Artan kapasite ihtiyacına istinaden kolları sıvayan Bıçakçılar, İran ve Tunus’ta 2015 yılında üretim tesisi kurmayı planlıyor.
Bıçakçılar, sağlık sektörü ve Bıçakçılar’da yaşanan gelişmelerin ele alındığı bir değerlendirme toplantısı düzenlendi. Bıçakçılar CEO’su Sadrettin Dai, “Tüm dünyada öncelikli ve kritik sistemlerin başında gelen sektörümüz, sağlık hizmetinin vazgeçilmez bir bileşendir. Ayrıca son yıllarda hem üretim hem dış ticaret potansiyelini hızla artıran sektörlerin başında gelmektedir” diye konuştu. Dai şöyle devam etti: “Doğal ve ucuz uygulamalarla başlayan tıbbi cihazların gelişim eğrisi, bilim ve teknolojideki ilerlemelere paralel olarak, son yılardaki gelişimini ürün çeşitliliğine de yansıtmıştır. Dünya Sağlık Örgütü tıbbi cihazları, yaşam bilimleri ve sağlık hizmetleri çerçevesinde bölgesel ve ülkesel olarak mevcudiyet, erişilebilirlik, uygunluk ve hizmet olarak satın alınabilirlik unsuru olarak görmektedir. Rakamlarla ifade edecek olursak; dünyada tıbbi cihaz pazarı 2005-2010 döneminde yıllık ortalama yüzde 7,5 oranında büyüyerek 258,4 milyar dolara yükselirken, 2009 ile 2014 yılları arasında yıllık yüzde 4,4’lük büyüme oranıyla 2015 yılında 368 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşacağı tahmin edilmektedir. Gelişmiş ülkelerin Ar-Ge’ye verdikleri önem, bunun en büyük kanıtıdır. ABD, 100,8 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ile toplam pazarın yüzde 41’ine hakim durumda… ABD’yi 29,2 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ve yüzde 10’luk pazar payı ile Japonya izliyor. Almanya ise 19,6 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ve yüzde 7,6’lık pazar payı ile üçüncü sırada yer alıyor”
Türkiye 2 milyar dolarlık pazar
Türkiye’nin 2 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüyle Avrupa’da sekizinci, dünyada ise 19’uncu sırada bulunduğunu ifade eden Sadrettin Dai şöyle devam etti: “Tıbbi cihaz sanayii, sağlık sistemleri ile ilişkisi nedeniyle son derece yaşamsal bir sektördür ve bu durum, ona farklı bir anlam yanında, çok aktörlü bir çalışma zorunluluğu da yüklemektedir. Bu nedenle, Türk sağlık sektörünün gelişmesi, tedavi ve hastane sayısındaki artış, kaliteli sağlık hizmeti talebinin artması, teknolojideki yenilikler ve bunun gibi daha birçok faktör, ülkemizde medikal sektörün gelişimine ivme kazandırmaktadır. Ancak, Türkiye medikal sektörü ithal ürünlerle yoluna devam etmektedir. 2004 yılımda 891 milyon dolar olan sektör ithalatı, 2014 yılında 2 milyar dolara ulaşmıştır. Ayrıca 2004 ile 2010 arasındaki 6 yılda Türkiye medikal pazarının büyüne oranı yüzde 125’dir. Türkiye tıbbi cihaz pazarı, 2010 yılsonu itibarıyla dünyadaki en büyük 20 pazardan biri konumundadır. Pazarda yoğunluklu olarak; Tanısal Görüntüleme (%21), Sarf Malzeme (%20), Ortopedik ve Yerleştirilebilir Cihazlar (%18) ve Dental Ürünler (%6) olmak üzere 4 temel kategorinin yer aldığını söyleyebiliriz. Sektörün büyüme dinamiklerine bakıldığında 2015 yılına kadar, %6’ya yakın bir Yıllık Büyüme Oranı ile 2,7 milyar ABD Doları’nı aşması beklenmektedir. Sektörümüzün güçlü yönlerine baktığımızda; sağlık harcamalarının istikrarlı gelişimi, ürün kalitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar, bölgedeki diğer ülkelere göre yüksek seviyede gerçekleştirilen yerel üretim ve yapılan doğrudan uluslararası yatırımlar geleceğe yönelik umut vermektedir. Diğer taraftan sektörümüzün güçlü yönleri önümüze birtakım fırsatlar da koymaktadır. Üretim yatırımlarının Türkiye’ye çekilmesi ve teknolojik bilgi birikiminin artırılması bu fırsatlar içinde en önemlileridir ki; bu fırsatların değerlendirilmesiyle sektörümüz çok daha iyi bir konuma gelebilecektir. Fakat sektördeki önemli bir eksiklik, tıbbi cihaz ve sarf malzemelerinin alım kararlarında fiyat unsurunun ana belirleyici olarak öne çıkması, uzun dönemli ve geniş perspektifte oluşacak maliyetin dikkate alınmamasıdır. Ayrıca üniversite-sanayi ilişkisinin yeni yeni gelişmekte olması da Ar-Ge çalışmalarının kısıtlı kalmasına neden olmaktadır”
