Türk Nefroloji Derneği Antalya Şubesi tarafından 23 Şubat Pazar günü Antalya Ramada Plaza Oteli’nde düzenlenen toplantıda çeşitli üniversitelerden akademisyenlerin katılımıyla başta evde tedavi yöntemleri olmak üzere, böbrek yetmezliği tedavisinin bütün yönleri masaya yatırıldı.
Toplantı programı içerisinde Türk Nefroloji Derneği Genel Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar Ramada Plaza Otel’de bir basın toplantısı gerçekleştirerek böbrek yetmezliği tedavisi konusundaki güncel gelişmelerle ilgili kamuoyuna bilgi verdi.
“Böbrek naklini ve diyalizin kalitesini yükseltmek için çaba sarf edilmeli”
Türk Nefroloji Derneği Genel Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, böbrek yetmezliğinin tüm dünyada olduğu gibi giderek büyüyen önemli bir sağlık sorunu olduğunu söyledi. Hekimler olarak üç temel hedeflerinin olduğuna dikkati çeken Süleymanlar, “Hastaların yaşam süresini uzatmak, yaşam kalitelerini arttırmak ve bunu da en ekonomik şekilde yapmak. Zira böbrek yetmezliği tedavisi bütün ülkeler için ciddi bir ekonomik yük de getiriyor” diye konuştu. Prof. Dr. Süleymanlar, böbrek yetmezliğinin çeşitli tedavi şekilleri olduğunu, bunların tümünün de ülkemizde başarıyla uygulanıyor olmasının gurur verici olduğunu belirtti. Prof. Dr. Süleymanlar, “En ideal tedavi yöntemi böbrek naklidir, tabii şunun da altını çizmek isterim ki transplantasyon mutlaka tıbbi ve etik kurallara uygun şekilde gerçekleştirilmelidir” dedi. “Öte yandan, şu da bir gerçektir ki böbrek transplantasyonunun çok yaygın olduğu ülkelerde bile, hastaların çoğunluğu diyaliz ile tedavi edilmektedir” diyen Süleymanlar, ”Bunun iki nedeni vardır: birincisi organ teminindeki yetersizlik, ikincisi ise bazı hastaların böbrek nakline uygun olmamasıdır. Dolayısıyla, bir yandan organ bağışını arttırmak için uğraşırken, bir yandan da maliyet unsurunu da göz ardı etmeden diyaliz hastalarında yaşam süresi ve kalitesini iyileştirmek için uğraşmalıyız” diye sözlerine devam etti.
“Hasta için daha konforlu ve ülke için daha ekonomik”
Prof. Dr. Süleymanlar böbrek yetmezliği teşhisi konan hastaların, eğer böbrek bağışlayacak bir yakınları varsa hiç diyaliz olmadan böbrek nakli olmalarının uygun olacağını, eğer bu yoksa da kadavradan böbrek nakli için bekleme listesine kayıtlarını yaptırmaları gerektiğini bildirdi. Prof. Dr. Süleymanlar “Diyalize yeni başlayacak tüm hastalar için, eğer engel bir durum yoksa ilk seçenek periton diyalizi olmalıdır” dedi. “Zira hastanın henüz kendi böbrek işlevlerinin de kısmen mevcut olduğu ilk yıllarda periton diyalizi etkili bir tedavi yöntemi olarak hastanın yaşamını özgürce sürdürmesine ve çalışabilmesine olanak veriyor” diyen Süleymanlar, “Yıllar içinde böbrekler işlevlerini tümüyle kaybedince, doktorlar hastalarına hemodiyalize geçmeleri gerektiğini söylediğinde, bu hastalar haftada üç kere diyaliz merkezine gitmeye direnç gösterebiliyorlar, oysa bu hastalar hemodiyalizi de evlerinde yapabilirler” diye konuştu.
“Evde hemodiyaliz kadavradan böbrek nakli kadar başarılı bir yöntem”
Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, yapılan çalışmaların, evde hemodiyaliz tedavisinin, kadavradan yapılan böbrek nakline eşdeğer yaşam süresi ve kalitesi sağladığının gösterildiğine dikkat çekerek, “Böbrek nakli kadar başarılı sonuçlar sağlayan bu tedavi yöntemi, Sağlık Bakanlığı’mız ve Sosyal Güvenlik Kurumu’muzun destekleri sayesinde ülkemizde artık başarıyla uygulanıyor, ev hemodiyalizi yapan hasta sayısı 250’ye yakın, kısa sürede Türkiye bu konuda Avrupa’da en başarılı 4. ülke oldu” dedi. “Evde hemodiyaliz uygulaması ülkemizde yeni, ancak dünyada 50 yıldır başarıyla uygulanan bir tedavi yöntemi” diyen Süleymanlar, “İki aylık eğitim sonrasında, hastalar kendi evlerinde ve genellikle gece uykuda iken sekiz saat süreyle hemodiyaliz oluyorlar” diye konuştu. Prof. Dr. Süleymanlar evde hemodiyaliz hastalarının tahlillerinin çok düzeldiğine, pek çok hastanın ilaç kullanma ve sıkı perhiz uygulama zorunluluklarının ortadan kalktığına, diyaliz sırasında tansiyon düşmesi-kramp ve diyaliz sonrası halsizlik şikayetlerinin tamamen kaybolduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar sözlerini şöyle tamamladı: “Ev hemodiyalizi ile hastaların çalışabilmeleri mümkün oluyor, okula devam edenler var, genel sağlık durumları iyi olduğu için bunların içinde ağır işlerde çalışan, mesela kamyon şoförlüğü yapan var. Sağlıklı doğum yapıp, bebek sahibi olan iki bayan hasta var, bunlar biz hekimlere çok memnuniyet veriyor tabii”.