Sedef hastalığı çoğumuzun bildiği gibi, tedavisi en zor deri hastalıklarının başında gelir. En kolay tedavi yolu ve daha sağlıklı bir görünüm için Prof Dr Mehmet Ali Gürer in söylediklerine birlikte göz gezdirelim:
Sedef hastalığının deride kırmızı renkli lekeler ve hastalığa ismini veren sedef renginde kepeklenmelerle kolay tanı koyulan bir hastalık olduğunu belirten Psoriasis Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer, bu belirtilerin tanı için yeterli olmadığı durumlarda da biyopsi ile teşhis koyabileceğini söyledi.
Sedef hastalığının pek çok çeşidi var
Birincisi, yukarıda belirtilerini sıraladığım klasik sedef hastalığı var. Bu tür, deride kızartı ve kepeklenmelerle seyreder. Bunun yanında iltihaplı sedef hastalığı var; bu da iltihaplı sivilcelerle seyreder. Ayrıca bütün deriyi tutan ve sağlam deri kalmayana dek yayılan sedef hastalığı türleri de var. Bunlara ek olarak, eklem tutulumuna ve iltihaplı eklem romatizmasına yol açan sedef hastalığı vakalarını ayrı bir kategori olarak sayabiliriz.
Sedef hastaları obezite, yüksek kolesterol, diyabet ve hipertansiyona daha yatkın
Obezite, özellikle karın bölgesinde aşırı yağlanma olarak tanımladığımız abdominal obezite, yüksek kolesterol, kolesterol dengesinde bozukluk, diyabet ve hipertansiyon gibi hastalıkların bir arada görülmesini metabolik sendrom olarak adlandırıyoruz. Bu hastalıklara ve dolayısıyla metabolik sendroma sedef hastalarında daha sık rastlıyoruz. Bu nedenle, bu belirtileri taşıyan sedef hastaları, sedef hastası olmayan nüfusa göre daha kısa yaşam süresine sahip olabiliyor. O yüzden sedef yalnız deri hastalığı değil, bütün sistemi etkileyebilen bir hastalıktır diyoruz. Bu sistemi etkilemesinin en önemli nedeni de vücutta sebep olduğu inflamasyon yani yangıdır.
Sedef hastalığında genetik yatkınlık önemli
Genetik yatkınlık çok önemli bir faktördür. Anne veya babada sedef hastalığı varsa, çocuklarda da görülme ihtimali artıyor. Sedef hastalığı riskini artıran çok önemli 2 faktör var: Bunlardan bir tanesi abdominal obezite, yani karın bölgesinde fazla yağlanma; diğeri ise sigara. Bunların yanı sıra stres de sedef hastalığını tetikleyen etkenlerden biridir. Hastalık genelde stres sonrasında başlar. Ayrıca aşırı güneş, özellikle çocuklarda boğazda bulunan bakterileri ve bazı ilaçlar sedef hastalığını tetikleyebilir.
Sedef hastalığı psikolojik ve sosyal sorunlara da neden oluyor
Yapılan çalışmalarda psoriasisin hastaların yaşam kalitesinde yarattığı düşüşün kronik böbrek hastalığı, KOAH hatta kanser gibi pek çok kronik hastalıkla boy ölçüşecek derecede yüksek olduğu ortaya koyuluyor.
Hastalar, döküntüler görünmesin diye hep kapalı giyiniyor, topluma karışmıyor, çekingen davranıyor ve iş gücüne katılmakta güçlük çekiyor. Gündüzleri yatıyor, geceleri uyanık kalıyorlar. İşten çıkarılma, işe gidememe gibi sorunlar yaşıyor, sosyal yaşamlarını kuramıyorlar. Eş bulamayanlar ya da eşlerinden ayrılanlar oluyor.
Bunun yanında kaşıntı hissi ve fiziksel şikayetlere neden oluyor, hastaların bazen merdiven çıkamama, yolda yürüyememe gibi şikayetleri oluyor. Bu nedenle yaşam kalitesini ileri derecede bozan bir hastalıktır sedef hastalığı.
“Alternatif tedavi” vaatlerine itibar edilmemeli. Basında veya televizyonda gördüğümüz bazı umut tacirleri var. “Alternatif tedavi” dedikleri bazı bilim dışı yöntemlerle psoriasisi tedavi edeceklerini iddia ediyorlar. Bunlara asla itibar edilmemelidir. Tedavi olmanın yolu dermatoloğa gidip uygun tedaviye başlamaktır. Hafif sedef hastalarını biz dışardan kremlerle, pomatlarla tedavi etmeyi tercih ediyoruz.
Kortizonlu pomadlar ve D vitamini preparatları kullanıyoruz. Ama hastalık şiddetlendikçe bağışıklık sistemini düzenleyen ilaçlarımızla hastalığı kontrol etmeye çalışıyoruz.
2000’li yıllardan itibaren biyolojik ilaçlar dediğimiz birtakım ilaçlar kullanılmaya başlandı. Bağışıklık sistemi düzenleyen ilaçlarla kontrol edemediğimiz hastaları da biyolojik ilaçlarla kontrol edip, minimal lezyonla ya da lezyonsuz olarak yaşamlarını sürdürebilecek şekilde takip ediyoruz.
#saglik, #sedef hastaligi, #yasam, #gorunum