Bıçakçılar’ın 2014 yılı performansı değerlendirildi
2014 yılının performansına değinen Sadrettin Dai, “Sektörün en eski şirketlerinden biri olarak 55 yıldır faaliyet gösteren şirketimiz, yurt içinde ve yurt dışında 80’den fazla ülkede sağlık sektörüne hizmet veriyor. Yüksek teknolojili cihazlarla donatılmış Esenyurt Üretim Tesisleri’nde, İstanbul İdare Merkezi’nde ve Ankara, İzmir, Samsun, Antalya ve Adana satış bürolarında 750 kişiyi aşkın kadromuzla tam müşteri memnuniyetini hedefleyerek çalışıyoruz” diye konuştu. Dai şöyle devam etti: “Tek kullanımlık ürünlerde toplam 150 milyon adetlik üretim kapasitemiz var ve bu rakamla birçok ürün grubuda Türkiye’de pazar lideri konumundayız. Toplam ciromuzun yüzde 30’unu ihracattan sağlıyoruz. Öncelikle en büyük yerli üreticiyiz. En geniş satış ve dağıtımı teşkilatına sahibiz. Bu, Medikal Cihaz pazarında değişen pazar koşullarına uygun stratejiler geliştirebilen bir satış ve pazarlama departmanı. En iyi fiyatı sunabilmek ve sürekli maliyet tarafında iyileştirme için yeni ürün dizaynları geliştirebilecek sağlam bir Ar-Ge altyapımız var. Tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürün imalatımızı yapan ve yüksek teknoloji kullanılan Esenyurt Üretim Tesisimiz, 26.500 m2 alan üzerinde kurulu ve toplam 30.900 m2 kapalı alana sahip bir entegre üretim tesisi. Buradaki tüm üretim, Sağlık Bakanlığı denetiminde ve GMP kurallarına uygun olarak gerçekleştirilir. Tek kullanımlık tıbbi ürün üretimi toplam 3.000 m2‘lik temiz odalarda yapılır. Ürünlerin biyolojik yükü bu temiz odalarda kontrol altında tutularak, sektörümüz için son derece önem taşıyan sterilizasyon güvenliği bu şekilde sağlanır. Üretimin yanında Bıçakcılar, dünyanın en güvenilir, seçkin markalarının temsilciliğini yaparak pek çok ürünü, yıllardır, Türk sağlık sektörünün kullanımına sunmuştur. Bu nedenle hedefimizi, tüm paydaşlarımız için değer oluşturmak ve karlı büyümeye odaklanmak olarak belirledik. Bu doğrultuda 2014 yılında operasyonel performansımızı sürdürülebilir kılacak çalışmalarımıza aralıksız devam ettik ve yeni ürün geliştirmeye odaklandık”
İran ve Tunus’a üretim tesisi kuruyor
Dünyanın dört bir yanına gerçekleştirdiğimiz ihracatın yanı sıra artan kapasite ihtiyacına istinaden yurt dışında üretim için kolları sıvadık. Şimdi önümüzde bizi çok heyecanlandıran yeni 2 yatırım daha var. İran ve Tunus’ta lokal üretime yönelik tesisler açacağız. Fizibilite çalışmalarına uzun zaman önce başladığımız fabrikaları, 2015’in ilk yarısında hayata geçirmeyi hedefliyoruz. 2014 yılında Ar-Ge bütçemizi geçen yıla göre %100 artırdık. Artırmaya da devam edeceğiz. Hem tıbbi cihaz hem de tek kullanımlık ürünler alanında, dünya piyasalarında başarılı olacağımız ve Bıçakcılar ismine yakışır ürünler geliştiriyoruz. Bu hedef doğrultusunda 150 milyon adetlik üretim kapasitemizi 200 milyon adede yükselttik. Üreticilerin Ar-Ge faaliyetlerini güçlendirmesi özellikle dış pazarlarda rekabet gücünü artırması için zaruridir. Yenilikçi ürünlerin sunulması rekabetin vazgeçilmez unsurudur. Devlet destekleri, sermaye ve yatırım konusunda yaşanan güçlükler neticesinde Ar-Ge faaliyetlerine bütçe ayrılamaması sorununun çözümü olarak görülmektedir. Sağlık sektöründe katma değeri yüksek ürünler için Ar-Ge çalışmalarının daha geniş kapsamlı desteklerle güçlendirilmesi gerekmektedir. Tekstil ve gıda gibi Türkiye’nin uluslararası konumu güçlü olan sektörlerine kıyasla medikal sektör henüz istenilen konumda değil. Sektörel