Günümüzde tüm toplumları derinden etkileyen ve en önemli halk sağlığı sorunu haline gelen diyabet için Dünyagöz’ün ev sahipliğinde 6 Nisan 2014 tarihinde Swissôtel the Bosphorus’ta düzenlenen 1. Uluslararası Katılımlı Diyabet Sempozyumu’nda kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları bir araya geldi ve diyabetle mücadeleye yeni bir bakış açısı getirildi.
Dünya Sağlık Örgütü tarihinde ilk kez bulaşıcı niteliğe sahip olmayan bir hastalığı, diyabeti, salgın olarak nitelendirdi. Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) verilerine göre tüm dünyada 382 milyon kişi diyabetle mücadele ediyor. Sosyal Güvenlik Kurumu verileri de gösteriyor ki Türkiye’deki diyabetli hastaların sayısı 5.2 milyon kişiye ulaştı. Gelinen noktada diyabet hızla yaygınlaşıyor ve şu ana kadar üretilen hiçbir çözüm diyabeti durdurmaya yetmiyor. IDF’e göre eğer diyabet şu andaki hızıyla devam ederse 2035 yılında 592 milyondan fazla insanın sağlığını tehdit edecek. Dünyagöz Hastaneler Grubu, tüm dünyanın diyabetle mücadelenin yollarını aradığı günümüzde, 1. Uluslararası Katılımlı Diyabet Sempozyumu’nu düzenleyerek A’dan Z’ye diyabeti tartıştı.
Dünyadiyabet Merkezi Diyabete Bütüncül Bir Yaklaşım Getiriyor
Dünyagöz Hastaneler Grubu Medikal Direktörü Prof. Dr. Kazım Devranoğlu, Dünyagöz Hasteneleri bünyesinde bugüne kadar pek çok diyabetik retinopati hastası tedavi ettiklerini ve bu hastaların yüksek bir oranının diyabet olduğunun farkında olmadığını söyledi. Bu nedenle Dünyagöz Hastaneler Grubu olarak diyabete bütüncül bir yaklaşım getirebilmek için Dünyadiyabet Merkezlerini kurduklarını söyledi. Prof. Dr. Devranoğlu şu anda Dünyagöz Ataköy ve Dünyagöz Bursa bünyesinde Dünya Diyabetmerkezlerinin hastaların hizmetinde olduğunu belirtti. Bu gelişmeyle beraber diyabete dikkat çekmek ve çözüm aramak için 1. Uluslararası Katılımlı Diyabet Sempozyumu’nu düzenlediklerini belirten Prof. Dr. Devranoğlu, sempozyumda diyabet alanının dünyadan ve Türkiye’den en önemli fikir önderi ve akademisyenlerinin yanı sıra kamu ve sivil toplum kuruluşlarını da biraraya getirdiklerini, diyabetle mücadelede çözüm arayan taraflar arasında bir fikir alışverişi platformu oluşturduklarını açıkladı.
Diyabet Hastalarının Ayağına Retina Taramasını Götürebileceğiz
Girit Üniversitesi Oftalmoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ioannis G. Pallikaris, dünyada retina hastalıkları nedeniyle oluşan körlüklerin yüzde 15-17’sinin diyabetik retinopatiden kaynaklandığını belirtti. Sempozyumda, Prof. Dr. Pallikaris, Tele-oftalmolojik yöntemle artık uzaktan retina görüntülemesinin yapılabildiğini ve bunun hastalar için önemini anlattı. Prof. Dr. Pallikaris, gözün arkasını ve yörünge duvarlarının içindeki dokuyu görüntüleyebilen Fundus Kamera ile yapılan muayenelerin erken teşhis için fırsat sağladığını belirterek, bize gelemeyen hastaların ayağına gitmek için bu yöntemin son derece önemli olduğuna dikkat çekti.
