandaşlarının yüzde 25’i tütün ürünleri kullanıyor. Bu oranı 2040 yılına kadar yüzde 5’e indirmeyi hedefliyorlar. Bu çok iddialı bir hedef. Ancak etkili yasal düzenlemeleri, özellikle gençlere yönelik bilinçlendirme çalışmalarını da kapsayan multidispliner bir yaklaşımla imkansız bir hedef değil. Biz de Türkiye olarak böyle net hedefler belirleyerek, azim ve kararlılıkla mücadelemizi sürdürmeliyiz” diye konuştu.