Hareket bozukluğuna çözüm: Beyin pili tedavisi! Acıbadem International Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Sabri Aydın, ülkemizde kullanımı giderek yaygınlaşan beyin pilinin günümüzde ilaç tedavisine dirençli olan veya ilacın yan etkisi nedeniyle ilaç kullanamayan, başta Parkinson hastaları olmak üzere pek çok hastalıkta beyin pilinin başarıyla uygulandığına dikkat çekerek, “Bu yöntemle Parkinson hastalığının yanı sıra ellerde, ayaklarda, başta veya seste titremeyle seyredebilen esansiyel tremor (titreme hastalığı) ve istemsiz kasılma hareketleriyle seyredebilen distoni hastalığında oldukça yüz güldüren sonuçlar alınıyor. Beyin pili semptomların birçoğunu düzelttiği için hastaların günlük işlerini yardıma ihtiyaç duymadan yapabilmelerine imkân sağlıyor. Böylelikle hastaların günlük yaşam konforu belirgin şekilde yükseliyor” diyor.
SORU: Beyin pilinin etki mekanizması nedir?
CEVAP: Beyin pili ameliyatında, beynin orta kısmında yer alan ‘beyin çekirdeklerine’ ince kablolar yerleştiriliyor, ardından bu sistem göğüs ya da karın bölgesine konulan bir pil aracılığıyla sürekli elektrik uyarısı veriliyor. Böylece hastalık nedeniyle hasar görmüş olan sinir hücreleri yeniden düzene giriyor ve hastalığın yol açtığı belirtiler kayboluyor.
SORU: Hangi hastalıklarda etkili oluyor?
CEVAP: Parkinson hastaları bu yöntemle titreme, yürüyememe ve konuşamama gibi sorunlardan kurtulabiliyor ve normal bir yaşam sürebiliyorlar. Beyin pili parkinson hastalığının ana semptomları olan titremede yüzde 80, hareketsizlik ile kasılmada yüzde 70 ve yürümede yüzde 50 oranında iyilik sağlıyor. Beyin pili yöntemiyle distoni olarak adlandırılan ve beyin tarafından iletilen sinyalin yanlış gönderilmesi nedeniyle istemsiz gelişen kas spazmlarında da yaklaşık yüzde 60-70 iyilik hali bekleniyor. Prof. Dr. Sabri Aydın, “Distonide esas amaç, kendi ihtiyaçlarını karşılamasını sağlayarak hastayı bağımsız hale getirebilmek ve günlük yaşantısını bozan istemsiz hareket ile kasılmaları azaltıp, hayat ergonomisini düzeltmektir” diyor. Bu yöntemle Tourette Sendromu’nda motor tiklerde yüzde 70 azalma bekleniyor. Verbal tiklerde bu azalma yüzde 30’larda oluyor. Esansiyel tremorda (ailesel geçişli- hareket ile aktive olan) ise ameliyat sonrası başarı yüzde 80 gibi oldukça yüksek bir oranda görülüyor. Prof. Dr. Sabri Aydın, Multipl Skleroz’a bağlı titremelerde bu oranın daha düşük olduğunu vurgulayarak, “Tedavilere dirençli ağrı sendromlarında ise yüzde 50 civarında başarı bekleniyor” bilgisini veriyor.
SORU: Ameliyat öncesinde yapılan hazırlıklar neler?
CEVAP: Ameliyat için hasta bir gün öncesinden hastaneye yatırılıyor. Gerekli kan tetkikleri ve konsültasyonların yanı sıra özel bir beyin MR’ı çekiliyor.
SORU: Beyin pili ameliyatı nasıl uygulanıyor?
