Ebola Virüsü Hastalığı insanlarda çok ender ortaya çıkan, vücudun iç ve dış kısımlarında kanamalara neden olan, ölümcül çok ciddi bir hastalıktır.
Virüs vücutta çeşitli organlara yayılarak organları ve bağışıklık sistemini tahrip eder ve vücutta kontrol edilemeyen kanamalara neden olur. Hastalığa yol açan virüs, insanlara vahşi hayvanlardan geçer ve daha sonra insandan- insana temas yoluyla bulaşarak yayılır. Virüs meyve yarasalarında barınır ve virüsün bulaştığı, özellikle yağmur ormanlarında bulunan goril, maymun, antilop vb. diğer vahşi hayvanların kan ve diğer vücut sıvılarından insanlara bulaşır. Ebola virüsü hava, su ya da yiyecekler yoluyla bulaşmaz. İnsanların vücutlarından özellikle deri ve burun mukozaları, kan ve diğer vücut sıvıları aracılığıyla ve bu sıvıların bulaştığı her türlü eşyaya temasla insandan insana bulaşması mümkündür. Özellikle bu hastalara bakan ve gerekli hijyen önlemlerini ihmal eden sağlık personelinde ve hastalarla temas eden hasta yakınlarında bulaşma daha sık görülür.
Ebola virüsü sık rastlanan grip, kızamık, hepatit vb. kadar bulaşıcı değildir. Ancak çok tehlikelidir ve hastalığa yakalananlarda ölüm oranı ortalama % 50 oranındadır. Geçmişteki salgınlarda bu oran %90’lara kadar çıkmıştır.
Ebola virüsü Filoviridae ailesinin 3 çeşidinden bir tanesidir ve 5 türü vardır. Bunlardan 3 tanesinden biri olan Zaire virüsü en son salgına neden olanıdır.
Ebola Virüs Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Ebola hastalığı başlangıçta grip, nezle gibi birçok hastalıkla ortak semptomlar gösterir. Virüsün belirtileri 2 ila 21 gün içerisinde vücutta ani ateş yükselmesi, baş ağrısı, öksürük, göğüs ağrısı, eklem ve kas ağrıları, boğaz ağrısı, halsizlik, mide ağrısı, iştahsızlık, kusma, deride kaşıntı, iç ve dış kanama olarak kendini gösterir. Hastalık ilerledikçe vücutta kanama, ciltte kızarıklıklar, gözlerde, kulakta ve burunda kanamalar, öksürükle kan tükürme ve kanlı ishal başlamaktadır.
Belirtileri taşıyan bir kişinin virüsü kaptığına dair teşhis konulması için hastadan kültür alınmakta ve laboratuvara gönderilmektedir. Hastalık teşhisi konulan kişilerin özel alanlarda, konu ile ilgili eğitimli personel tarafından tedavi görmesi gerekmektedir. Hastalık teşhisi konulan kişiler arasında tedaviye cevap veren kişi oranının çok düşük olması virüse karşı önlem alınmasının ne kadar önemli olduğunun en büyük kanıtıdır.
Ebola Nasıl Tedavi Edilir ve Nasıl Önlenir ?
Bu konuda araştırmalar devam etmektedir ancak Ebola için henüz hiçbir tedavi yöntemi yoktur. Doktorlar diğer hastalıklarda olduğu gibi kan-serum-oksijen vererek ve kan basıncını düzenleyerek müdahale etmektedirler.
Ebolaya karşı korunmak için henüz bulunmuş bir aşı da yoktur.
Hastalıktan korunmanın tek yolu hastalık olan bölgelere seyahat etmemek ve hastalık taşıyan kişilerle temasta bulunmamaktır.
Hastalıktan korunmanın kişisel yolları arasında bağışıklık sistemini güçlendirmek ve hijyene daha fazla önem vermek yer alır. Kişisel hijyende ellerin temizliği en önemli önlemdir. Elleri dezenfektanlı sıvı sabunla yıkamak ve gün içerisinde sık sık alkol esaslı el dezenfektanı kullanmak hastalığın bulaşma riskini azaltır. Nesnelerle temas sonrasında ellerin ağız, burun ve gözlerden uzak tutulması gerekir. Hapşırırken ağızın mutlaka kapatılması, sonrasında ellerin yıkanması ve tek kullanımlık kağıt havlu ile kurulanması büyük önem taşır.
Daha büyük risk altında olan sağlık kuruluşu çalışanları ve enfekte kişilerin yakınları, Ebola hastası olan kişilerle temas kurulması durumunda mutlaka kişisel koruyucu ekipman (eldiven, gözlük, maske) kullanmalıdır. Eboladan korunabilmek için etkin ve kurallara uygun el hijyeni uygulamaları çok önemlidir.
Hastalık riskini azaltabilmek için alınabilecek çevresel önlemler arasında, yüksek risk noktalarının dezenfeksiyonu ilk sırada gelir. Çapraz bulaşmanın önüne geçmek için temas yoluyla bulaşma riski olan tüm alanlar, kapı kolları, elektrik düğmeleri gibi yüksek risk noktaları sık sık dezenfekte edilmelidir. Yoğun insan trafiğinin olduğu lobi ve genel tuvaletler gün içerisinde sık sık temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Mutfaklarda özellikle çiğ tüketilen sebze ve meyvelerin risk taşıdığı göz ardı edilmemelidir. Sebze ve meyveler hijyenik durulama ürünleri ile yıkanarak hastalık yapabilecek patojenlerden arındırılmalıdır. Bunun yanı sıra çamaşır hijyeni de özen gösterilmesi gereken konular arasındadır.. Ebola virüsü taşıyan hastaların vücut sıvıları bulaşmış olan çamaşırlar özenle toplanıp, bulaşmaya sebebiyet vermeyecek şekilde muhafaza edilmeli ve kirli çamaşırların temiz çamaşırlarla temas etmesi önlenmelidir. Çamaşırların yüksek sıcaklıkta (80-85oC’de 15 dk) yıkanması ya da yıkamada dezenfektan etkisi olan (Aktif klor, aktif oksijen, perasetik asit vb.) özel ürünlerin kullanılması gerekir.
Eczacıbaşı Profesyonel güvenle yaşanabilecek hijyenik ortamlar oluşturmak için ev dışı tüketim sektörüne her alanda çözümler sunar. Profesyonellere kişisel hijyen, gelen alanların hijyeni, mutfak hijyeni ve çamaşır hijyeni ürünleri sunan Eczacıbaşı Profesyonel sağlıklı ortamlar oluşturmanınöneminin bilincindedir.
Eczacıbaşı Profesyonel aynı zamanda ürün tedarik ettiği işletmelerin her zaman yanındadır ve EP Akademi ile işletmelere eğitim, denetim ve danışmanlık alanında çözümler sunar. EP Akademi, müşterilerin karşılaştığı sorunları etkin, hızlı ve doğru bir şekilde çözmelerine yardımcı olur ve Eczacıbaşı güvencesi ile yüksek standartta temizlik ve hijyen seviyesinin sağlanması için yönlendirir. EP Akademi işletmelere merkezde bir ekip ve bölgelerde de danışman ekipleri vasıtasıyla hizmet vermektedir. EP Akademi 3 yılda 20 farklı uzmanlık alanında yaklaşık 6500 profesyonele eğitim imkanı sağladı. EP Akademi ve Eczacıbaşı Profesyonel ile ilgili daha fazla bilgi almak için www.eczacibasiprofesyonel.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.