İngiliz bilim insanları, genetikleri değiştirilmiş sivrisineklerin, insana bulaştırdıkları sıtma ve dang humması gibi hastalıkların kökünü kurutabileceğini ortaya koydu. Araştırmanın, tarım şirketlerinin çıkarlarına hizmet ettiğini öne süren uzmanlar ise hızlıca geliştirilecek yöntemin, insan sağlığı için risk getirebileceğini öne sürdü.
Oxford Üniversitesi’ne bağlı olan Oxitec biyo-teknoloji şirketi tarafından böceklerin bulaştırdığı hastalıklara karşı geliştirilen tedavi yöntemi, şu an dang humması üzerine odaklanıyor. Şirket, büyük acılara neden olan ve ölümle sonuçlanabilen hastalığın tedavi edilebilmesi haline, sıtmanın da ortadan kaldırılması için çalışmalar yapmak istediklerini belirtti.
Bilim insanları yaptıkları araştırma kapsamında, genetikleri değiştirilmiş erkek sivrisinekler üretti. Sineklerin genleri, kendilerine dişi bulamamaları, böyleyece çoğalamadan ölmeleri sağlanacak şekilde değiştirildi. Bu gelişmeye rağmen, Oxitec CEO’su Hadyn Parry, geliştirilen yöntemin sivrisineklerin aees aegypti türünü yok etmeye yetmeyeceğini söyledi. Parry, “Bu tür şimdiden 110 ülkede yaşıyor. Ancak dang hummasını yayan bu sineklerin en etkili olduğu bölgeleri bularak köklerini kurutabiliriz” dedi.
Russia Today’e konuşan Parry, genetikleri değiştirilmiş sivrisineklerin diğer türlerle çiftleşerek onların genetiğini bozması gibi bir risk bulunmadığını ifade etti.
RİSKLİ GİRİŞİM
Oxitec projesinde üretilen erkek sivrisinekler, larva dönemlerinde gelişmeleri için antibiyotik tetrasikline ihtiyaç duyuyor. Genetik mühendislik alanındaki çalışmaları denetleyen GeneWatch örgütünden Dr. Helen Wallace, tetrasiklin içeren bir sivrisineğin ısıracağı bir hayvanın sağlığı açısından riskler oluşabileceği uyarısında bulundu.
Oxitec projesi kapsamında en son Cayman Adaları’nda gerçekleştirilen deneyde, tek bir sivrisinek bile hayatta kalamadı. Hayatta kalmayı başarmış olsalardı bile, diğer türler kadar uzun süre yaşamayacaklardı veya haşere ilaçlarına karşı dirençsiz olacaklardı.
Oxitec’in araştırmalarının yeterince denetlenmeden hızlıca gerçekleştirildiğini düşünen Dr. Wallace, RT’ye yaptığı açıklamada, “Bu teknolojiye karşı değiliz. Ancak yeterince risk değerlendirmesi yapılmadan deneniyor. Bu yüzden ana türler üzerinde riskler oluşabilir” dedi. Wallace, “dikkatli olunmaması halinde dang hummasının daha da tehlikeli bir hal alabileceğini” ifade etti.
DENEYİN SPONSORU TARIM FİRMASI
Bilim kadını Wallace, Oxitec’in araştırmasına mali destek veren şirketin genetik mühendislik deneyleriyle yakından ilişkisi bulunan tarım devi Syngenta olduğuna dikkat çekti. Wallace, genetik sivrisinek projesinin, genetiği değiştirilmiş arılar gibi tarımcılığın önünü açmaya çalışan projelerde biri olduğunu savundu.
Oxitec CEO’su Parry, Wallace’ın iddialarına tepki gösterdi. Parry, “Wallace, bir kişilik örgüt GeneWatch’un tek üyesi. Mutfağındaki tüm kiri bizim üzerimize yıkmaya çalışıyor. Kendisi ne bir biyolog ne de çevre alanında bir bilim insanı” dedi.
“ÇOK CİDDİ BİR RAKİP”
Parry, yaptıkları deneylerin genetik mühendisliği aktivistleri tarafından ciddi bir tepki göreceğini bildiklerini söyledi. Parry, “Genetik mühendislik alanındaki karşıt görüşler, genetiği değiştirilmiş tahılların üretilmesiyle başladı. Ancak bizim yaptığımız şeytamamen farklı” ifadesini kullandı.
Oxitec bilim insanları da, sivrisinekleri doğaya salarak ortaya çıkabilecek tüm riskleri değerlendirdiklerini, karşılarındaki en büyük sorunun ‘iletişim’ olduğunu belirtti. Parry, “En büyük sorunumuz, kamunun yaptığımız deneyleri nasıl algıladığı. Biz küçük bir şirketiz ve genetik mühendisliği kampanyaları çok güçlü” dedi.
HAYATLAR KURTULACAK MI?
Tartışmalar sürüp gitse de, dang humması günümüzde dünyanın dört bir yanında yüz binlerce insanın sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre, her yıl 50 milyon kişi dang hummasından rahatsızlanıyor. Bu hastalığa yakalanan 20 bin kişi hayatını kaybediyor. Bazı ülkelerde ise yer yer çok ciddi salgınlar görülebiliyor.
Dang humması, insanların kullandıkları su kaynaklarına, çamurlu sulara ve kullanılmayan çeşitli su kaynaklarına sivrisineklerin yumurta döşemesiyle yayılıyor. Günümüzde en iyi korunma yöntemi, başta hastalığın yaygın olduğu ülkelerde eğitim yoluyla halkı hastalığa karşı bilinçlendirmek.
Parry, “ABD ve İngiltere gibi zengin ve bu hastalığın görülmediği ülkelerde, yaptığımız çalışmalara karşı büyük bir aktivist hareket olması şaşırtıcı” ifadesini kullandı.
Oxitec, Brezilya’da kazandığı iznin ardından, burada genetiği değiştirilmiş sivri sinekler üretmeye başladı. Ticari lisans kazanılması halinde, şirket bu yöntemle para kazanmaya da başlayabilir.
Parry, geliştirdikleri tedavinin sadece sağlık açısında değil, tarım alanında da insanlığa faydalı oluğunu savundu. Parry, “Yöntemin potansiyeli çok yüksek. Ama güvenli olduğunu da kesinleştirmemiz lazım.”