özellikler gereği sadece iç piyasa için üretim yaparak gelişme imkanı yoktur. Kalite, belgelendirme ve Ar-Ge gibi zaruri sabit yatırımlar göz önüne alındığında, üreticilerin mutlaka ihracat yaparak pazar ve satış potansiyellerini artırmaları gerekmektedir. Sektörün çok uluslu şirketleri Ar-Ge, kalite ve pazarlama faaliyetlerine daha geniş bütçeler ayırarak rekabet avantajı kazanmaktadır. Küresel rekabet koşullarında yerli sanayinin gelişmesi için sağlanacak Ar-Ge ve ihracat destekleri önemlidir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK ve KOSGEB, Ar-Ge faaliyetlerini desteklemek yönünde önemli çalışmalar yapmaktadır. Son dönemde üniversitelerde aktif rol almaya başlayan “Teknoloji Transfer Merkezleri”nin de önümüzdeki dönemde başarılı sonuçlar doğuracağına inanıyoruz. Bunun yanında medikal kümelenme çalışmalarını da takip ediyoruz. Medikal sektörde üniversite ve sanayi işbirliğinin arttırılmasının faydalı olacağını öngörüyoruz. Teşvik edilecek ürünlerin “yüksek-orta teknoloji” olarak sınıflandırılması ve teşvik kapsamına alınmasının doğru olmadığını düşünüyoruz. Türkiye’de üretilen tüm medikal ürünlere alımlarda öncelik verilmesi ve teşvik edilmesi gerekir. En basit görülen bir ürünün bile hijyen, bio uyumluluk gibi önemli özellikler taşıdığını unutmamalıyız, ayrıca tedavi için tüm medikal ürünlerin hazır bulunması gereklidir.
Yerli üretici kapsamı
Kanuni düzenleme olmadan yerli ürün tercihinin yapılamadığını, teşviklerin uygulamaya geçmediğini söyleyebiliriz. Kanuni düzenleme yapıldıktan sonra kriterlerin de doğru belirlenmesiyle birlikte yerli ürünlere teşvikin gerçekleşeceğini umuyoruz. Kamu hastaneleri, Kamu İhale Kanunu çerçevesinde alım yapmak durumundalar. Kanuni düzenleme olmadan yerli üreticilerin desteklenmesini beklememiz yanlış olur. Ancak henüz yasalaşan kanunun uygulama esaslarının doğru belirlenmesiyle alımlarda desteklerin uygulanacağına inanıyoruz. Önemli bir diğer konu ise yerli üretici kapsamına girecek şirket ve ürünlerinin doğru belirlenmesidir. Bitmiş ürün ithal ederek, yalnız ambalaj faaliyetini Türkiye’de yapanların ‘yerli üretici’ kapsamında değerlendirilmemesi gerekir. Kapasite raporu ve üretim koşulları incelenerek, gerçek anlamda üretim yapan üreticilerin desteklenmesinin önemli olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada sektörümüz için Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının çok önemli olduğunu bir kez daha hatırlatarak, bir talebimizi dile getirmek isterim. Ar-Ge harcamalarına verilen devlet desteğinin yeterli oranda olmasına rağmen, destek kapsamına giren kalemlerin kapsamı ve ödeme süresi uzunluğunun iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Üniversite hastaneleri 1, hatta 2 yıla varan vadelerde ödeme yapmaktadırlar ki, bu sürenin uzunluğu adeta elimizi kolumuzu bağlamaktadır. İş süreçlerinin kolaylaştırılması, teşviklerin yaygınlaşmasında etkili olacaktır. Sektör olarak, Ar-Ge teşvikleri ile ilgili yapılan düzenlemelerin olumlu sonuçlarını heyecanla bekliyor ve hem sektörümüze hem de ülke ekonomimize katma değer sağlayacağına inanıyoruz.
Düşük kaliteli ürünler Türkiye’deki pazar payını artırıyor
Sektörümüzün gelişimini etkileyen bir diğer önemli konu da son yıllarda yaşanan yanlış fiyat politikaları nedeniyle Uzakdoğu’dan gelen düşük kaliteli ürünlerin Türkiye’de pazar payını artırmasıdır. Bıçakcılar olarak, bir an önce medikal malzeme sektörüne düzenleme getirilmesi, fiyat ve ödeme sisteminde sağlam bir temele oturtulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu bağlamda tüm tıbbi cihaz sektörüyle birlikte daha yaşanabilir bir dünya oluşturabileceğimize inanıyorum ve bu yolda tüm paydaşlarımızın desteklerinin çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum.