Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, Türkiye’de son dönem kronik böbrek yetmezliği olarak tanımlanan 5’inci evredeki hasta sayısının 70 bin civarında olduğunu belirterek, “2016 yılında bu sayının 115 bin olacağı öngörülmektedir” dedi.
Erk, yaptığı açıklamada, vakıf olarak koruyucu böbrek sağlığına daha çok eğilmek zorunda olduklarını belirterek, bunun için de 3 beyazdan yani tuz, un ve şekerden uzak durulması gerektiğini söyledi.
Diyabet ve tuz tüketimine paralel olarak giden hipertansiyonun böbrek sağlığını tetikleyen 2 büyük unsur olduğunu kaydeden Erk, “Türk insanı fazla şeker ve tuz tüketiyor. Şeker tüketimi olması gereken 50 gram. Bu günde 15 tane kesme şekere tekabül ediyor ama biz 3 misli, yani günde 150 gram tüketiyoruz. Tuz ise günde 6 gram tüketmek yeterli. Bunun zaten yarısını da unlu gıdalar ve ekmekten almamıza rağmen tüketim 18 grama, hatta Güneydoğu Anadolu Bölgesinde protein kültürünün, kebap kültürünün fazla olduğu yerlerde 4 misline yani 24 grama çıkıyor” diye konuştu.
Türk Nefroloji Derneğinin vakfın desteği ile “Credit” adlı bir proje hazırladığını ve bu projenin verilerine göre, Türkiye’de evre birde 1-5 arasında yaklaşık 8 milyon 200 bin kronik böbrek hastası bulunduğunu belirten Erk, kronik böbrek hastalığının dünya ortalamasına göre her 10 kişiden birini tehdit ederken, Türkiye’de her 6 kişiden birinin bu konuda risk altında olduğunu kaydetti.
“Korkunç bir artış var”
Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 17’sinin kronik böbrek hastalığının evrelerinden birinde olduğunu, hastalığın artış hızının da yüzde 8 olduğunu belirten Erk, şunları söyledi:
“Türkiye’de son dönem kronik böbrek yetmezliği olarak tanımlanan 5’inci evredeki hasta sayısı 70 bin civarında. 2016 yılında bu sayının 115 bin olacağı öngörülmektedir. Korkunç bir artış var. Çünkü Türkiye’de ciddi şekilde
hipertansiyon ve şeker hastalığı artışı var. İki beyaz, yani şeker ve tuz böbrek sağlığının en büyük tetikleyicisi. Bu nedenle tüketimi azaltmak lazım.”
Bu hastaların 5 bininin “periton” yani karından diyalizle, diğer 65 bininin de “hemodiyaliz” yani sun’i böbrek makinesine bağlı olarak hayatlarını devam ettirdiklerini belirten Erk, “Bu nereye kadar, böbrek nakline kadar. Her biri olabiliyor mu? Olamıyor. Şu anda 24-25 bin vatandaşımız her an 60’ı aşkın böbrek nakli merkezimizde böbrek nakli için sıra bekliyor. Buna karşın 2011’de 3 bin böbrek nakli yapılabildi ve bunların ezici bir çoğunluğu ne yazık ki canlıdan. Tam tersi kadavradan nakilin fazla olması lazım.”
“70 bin hasta için yıllık maliyet 2,1 milyar TL”
Türkiye’de kronik böbrek yetmezliği bulunan bir hastanın yıllık diyaliz maliyetinin 30 bin TL olduğunu belirten Erk, “Bugün 70 bin hasta için yıllık maliyet 2,1 milyar TL. Bu rakamın 2016 yılında 115 bin hasta için 3 milyar 450
milyon TL olması öngörülüyor. Türkiye’de fert başına düşen gelir 10 bin dolar. Bizim ülkemiz gelişen bir Türkiye. Böyle bir lüksümüz olabilir mi?” dedi.
Erk, Amerika’da denekler üzerinde yapılan yeni bir araştırmaya göre, ülkede sadece 3 gram tuz tüketimi azaltıldığında hastane masraflarında 36 milyar dolar tasarruf sağlandığının tespit edildiğini belirterek, “Türkiye’de dörtte bir rakamları alalım, bizde gayet rahat bir şekilde 3-4 gramla 9-10 milyar dolar tasarruf sağlanmış olur. Cari açığımız 80 milyar dolar. Bunun 8’de birini sadece buradan tasarruf etme imkanımız var. Bunun için şu anda 18 gram kullanılan tuzu 13 gramlara indirdiğimiz zaman Türkiye için tasarruf olacak” şeklinde konuştu.
Tuz tüketimi
Sofraya yemek geldiğinde artık tadına bakmadan tuz eklenmemesi gerektiğini vurgulayan Erk, kısa bir zaman içinde restoranlarda masalarda tuz olmayacağını, talep üzerine verileceğini söyledi.
“Bu Finlandiya gibi bir ülke 15 seneden beri yapabiliyorsa biz neden yapamayalım?” diyen Erk, tuz tüketiminin azaltılmasının bu açıdan çok önemli olduğunu dile getirdi.
Erk, Sağlık Bakanlığının tuz tüketiminin azaltılmasına yönelik ciddi bir plan yaptığını belirterek, “Ekmeklerin gramajı 300’den 250’ye indi. Hem de 250 gram içinde yüzde 25 tuz azaldı. Bizim hedefimiz yüzde 50 azaltmaktı. Şu anda 250 gram ekmeğin içinde 1,5 gram tuz var. Onu bire indirmek istiyoruz. Çoğunuz İstanbul halk ekmeğin ekmeğini yiyordur. O ekmeklerde 1 gram tuz var” dedi.
Kronik böbrek hastalığından korunmak için
Kronik böbrek hastalığına zemin hazırlayan hastalıkların şeker hastalığı, yüksek tansiyon, obezite ve metabolik sendrom olduğunu ifade eden Erk, yaşlanma ile birlikte kronik böbrek hastalığı riskinin arttığını, Türkiye nüfusunun da yaşlandığını dile getirdi.
Timur Erk, kronik böbrek yetmezliğinin belirti vermeden ilerleyen sinsi bir hastalık olduğunu, bu hastalığın önlenebilir olmasının da büyük bir avantaj olduğunu kaydederek, hastalıktan korunmak için de şu önerilerde bulundu:
“Yılda en az bir defa idrar tahlili testi yaptırın. Tansiyonunuzu düzenli olarak ölçün ve normal sınırlar arasında olmasına özen gösterin. Sağlıklı beslenin, kilo fazlanız varsa vermeye çalışın. Haftanın en az 3 günü en az 35 dakika yürüyüş yapmaya gayret edin. Günlük tuz tüketiminizi 6 gram ile sınırlayın, yemeklerin tadına bakmadan tuz ilave etmeyin. Her gün en az 8 bardak su için.”
(İhlassondakika)