İstatistikler, Türkiye’de 4 buçuk milyon engelli olduğunu söylüyor. Bu oran dikkate alındığında Türkiye nüfusunun önemli bir kesimini engelli vatandaşlarımız oluşturuyor.
Her birinin engeli farklı olsa da iletişimde engelin ortadan kaldırılması için uzmanlar uyarılarda bulunuyor. Bir engelli ile iletişimin çok önemli olduğunun altını çizen Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan, engelsiz iletişimin yolunun engeli görmemekten geçtiğini vurguluyor.
Engelli insanlarla iletişimin günümüzde önemli olduğunu ifade eden Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan, iletişim ile engellilerin toplumun onurlu bir üyesi haline getirilebileceğini kaydediyor. Engellilerin, engelli birey olarak görülmemesi gerektiğini özellikle vurgulayan Özkan, onları özgür bırakmanın üzerlerindeki gerilimi azaltacağını da belirtiyor.
Özkan, engellilerle sıcak ve dostane bir iletişimin mümkün olabileceğini dile getirirken, bunun için 3 adımın atılması gerektiğinin altını çiziyor.
Karşımızdaki insanın davranışlarını kendimizi sunma biçimimize göre ayarladığını ifade eden Özkan, başkalarının bize nasıl davranması gerektiğini aslında onlara kendimizin öğrettiğini kaydediyor.
Biz rahat konuştuğumuz zaman karşımızdaki de kendini rahat hisseder ve kendini savunma ihtiyacı duymaz diyen Özkan, bu şekilde anlayış gösterdiğimiz kişilerin her yönüyle bize açılmaya başlayacağını hatırlatıyor. Aradaki bağın bu şekilde güçlü kurulabileceğini dile getiren Özkan, sıcak bir havada geçen konuşmanın daha ikna edici olacağını da vurguluyor.
Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan bu bağlamda engellilerle sıcak bir ilişki kurmanın en kestirme yolunu üç adımda özetliyor.
DENK BEDEN DURUŞU VE DENK HAREKETLERDE BULUNUN!
Birbiriyle iyi anlaşan insanların iletişim içinde oldukları zaman beden duruşlarıyla birbirine benzeme eğilimindedir. Bu insanlar, benzer jest ve mimikleri de kullanırlar. Tamamen aynı şekilde oturur, sırtlarını benzer şekilde arkaya yaslar veya karşılarındaki kişiye uymak için başlarını bir yana yaslarlar. Bu sebeple engellilerle sıcak bir ilişki kurmak için, onların dünyasında buluşmalıyız. Engelli kişinin eli cebindeyse, biz de elinizi cebimize sokabiliriz. Karşımızdaki engellinin eliyle yaptığı bir hareketin aynısını, kısa bir müddet sonra biz de tekrarlayabiliriz. Kollarımızın ve bacaklarımızın duruş ve hareketlerini engelliye insana uydurabiliriz.
Kısaca bu yolla fizyolojiler eşleştirilir. Beden dilinin iletişimin % 55’ ini oluşturduğunu unutmamalıyız.
SESİNİZİ EŞLEŞTİRİN!
Öncelikle konuşma hızı denkleştirilmelidir. Sesin yüksek veya alçak oluşu, hızlı veya yavaş oluşu, kelimelerin birbirinden uzak veya yakın oluşu (ritmi), berrak mı yoksa kısık mı olduğu, ses tonlarının hangi duyguları taşıdığı, anlatım biçimi (bölgesel mi yoksa kendine özgü mü oluşu) ve etkileyiciliği konuşmanın önemli parçalarındandır. İletişimin % 38’i nasıl söylediğimize bağlıdır. Bu sebeple sıcak ilişki kurmak için, engellinin konuşma hızına ayak uydurmaya çalışmalıyız. Nasıl konuşuyorsa biz de aynı şekilde konuşmalıyız. Yavaş ve sakin konuşuyorsa biz de yavaş ve sakin, hızlı konuşuyorsa biz de hızlı konuşmalıyız. Mevlana diyor ki “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar iyi anlaşırlar.”
DENK ANAHTAR KELİMELER SEÇİN!
Engelli kişi, hangi kelime ve ifadeleri kullanıyorsa biz de aynı ifadeleri kullanmalıyız. Ortalama bir iletişimde kelimelerin önemi % 7 ‘dir. Demek ki konuşulan konu veya söylediklerimiz iletişimin küçük bir unsurudur. Bununla birlikte, bu unsuru çok iyi değerlendirmeliyiz.
Bu üç yolla uyum sağladığımız zaman, engelli bizimle bütünleşir. Böylece sevgi ve ait olma duygusunu yaşamış olur. Topluma uyum sağlar. Kendini evindeymiş gibi hisseder. Bu yol da engelliye ek mutluluk yolunu açar.