Diyabeti Durdurmak İçin Tüm Uzmanlar Bir Araya Gelmeli
Sempozyumda, Avrupa Diyabet Hemşireliği Vakfı’nın Kurucusu ve Başkanı ve Dünya Diyabet Federasyonu önceki dönem Başkan Yardımcısı Uzm. Hemş. Anne-Marie Felton, “21. yüzyılda diyabet hemşiresinin rolü” hakkında konuştu. Diyabette hemşirelere çok önemli görevler düştüğünü belirten Uzm. Hemş. Anne-Marie Felton, hemşireler sayesinde tedavinin daha iyi, daha ucuz ve daha efektif olmasının mümkün olabileceğini ifade etti. Uzm. Hemş. Felton, diyabetin tedavisinde entegrasyonun son derece önemli olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Diyabeti önleyebilmek için kendi mesleklerimizi ve uzmanlık alanlarımızı korumak yerine hastalar için bir araya gelmeliyiz. Samimi bir birliktelik oluşturmalıyız. Birlikte uyum içinde çalışırsak diyabetin hızlı gidişatına dur diyebiliriz.”
Uzm. Hemş. Felton, Avrupa’da diyabetin maliyetlerine bakıldığında 2013 yılında 109 milyar Euro olan diyabetin maliyetinin 2035 yılına gelindiğinde 117 milyar Euro’ya ulaşacağını söyleyerek, diyabetin hastaların yanı sıra devlet ekonomisini de vurduğunu söyledi. Bu açıdan da diyabetin önlenmesinin önemine dikkat çeken Uzm. Hemş. Felton,Dünyadiyabet Merkezlerinde diyabetologlarla hemşirelerin birlikte çalışmasının çok yerinde ve başarılı bir uygulama olduğunu da söyledi.
Verem Hastaları Diyabet Olabilir
Dünyadiyabet Merkezleri Medikal Direktörü Endokrinolog Prof. Dr. M. Akif Büyükbeşe ise sempozyumla, hem göz doktorları nezdinde diyabet hakkında fakrındalık oluşturmak hem de endokrinologlar nezdinde diyabetin göz üzerindeki etkilerine dikkat çekmek istediklerini belirtti. Prof. Dr. Akif Büyükbeşe, diyabetin son 10 yılda ülkemizde yüzde 100 oranında artış gösterdiğini vurgulayarak, fark edilmeyen diyabet yüzünden tedavinin uzadığını ve komplikasyonların arttığını söyledi.
Prof. Dr. Büyükbeşe, ayrıca sedef hastalığında da insülin direncinin arttığını ve bu durumun diyabetin habercisi olabileceğini bildirdi. Prof. Dr. Büyükbeşe, diyabet hastalarında halk tarafından verem olarak da bilinen tüberküloz hastalığı eğilimi olduğunu, var olan tüberkülozun yeniden alevlenmesinde de diyabetin etkili olabileceğini açıkladı. Tüberkülozun diyabette alışılagelmişin dışında seyredebildiğini belirten Prof. Dr. Büyükbeşe, bu nedenle bazı vakalarda hastalığın teşhisinin zor olduğunu söyledi. Prof. Dr. Büyükbeşe, diyabetin hem tanısında hem de tedavisinde açlık kan şekerinden ziyade tokluk kan şekerinin çok daha önemli olduğunu da vurguladı. Prof. Dr. Büyükbeşe, anne, baba ve kardeş gibi birinci derecede yakınlarında diyabet olanların taranmasının erken teşhiste kritik önem taşıdığına da dikkat çekti.
Diyabet Hasta Eğitim Merkezleri Kuracağız
Prof. Dr. Büyükbeşe, sempozyumda Dünyadiyabet Merkezleri ile ilgili hedeflerinden de şöyle bahsetti: “2 yıl içinde Dünyadiyabet Merkezleri bünyesinde ‘diyabet hasta eğitim merkezleri’ kuracağız. Böylece hastaların kendi kendilerini takipte en ideal noktaya gelmesini hedefliyoruz. Ayrıca Dünyadiyabet merkezleri olarak IDF tarafından akredite edilmiş bir merkez olmak için görüşmelerimiz devam ediyor ve bu yıl içinde bu konudaki gelişmeleri sizinle paylaşacağız. Ayrıca Kasım ayında Dünya Diyabet Günü’nün olduğu hafta, bu toplantının ikincisini gerçekleştireceğiz ve her yıl bu toplantılara devam edeceğiz.”
