İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) tarafından düzenlenen 1. İstanbul Aile Hekimliği Derneği Kongresi’nde diyabet ve göz sağlığı ilişkisi masaya yatırıldı.
İstanbul Aile Hekimliği Derneği Kongresi’ne Dünyagöz Hastaneler Grubu ve Dünyadiyabet Merkezleri hekimleri katıldı. Dünyadiyabet Merkezleri Medikal Direktörü Prof. Dr. Mehmet Akif Büyükbeşe diyabetin son 10 yılda yüzde 100 oranında arttığına dikkat çekerek diyabetin komplikasyonlar oluşmadan kontrol altına alınması gerektiğine dikkat çekti. Diyabetin gözde sinsice ilerlediğini ve yüksek riskli ileri evre retinopatisi olan bir hastanın sarı noktası henüz etkilenmedi ise tam görebildiğini vurgulayan Dünyagöz Etiler’den Opr. Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal ise diyabet hastalarının mutlaka yılda bir kez damlalı göz muayenesi yaptırması gerektiğini belirtti.
Diyabet hastalığı Türkiye’de 5.2 milyon kişiyi etkiliyor
Dünyadiyabet Merkezleri Medikal Direktörü Prof. Dr. Akif Büyükbeşe, Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) verilerine göre tüm dünyada 382 milyon kişinin diyabetle mücadele ettiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu’na göre ise Türkiye’deki diyabetli hastaların sayısının 5.2 milyon kişiye ulaştığını ifade etti. Prof. Dr. Büyükbeşe, IDF rakamlarına göre eğer diyabet şu andaki hızıyla devam ederse 2035 yılında 592 milyondan fazla insanın sağlığını tehdit edeceğinin de altını çizdi. Prof. Dr. Büyükbeşe, rakamların diyabetin hızla yaygınlaştığını ortaya koyduğunu ancak 21. yüzyılın hayat alışkanlıklarının neden olduğu Tip 2 diyabetin önlenmesinin yaşam şekli değişikliği ile yüzde 65 mümkün olduğunu söyledi. Prof. Dr. Büyükbeşe, bunun için sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kazanılmasının son derece önemli olduğunu vurguladı. Dünyagöz Hastaneleri bünyesinde açılan Dünyadiyabet Merkezleri ile diyabete bütüncül bir yaklaşım getirdiklerini söyleyen Prof. Dr. Akif Büyükbeşe, diyabette erken teşhisin son derece önemli olduğunu belirterek fark edilmeyen diyabet yüzünden tedavinin uzadığını ve komplikasyonların arttığını ifade etti. Prof. Dr. Büyükbeşe, erken teşhis için anne, baba ve kardeş gibi birinci derecede yakınlarında diyabet olanların özellikle taranmasının kritik önem taşıdığına dikkat çekti.
Diyabet hastalarının yüzde 50’sine tanı konulduğunda komplikasyonların hali hazırda gelişmiş olduğunu söyleyen Dünyagöz Etiler’den Opr. Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal sözlerine şöyle devam etti: “Hastalık tedavi edilmediğinde, komplikasyonların tedavi edilmesi gerekeceği için diyabet koruyucu hekimlik algısının öneminin çok net görüldüğü, küresel çapta bir halk sağlığı sorunudur. Hastalık vücuttaki bütün hücreleri, gözün de bütün tabakalarını etkilemektedir. Bu sebeple önemli olan diyabetin ne zaman başladığı değil; diyabet tedavisine ne zaman başlandığı ve ne derece başarı ile uygulandığıdır.”
Diyabet hastalarında erken teşhis için yeni teknolojiler
Gözden diyabet tanısı konulabildiğini ifade eden Opr. Dr. Ünal ancak retinopatinin hastanın 5 yıldan uzun süredir kötü giden diyabeti var ise geliştiğini ve bu bulgunun hasta takibinde başarı değil başarısızlık ifadesi olduğunu vurguladı. Opr. Dr. Ünal, kan şekeri kontrolünün ne kadar ‘yeterli’ olduğunu gösteren HbA1c testinin ile bile diyabetin geçmişe ait izlerini göstermede yetersiz olduğunu, bu noktada diyabeti olan hastaların göz merceğinin floresan özelliğinin daha yüksek olmasına dayanan yeni teknoloji sayesinde gözden, artık retinopati oluşmadan çok önce diyabet teşhisi konulabilme imkanı sunduğunu söyledi. Opr. Dr. Ünal lensin artan floresan özelliğini değerlendirebilmesiyle ilgili olarak Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanan Clearpath adlı cihazın, göz merceğinden uzun vadeli glisemik kontrolün yapılabilmesinin, tanı konulmamış hastaların göz muayenesinde diyabetin erken teşhisi için büyük bir fırsat olacağını bildirdi.
Diyabet ve şaşılık
Dünyagöz Etiler’den Opr. Dr. Elvan Yalçın da kongrede, diyabet ve şaşılık ilişkisinden bahsetti. Opr. Dr. Elvan Yalçın diyabet ve göz ilişkilendirilirken genellikle ilk olarak akla görme kaybı ve gözde kanamaların geldiğini belirterek özellikle diyabet hastalarında sinir felçlerine bağlı oluşan göz kayması ve çift görme vakalarının oldukça sık karşılarına çıktığını söyledi. Opr. Dr. Yalçın, felcin genellikle yüzde 80 geri dönüşümlü olduğunu ve 6-8 ay içinde toparladığını ifade etti. Çift görmenin yürümek, araba kullanmak gibi günlük faaliyetleri yerine getirmeyi oldukça güçleştirdiğini aktaran Opr. Dr. Yalçın, sürecin geçici olmasından dolayı hastaya ameliyat gibi kalıcı çözümden ziyade, botoks gibi geçici çözümler önerdiklerini bildirdi. Gözün kayma açısı düşük ise özel prizmatik gözlüklerin çift görmeyi önleyebileceğini söyleyen Opr. Dr. Yalçın, açı büyük ise prizmatik gözlüklerin yeterli olmayıp botoks uygulamasının gerekebileceğini vurguladı.