Emtron, önümüzdeki 5 yılda ihracat yaptığı ülke sayısını 80’e üretimini 4’e katlamayı hedefliyor.
Sağlık sektöründe 21 yıllık geçmişiyle öncü lazer firması olmayı hedefleyen Emtron, üretimini yaptığı lazer fiberlerin % 85’ini ihraç ediyor. Firma önümüzdeki 5 yılda ihracat yaptığı ülke sayısını 80’e üretimini 4’e katlamayı hedefliyor. Firmanın çalışmalarıyla ilgili olarak Emtron Genel Müdürü Mehmet Melek sorularımızı yanıtladı.
Firmanızdan bahseder misiniz?
Emtron 1993 yılında kuruldu. 21 yıllık tarihimizde hep Türkiye’nin öncü lazer firması olmayı hedefledik. Şu anda tüm ürün grubumuz lazer cihazları, aksamları ve fiberlerinden oluşuyor. Bu politikamız kendi konumuzda uzman olmayı ve müşterilerimize en iyi şekilde destek ve teknik servis vermeyi de beraberinde getiriyor. 1993’den beri Iridex göz lazerlerinin Türkiye mümessiliyiz. 2003 yılında önemli bir adım atarak Fiberion lazer problarını üretmeye başladık. Beş yıl sonra da kendi Orbeam lazer markamızı oluşturduk. Bunların yanında başka lazer ürünlerini de Türkiye’de pazarlamaktayız.
İhracat faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
Ürettiğimiz lazer fiberlerinin yüzde 85’ini ihraç ediyoruz. Ürünler hafif ve değerli olduğundan nakliye maliyeti ürünün kıymetine göre nispeten düşük bir oranda kalıyor. Bu nedenle tüm dünyayı pazarımız olarak görüyoruz. Hedefimiz üretim ve ihracatımızı her yıl en az yüzde 30 arttırmak. Lazer cihazlarında da az sayıda ihracatımız oluyor. Yurt dışında etkin bir teknik servis sistemi kurabildiğimiz takdirde bu alanda da ihracat faaliyetlerimizin artmasını bekliyoruz.
Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?
Beş kıtada 40 kadar ülkeye ihracatımız var. Bu ülkeler farklı coğrafyadalar. Özellikle İtalya, Tayvan, Hindistan, Kolombiya önemli pazarlarımız arasında.
Bu beraberinde idari sorunlar getirmiyor mu?
Global satışlar, özellikle tıbbi ürünler işin içine girdiğinde çok ciddi idari “regulatory” zorlukları da beraberinde getiriyor. Türkiye’de satış ve Avrupa Birliği ülkelerine ihracat CE belgesi gerektiriyor. Biz oftalmoloji alanında ilk CE belgesini alan Türk şirketiz. Ancak CE belgesi maalesef Avrupa dışında çok az yerde geçerli. Bazı ülkeler nispeten basit kurallara sahip, ancak bazıları da aksine, ISO ve CE’den daha zor onay mekanizmasına sahipler.
Zor onay alınan ülkelerin başında Amerika Birleşik Devletleri geliyor. Tamamen kendi FDA onay mekanizmasına sahip. Biz geçtiğimiz yıl FDA başvurumuzu yaptık. Bir başka zor onay alınan ülke de Çin. Memnuniyetle söyleyebiliyorum ki geçen yıl bir grup oftalmik lazer probumuz Çin’de onaylandı. Başvuru incelemesi 3 yıla yakın sürdü. Bu süreç zarfında Amerika’da bile test gerektirmeyen 304 cerrahi çelik numunelerimiz Çin’de bio-uyumluluk testlerinden geçti.
Türkiye’deki pazar durumunuz nedir?
Pazarlamakta olduğumuz ithal lazer cihazlarında iyi bir pazar payımız var. Ancak aynı şeyi maalesef lazer problarımız için söyleyemiyorum. Türkiye’de maalesef hâlâ yerli malın kalitesinden şüphe duyan önemli bir yüzde var. Yine de son yıllarda yurt içi satışlarımızda önemli artışlar oldu. Bunun en temel nedeni bir kere kullananların memnun kalıp almaya devam etmesi.
Ürünlerinizin muadillerine göre avantajları nelerdir?
Fiberion lazer probları her şeyden önce kalite ön planda tutularak üretilmektedir. Dünyada lazer problarına seri numarası veren tek üreticiyiz. Kaliteden ödün vermeden maliyeti düşük tutma gayreti içindeyiz, ancak hammaddelerin önemli bir kısmının ithal olması bu işi zorlaştırıyor. Yine de Türkiye’deki satış fiyatlarımız ithal malların altında.
Yurt dışı pazarlamanızı nasıl yapıyorsunuz?
Kongre ve uzmanlık fuarlarına katılıyoruz. Bu konuda önemli Devlet destekleri de var. Bu desteklerle, yol parasını hesaba kattığınızda bile yurt dışında bir stand açmanın maliyeti Türkiye’de açmaktan daha ucuza gelebiliyor. Bu kongre ve fuarlarda baş hedefimiz iyi distribütörler bulmak. Ürününüz kaliteli ve fiyatınız makul olduktan sonra bir ülkede başarınız tamamen distribütöre bağlı.
Türkiye’de görmek istediğiniz mevzuat değişikliği var mı?
Son yıllarda uygulamaya giren özet beyannameli ihracat (mikro ihracat) bizim için çok yararlı oldu. Mesela herhangi bir ülkeden bir doktor kredi kartı numarasını vererek ve herhangi bir ihracat muamele masrafı olmadan kendisine ufak bir sipariş göndertebiliyor. Bu şekilde ufak ufak siparişler veren çok müşterimiz var.
Aynı şeyi ufak ithalatlarda görmek istiyoruz. Yani mal bir kurye servisiyle gelsin, Gümrükte vergisi tahakkuk etsin, kapı tesliminde de kurye şirketine vergi bedelini verelim. Büyük ithalatlarda normal ithalat prosedürünün maliyeti çok önemli değil, ancak birkaç yüz dolarlık bir ithalatınızda vergi dışında bir o kadar da evrak ve muamele maliyeti çıkıyor. Bizim üretimimiz birçok küçük bileşenden oluştuğu için böyle bir uygulama Devlet’e vergi kaybı olmadan bizim maliyetimizi, dolayısıyla satış fiyatımızı düşürür, ihracatımızı arttırır.
Gelecek için planlarınız nelerdir?
Şu anda 150’nin üzerinde değişik lazer probu modelimiz var. Bu sayı uluslararası rakiplerimizin bir çoğundan daha fazla. Bu geniş ve kaliteli ürün yelpazemizle global pazardaki payımızı arttırmayı hedefliyoruz. Başvuru yaptığımız değişik ülkelerin regulatory onayları gerçekleştikçe bunu başaracağımıza da eminiz. Önümüzdeki 5 yılda ihracat yaptığımız ülke sayısını 80’e çıkartmayı ve üretimimizi 4’e katlamayı hedefliyoruz.
Konya Faruk Sükan yeni doğana diot lazer alınacaktır. Onunla ilgili görüşme yapacaktım