Sedef hastalığı nedir? Sedef hastalığı, deri hücrelerinin normalden daha hızlı çoğalması yüzünden cildin yüzeyinde yaralar oluşturan bir hastalıktır. Bu hastalık öncelikle derinin altında başlıyor. Birçok bilim adamı, sedef hastalığının henüz kesin bir nedeni olmadığını öne sürüyor ancak iddialar, genetikten ve bağışıklık sisteminde kaynaklanan bir hastalık olduğu yönünde. Araştırmalara bakıldığında her 3 akrabadan 1’inde sedef hastalığı olduğu görülüyor ve sonucunda bağışıklık sisteminde ortaya çıkan bir hata, cildin yüzeyinde genelde kırmızı renkli yaralara/lekelere sebep oluyor. Aynı zamanda “psöriyatik artrit” denilen bir durumun oluşması nedeniyle bu hastalık eklemlere de bulaşabiliyor ve ağrı oluşumuna sebep oluyor.
Sedef hastalığı bulaşıcı olmamakla birlikte, yalnızca bir türden oluşmuyor. Aynı sebepten kaynaklı olsa bile, deride farklı şekillerde kendini gösterebiliyor. Bilinen 5 türü olduğu varsayılıyor.
- Plak tipi
Bu tür, hastalar arasında en çok görülen türdür. Genelde vücudun dirsek, bel ve diz gibi belirli noktalarında görülen bu tür, kabarık ve pulla kaplı iltihaplı yaralardır.
- Gutat
Göğüs, kol ve bacak derisinde, genellikle çocukluk ve gençlik döneminde görülen bu tür, vücutta küçük kırmızı noktalar şeklinde ortaya çıkar.
- Inverse
Koltuk altları, kasık ve cinsel organlarda kendini gösterir. Şekil olarak düzgün, parlak ve diğer türleri gibi kırmızı renktedir.
- Püstüler
Genelde yetişkinlerde gözlemlenen bu tür, etrafında kızarık deriyle, iltihapsız fakat beyaz bir sıvıyla dolu kabarıklıklar şeklinde kendini gösterir. El ve ayak en çok görünen yerlerdir.
- Eritrodermik
Vücudun neredeyse büyük bir bölümünü saran bu tür, iltihaplı bir türdür. Dönemden döneme şiddetlenerek kaşıntıya ve döküntüye sebep olur.
Hastalığın belirtileri insandan insana değişiyor.
- Deride kuruluk ve buna bağlı çatlama
- Kaşıntı ve yanma
- Türüne göre iltihaplı, kırmızı yaralar
- Pullanma
Bu belirtilere bağlı olarak tetikleyiciler de mevcut. Özellikle aşırı sigara ve alkol kullanımı, stres, belirli ilaçlar vb. sedef hastalığının oluşumunun hızlanması sürecinde önemli bir rol oynuyor. Kişi kimi zaman hiç farkına varmasa bile, hastalık süreci başlamış oluyor.
Kafanıza taktığınız tek sedef, çiçeğinden yapmış olduğunuz bir taç olsun…
Fiziksel etkilerinin yanı sıra psikolojik etkilerinin de oldukça yüksek olduğu gözlemlenen sedef hastalığı, kişiyi “problemli” olarak nitelendiriyor. Bu hastalığa sahip insanlar, hastalığın bir tedavisi olmaması sebebiyle umutsuz ve çaresiz bir hale bürünüyorlar. Bu yüzden anksiyete, panik atak ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar, bu kişilerde daha çok gözlemleniyor. Özgüven eksikliği çeken kişilerde ise bu özellikler daha fazla görülüyor. Kişi, cilt yüzeyindeki yaraların görünümünden rahatsız olduğu için stres seviyesi artıyor. “Acaba beni nasıl görüyorlar?” düşüncesiyle yaşamaya devam etmenin ne kadar zor olduğunu veya olacağını düşünenler, çözümü kendilerini eve kapatmakta ya da bol ve uzun kıyafetler giymekte buluyor. Öyle ki, bu hastalığa sahip kişilerle yapılan röportajlarda kişi, hastalığın ruh halini fazlasıyla etkilediğini ve her gün duş alsa bile “kirli” hissettiğini belirtiyor. Böyle hissetmekle kalmıyor, çevresi tarafından da öyle hissetmesine sebep olunuyor. Kişi, başka bir kişiyle el sıkışmaktan bile çekiniyor. Sadece kirli olduklarını düşündükleri için değil, ancak “bulaşıcı” olduğuna dair duydukları yanlış bilgilerden de etkileniyorlar. Bu yüzden hastalığa sahip olmayan kişiler ile temasa girmekten kaçınıyorlar. Öte yandan hastalık hakkında daha fazla bilgi sahibi olan kişiler ise sedefin ne olduğunu öğrenip kendi bedenleri üzerindeki belirtilerini daha iyi anladıkça hastalığı kucaklama ve onunla yaşamayı öğrenme şansı elde ettiklerini söylüyorlar. Özellikle tedavisi olmayan hastalıklarda, bu tarz düşünce biçimi hasta için çok önemli.
