Havaların soğumasıyla birlikte grip vakalarında da artış yaşanmaya başladı. Genellikle hafife alınan bir hastalık
olan grip, özellikle astım hastalarında zatürre gibi sonuçlara yol açması nedeniyle ölümcül hale gelebiliyor. Bu nedenle hastalıktan korunmak için grip aşısı olmak büyük önem taşıyor.
Kasım ayının sonuna kadar yapılan grip aşısı, bütün mevsim boyunca yüksek düzeyde koruyuculuk sağladığı için özellikle çocuklar ve yaşlıların kışı daha sağlıklı geçirmesine olanak veriyor. Bayındır Söğütözü Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Aslı Karademir, “Grip aşısı yaptırmadıysanız geç kalmış sayılmazsınız. Aşı olmaktan korkmayın, grip olmaktan korkun!” uyarısında bulunuyor.
Grip hastalığının influenza arı verilen virüsler tarafından yapıldığını, soğuk algınlığı ve nezle ile karıştırılmaması gerektiğini vurgulayan Dr. Karademir, şöyle devam ediyor:
“Nezle ve soğuk algınlığı 200-300 civarında farklı virüsle gelişebilen, genellikle burun akıntısı, hapşırık, öksürük, gözlerde ve boğazda yanma ile seyreden ve 3-7 günde kendiliğinden iyileşen, ayakta geçirilebilen hastalıklar. Oysa grip, yüksek ateş, genel vücut kırgınlığı, şiddetli kas ve eklem ağrıları, baş ağrısı, bazen bulantı ve kusma ile kişiyi yatağa düşürecek kadar ağır seyreder.”
Dr. Karademir, sağlıklı kişilerde ortalama bir haftada iyileşen gribin, vücut direncini düşüren kronik hastalığı bulunanlarda, kalp-akciğer hastalarında, diyabetlilerde, böbrek yetmezliği olanlarda ve yaşlılarda, kalp kası iltihabı ya da beyin iltihabı gibi ciddi sonuçlara yol açtığını, ölüme bile neden olabildiğini belirtiyor. Bu nedenle, özellikle bu gruplarda yer alan kişilerin gripten korunmasının en etkili yollarından birinin aşı olduğunu dile getiren Dr. Karademir, “Dünya Sağlık Örgütü’nün önerileri doğrultusunda, bir önceki yılda en sık karşılaşılan virus türlerine karşı hazırlanılan aşı Eylül ile Kasım ayları arasında tek doz yapılıyor. Yani hala aşı olabilirsiniz” diyor.
Dr. Karademir, aşının yanı sıra hastalıktan korunmak için başka önlemler almak gerektiğini de belirterek, “Hasta bireylerin başkalarıyla öpüşmemesi, kucaklaşmaması ve tokalaşmaması gerekir. Öksürük, hapşırık yoluyla tükürük ellere bulaşacağı için, ortak kullanım gereçlerine dokunmadan önce mutlaka ellerini yıkamaları önerilir. Hastaların kalabalık ortamlara girmemeleri, evlerinde istirahat etmeleri, zorunlu koşullarda maske ile sokağa çıkmaları bulaşmayı azaltmada önemlidir” diye bilgi veriyor.
Grip Aşısı Nasıl Korur?
Grip aşısı uygulandıktan ortalama 10-15 gün sonra koruyucu antikor düzeyi oluşmaya başlıyor. Sağlıklı genç erişkinlerde yüzde 70-90 oranında grip belirtilerini önleyebilen aşının koruyuculuk oranı, yaşlılarda ve altta yatan kronik hastalığı olan bireylerde yüzde 30-40’a düşebiliyor. Ancak yapılan çalışmalar, aşının bu kişilerde bile gribin olumsuz etkilerini azalttığını, hastaneye yatış ve ölüm oranlarını düşürdüğünü gösteriyor.
Kimler Grip Aşısı Olmalıdır?
Griple gelişen ağır seyirli enfeksiyon kliniğinin neden olduğu iş gücü kaybını ve ekonomik kaybı önleyebilmek için, özellikle risk grubunda sayılan bireylerin mutlaka aşı olması öneriliyor. Dr. Karademir, risk gruplarını şöyle sıralıyor:
*65 yaşın üzerindekiler,
*Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), astım, diyabet, kalp ve böbrek gibi kronik hastalığı olanlar,
*Kalıtsal hemoglobin bozukluğu olanlar,
*Risk grubu hastaların ev halkı, yakın temasta olan ve bakımını üstlenen kişiler,
*Bağışıklık sistemi ile ilgili (immünolojik) hastalığı olanlar,
*Bağışıklık sistemi baskılanmış olan hastalar (HIV/AIDS hastaları, kanser hastaları, organ ve kemik iliği nakli yapılanlar, kemoterapi, radyoterapi uygulananlar, steroid alanlar),
*6 ay ile 18 ay arasında olup, uzun süreli aspirin tedavisi alanlar (Reye Sendromu gelişim riskini azaltmak için),
*Sağlık çalışanları,
*İlk 3 aydan sonraki gebelik dönemi,
*Altı aydan büyük bebekler,
*Aşı yoluyla korunmak isteyen tüm sağlıklı bireyler.