Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), dünya genelinde her yıl yaklaşık üç milyon insanın hayatını kaybetmesine yol açan, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık. Nefes darlığı, inatçı öksürük ve balgam çıkarma gibi belirtilerle kendini gösteren KOAH’ın en yaygın nedeni tütün ürünlerinin kullanımı olsa da genetik faktörler, hava kirliliği ve çevresel maruziyetler de hastalığın gelişiminde büyük rol oynuyor. Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tayfun Çalışkan, KOAH’ın toplumda yeterince tanınmadığı için teşhis ve tedavi süreçlerinde sorunlar yaşandığını belirtti.
Kadınlar da Risk Altında
KOAH, genellikle erkeklerde daha sık görüldüğü düşünülse de son araştırmalar kadınların da bu hastalığa yakalanma riskinin eşit derecede yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Kadınların sigaranın zararlı etkilerine daha duyarlı olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Çalışkan, “Sigara, puro ve nargile gibi tütün ürünlerinin yanı sıra evde kullanılan biyomas yakıtlar, tozlu ya da kimyasallara maruz kalınan meslekler ve hava kirliliği gibi faktörler de KOAH riskini artırıyor” dedi.
Erken Belirtiler Göz Ardı Edilmemeli
KOAH, genellikle orta ve ileri yaş gruplarında yavaş ilerleyen bir hastalık olduğu için erken belirtileri gözden kaçabiliyor. Doç. Dr. Çalışkan, “Birçok hasta, nefes darlığı ve öksürük gibi semptomları sigara içmenin veya yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak görüp doktora başvurmayı erteliyor. Ancak bu durum hastalığın tanısını ve tedavisini zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı.
Tedaviyle Hayat Kalitesi Artırılabilir
KOAH’ın tanısı solunum testleriyle konuluyor ve tedaviye erken başlanması hastalığın ilerlemesini önlemek açısından büyük önem taşıyor. Tedavi seçenekleri arasında sigarayı bırakma destekleri, egzersiz programları, yaşam kalitesini artırmaya yönelik yaklaşımlar, aşılamalar, oksijen tedavisi ve ileri evrelerde girişimsel pulmonoloji yöntemleri (valf, koil gibi) yer alıyor.
Doç. Dr. Çalışkan, hava kirliliği ve tütün ürünlerine karşı mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “KOAH önlenebilir bir hastalık. Erken tanı ve tedavi ile hastaların yaşam kalitesi artırılabilir, ilerlemesi durdurulabilir” dedi.