CEVAP: Ertesi sabah iki aşamalı olan ameliyatın ilk aşaması başlıyor. Lokal anestezi veya seçilmiş hastalarda genel anestezi altında, streotaktik çerçeve denilen başlık, hastanın kafa kemiğine tutturuluyor. Ardından hastanın beyin tomografisi çekilip, görüntüler önceki gün çekilen MR ile üst üste bindiriliyor. Bu şekilde hedef çekirdek haritalandırılıyor ve koordinatlar alınıyor. Daha sonra, hastanın başının ön-üst bölümüne sağlı sollu 2 delik açılıyor. Bu sırada hasta herhangi bir acı hissetmiyor. Daha önce belirlenen streotaktik değerler çerçeveye giriliyor ve kıldan daha ince, özel sensörlü elektrodlar ile çekirdek, milimetrenin onda biri aralıklarla taranıyor. Prof. Dr. Sabri Aydın, bu işlemle en iyi hücre elektriksel aktivitesinin olduğu yerin belirlendiğini belirterek, şöyle devam ediyor: “Bir başka deyişle, mikrolek elektrod kayıt sistemi ile çekirdeğin haritası çıkarılıyor ve belirlenen bölgeye elektrik veriliyor. Ardından hastanın var olan semptomlarındaki düzelme ile yan etkiler gözleniyor. Cevabın en iyi olduğu yere kalıcı elektrod takılıyor ve sabitleniyor. Bu işlem her iki tarafa da yapılıyor. Ameliyat bölgesi kapatılıp, başlık çıkarılıyor ve hasta genel anesteziyle uyutularak ikinci aşamaya geçiliyor. İlk ameliyatta takılan kalıcı elektrodlar kulak arkasında bir uzatma kablosuyla birleştiriliyor ve köprücük kemiğinin altına yapılan bir cebe konulan pile bağlanıyor. Sistemin elektriksel olarak çalıştığı kontrol edilip ameliyata son veriliyor.
SORU: Hasta ameliyat sonrasında ne zaman taburcu oluyor?
CEVAP: Ağrılı bir ameliyat olmadığı için hastalar birkaç saat içinde mobilize olabiliyorlar. Ameliyatın ardından 2. günün sonunda taburcu ediliyorlar. Pil bir hafta sonra açılırken, pilin ayarı ise yaklaşık bir ayda oturuyor.
SORU: Riskli bir yöntem mi?
CEVAP: İyi seçilmiş, hastalığın uzman hekimi tarafından refere edilen ve psikometrik testlerinde sorun olmayan hastalarda oldukça başarılı sonuçlar alınıyor. Enfeksiyon ve kanama gibi riskler, diğer beyin ameliyatlarına göre oldukça düşük düzeyde seyrediyor.
SORU: Beyin pilinin ömrü nedir?
CEVAP: Beyin pili, şarj edilen ve edilmeyen olmak üzere iki gruba ayrılıyor. Şarj edilebilir olanları 5 cm uzunluğunda ve 1 cm kalınlığında, sarj edilemeyenler ise 7 cm uzunluğunda ve 1 cm kalınlığında oluyor. Şarj edilemeyen pilin ömrü, hastalığa ve kullanılan voltaja göre 3-5 yıl arasında değişiklik gösteriyor. Ameliyat sonrasında pil değişimi gerektiğinde günü birlik bir ameliyatla değiştiriliyor. Şarj edilebilen pillerin ömrü de 25 sene oluyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Sabri Aydın, beyin pilinin kullanımına göre haftada 2–3 kez şarj edilmesi gerektiğini belirterek, “Şarj sisteminin kullanımı kolaydır. Takılan bir kemer içerisine yerleştiriliyor ve manyetik olarak sarj oluyor. Hasta elektriğe bağlı olmuyor ve aynı anda günlük işlerini de yapabiliyor” diye konuşuyor.
SORU: Beyin pili ameliyatının sağladığı avantajlar neler?
CEVAP: Beyin pili, hastaya sağladığı önemli faydalar nedeniyle gün geçtikçe daha yaygın kullanılan bir yöntem oldu. Prof. Dr. Sabri Aydın, beyin plinin sağladığı avantajları şöyle sıralıyor: “Yöntem beyin ile diğer dokulara zarar vermiyor ve kalıcı hasar bırakmıyor. Sistem istenildiği zaman tümüyle kapatılabiliyor. İhtiyaç halinde, ayarlar, uzaktan kumandayla yeniden düzenleniyor. Hastalık ilerlese dahi, bu kumanda aracılığıyla verilen akımın değerleri değiştirilerek hastalığın yeni semptomlarıyla mücadele edilebiliyor. Şarjlı pillerin ömrü 15-20 yıla kadar uzayabilirken, şarjsız pillerde de ömrün tükenmesi halinde çok küçük bir kesi ve lokal anestezi ile pil kolayca değiştirilebiliyor”
Peki, hangi hastalıklarda uygulanıyor?
- Parkinson hastalığı,
- Tremor (titreme hastalığı),
- Distoni,
- Kronik ağrı sendromları,
- Nöropsikiyatrik hastalıklar (OCD- takıntı hastalığı, tedaviye dirençli majördepresyon, Tourette sedromu, vb)