Diyabetik Retinopatinin Cerrahi Tedavisinde Yeni Gelişmeler
Diyabetle göz arasındaki ilişkinin önemli olduğuna dikkat çeken Dünyagöz Etiler’den Doç. Dr. Nur Acar şunları söyledi: “Diyabet, sinsice ilerleyen bir hastalık. Diyabet hastalarında en sık görülen göz rahatsızlığı ise diyabetik retinopati. Diyabetik retinopatinin ilk bulguları diyabet hastalığı başladıktan yaklaşık 5 yıl sonra ortaya çıkıyor. Diyabet ve diyabetik retinopati kapsamlı bir göz muayenesiyle tespit edilebiliyor. Günümüzde sonradan oluşan körlüklerin en önemli nedenlerinden biri olan diyabetik retinopatiye yakalanmamak için periyodik göz kontrollerinin yaptırılması büyük önem taşıyor. Diyabet tanısı sonrası 1 yıllık aralarla, 5 yılı geçen diyabet hastalarının 6 ayda bir, göz dibi problemi tespit edilen diyabetlilerin ise 3 ayda bir, veya doktorunun belirlediğisıklıkta retina muayenesi olması gerekiyor. Diyabetik retinopatiyi tedavi eden en temel yöntem, lazer fotokoagülasyon. Argon lazer olarak anılan bu tedavi yöntemi uygun zamanda uygun şekilde uygulandığında görme kayıplarını önlüyor. Ayrıca son dönemde geliştirilen ilaçlarla göz içine enjeksiyon da lazere yardımcı oluyor. Lazer tedavisinin zamanında yapılamadığı durumlarda ise cerrahi yöntemlerle tedavi mümkün olabiliyor. Vitrektomi adı verilen retina ameliyatlarında son yıllarda teknikler teknolojinin ilerlemesine paralel olarak oldukça gelişti. Gerek mikrocerrahi aletlerde, gerekse cerrahi tekniklerdeki gelişmeler bu ameliyatların başarıyla yapılmasını kolaylaştırıyor. Bu operasyonlarda dikkat edilmesi gereken en önemli konu alanında özel eğitim almış uzman retina cerrahları tarafından yapılması.”
Sempozyumda Diyabet Alanının Uzmanları Buluştu
Toplantıya oturum başkanı ve konuşmacı olarak katılan diğer isimler arasında; Dünyadiyabet Bursa’dan Uzm. Dr. Güler Saltıklar, Uzm. Dr. Özlem Sezgin Meriçliler, Dünyagöz Etiler’den Prof. Dr. Hüsnü Güzel, Doç. Dr. Nur Acar ve Opr. Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal, İstanbul Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Seyhan Hıdıroğlu, Türkiye Tıp Akademisi Başkanı Prof. Dr. H. Hüsrev Hatemi, Türk Diabet Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. Hasan İlkova, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Sadi Gündoğdu, Akdeniz Üniversitesi Nefroloji Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, Marmara Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Öğretim Üyesi ve Türkiye Diyetisyenler Derneği Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. H. Esin Şener, Taksim Alman Hastanesi Metabolik Cerrahi Kliniği Başkanı Doç. Dr. Alper Çelik, Bezmi-i Alem Üniv. Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Reha Erkol, İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrin ve Metabolizma Kliniği Eğitim Görevlisi Prof. Dr. Yüksel Altuntaş, Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Tamer, Sanko Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Baştemir, Koç Üniverisitesi Hemşirelik Yüksekokulu’ndan