Ekonomik açıdan ise, sedef hastası olan kişinin kullandığı ilaçların maliyeti bir hayli uçuk olabiliyor. Bu yüzden kişi, tedavi sürecine olması gerektiği gibi devam etme fırsatından uzak kalıyor. Bazı ilaçların sigorta tarafından karşılanmaması ise bu durumu sadece olması gerektiğinden çok daha zor bir hale getiriyor. Bunların yanında, sedef hastası olan kişinin iş sahibi olabilme ihtimali de azalıyor. İşveren, önyargıyla yaklaşıyor. Bu yüzden kişiyi zor bir durumda bırakıyor.
Sedef ile nasıl başa çıkarım diyorsanız…
Sedef’le başa çıkmanın en etkili yöntemlerinden bir tanesi, doktorunuzun size önerdiği tedaviyi çok iyi bir şekilde takip etmektir. Bu sayede bu hastalığa en kısa sürede alışabilir, aynı zamanda hayatınızı çok daha kolay sürdürebilirsiniz.
Soğuk hava, en üst sıralarda yer alan tetikleyicilerden biridir. Bu yüzden kaşıntı ve döküntüyü önlemek adına bedeninizi sıcak tutmaya özen gösterin.
Herhangi bir ekstrem durumda mutlaka doktorunuza danışın. İnternet’ten gördüğünüz veya birinden duyduğunuz herhangi bir doğal yöntemi denemeye çalışmayın. Unutmayın ki, sizin vücudunuz herkesten farklıdır ve aynı reaksiyonu göstermeyebilir.
En önemlisi ise, kendinizi sevin. Sizi mutsuz eden, strese sokan, gereksiz meşgul eden düşüncelerden arının. Bu durumun olağandışı olmadığını, sizin gibi milyonlarca insan olduğunu, her şeyiyle kucaklarsanız hayatınızın daha iyi bir yolda seyredeceğini idrak edin. Sizi ötekileştirenleri kendinizden uzak tutun. Unutmayın ki, siz; siz olduğunuz için güzelsiniz.
Dünya Sedef Hastaları Günü, farkındalığı arttırmak amacıyla, sedef hastalarına ayrılmış global bir gündür.
Her sene 29 Ekim’de düzenlenen sedef hastaları gününün asıl amacının farkındalığı arttırmak olmasının yanında; tedaviye olan ulaşımı kolaylaştırmak, hastalığa dair yanlış bilgileri silip doğruyu öğretmek ve bir araya gelmek olduğunu da söyleyebiliriz. Bu organizasyon, Uluslararası Sedef Hastalığı Dernekleri Federasyonu (IFPA) tarafından yönetilmektedir. Dünya’nın dört bir yanından üye barındıran bu federasyon, 125 milyon kişinin sesini duyurmak için canla başla çalışır. Bu federasyona bağlı üyeler, düzenli olarak bir araya gelip hastalığa dair önemli konuları konuşur ve birbirleri arasında işbirliği yaparlar.
Farkındalığı arttırmak, bu hastalar için hayati önem taşır. Fiziksel etkilerinin yanı sıra psikolojik etkilerinin azaltılmasında önemli rol oynar. Bu süreçte hastalar, yalnız olmadıklarını anlar, hastalık hakkında daha çok bilgi sahibi olur, hastalığın bulaşıcı olduğuna dair düşüncelerden arınırlar. Bir araya gelen hastalar birbirleriyle iletişim içerisindeyken daha güvende hissederler ve bu da ötekileştirmenin etkilerini en aza indirir.
Sadece farkındalık arttırılmıyor, aynı zamanda herkesin katılım sağlayabileceği çeşitli etkinlikler de düzenleniyor.
- Açık hava etkinlikleri
- Koşular
- Hastalığa sahip olmayanlar için bilgilendirme seminerleri
- Çizim yarışmaları
- Sedef hastalığına temalı fotoğraf sergileri
- Sedef hastası kişiler için açık hava yogası
- Radyo ve TV röportajları
- Çocuklar ve gençler için etkinlikler
Bu ulusal güne katılabilir miyim?
Elbette! Bu özel gün, sadece hastalığa sahip kişilerin katılım sağlayabileceği bir etkinlik değildir, aynı zamanda hastalığa sahip kişilerin yanında olup, onları destekleme şansınızın olduğu bir gündür. Etkinliklerin hepsinden faydalanabileceğiniz bu güne ait planları öğrenmek için, ulusal sedef hastalığı derneğinize başvurmanız yeterlidir. Eğer ki bu etkinlikleri yapmayan ve ya federasyonun üyesi olmayan bir ülkede yaşıyorsanız, kendiniz de bir şeyler yapabilirsiniz. Broşürler hazırlayın, yürüyüşleri ve koşuları siz düzenleyin. Topluluklar oluşturarak kendi organizasyonunuzu yapın. Turuncu ve lavanta rengi kıyafetler giyin, onlara yalnız olmadıklarını hissettirin. Bu güne ait tüm etkinliklerden haberdar olmak için ise, Uluslararası Sedef Hastalığı Dernekleri Federasyonu (IFPA)’nın sosyal medya hesaplarını takip edin.