Avusturya Sen Jorj Hastanesi
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klk. Mik. Uzmanı Dr. Engin SEBER
Son yıllarda dünya çapında giderek artan ve yaygınlaşan antibiyotik direnci, tedavisi zor hatta imkansız bakteriyel enfeksiyon hastalıklarıyla karşılaşmamıza yol açmaktadır. Konunun önemi ve toplumun dikkatini çekmek için “Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü” ilk olarak 18 Kasım 2008’de Strasburg’da başlamıştır. Ülkemizde de gereksiz antibiyotik kullanımının engellenmesini hedefleyen bu aktivitelerle; doğru antibiyotik kullanımının önemi ve doğru olmayan antibiyotik kullanımının riskleri konusunda farkında’ lığın arttırılmasına çalışılmaktadır.
Geçmişte antibiyotik direncine karşı duyulan endişe zamanımızda gerçek oldu. Tüm antibiyotiklere dirençli bakteriler artık her yerde varlığını sürdürmektedir. Seyahatler, toplantılar gibi nedenlerle insanların bir ülkeden diğerine kolayca ulaşması, hiç beklenmeyen direnç sorunlarının yayılmasına neden olmaktadır. Artık tek başına bir ülkenin direnç sorununa eğilmesi ve önlem alması, uygulaması yetmiyor. Tüm ülkelerin aynı duyarlılığı gösterip, önlemleri alması gerekmektedir. Bir şekilde hastanede ayaktan ya da yatarak hizmet alan bir hasta, bu mikroorganizmalarla da karşılaşmış oluyor. Hasta başvurusu, hasta nakli nedenleriyle bu mikroorganizmalar hastaneden hastaneye, şehirden şehire, ülkeden ülkeye yayılıyor. Sadece hastane kaynaklı enfeksiyonların tedavisinde sorun yaşanmamakta, toplum kaynaklı enfeksiyonlarda da direnç sorunu artmaya devam etmektedir. Bunun sonucunda insanların basit bir enfeksiyon geçirmesinde bile, iyileşmede süre uzaması, komplikasyonlarda artma gibi ciddi sorunlar doğabilmektedir.
“Sağlık Bakanlığının yaptığı bir araştırmada: 2012 yılında yazılan yaklaşık 336 milyon reçetenin 112 milyonu antibiyotik içermektedir. Dünya Sağlık Örgütü, her 7 reçeteden birinin antibiyotik içermesinin normal olduğunu bildirmektedir.
Türkiye’deki antibiyotik direncinin önüne geçmek için çözüm önerilerini aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
– Toplumda farkındalık oluşturmak için, hekimlerin, sağlık personelinin, halkın sürekli eğitimi ve bilgilendirilmeleri.
– Hastanelerde antibiyotik yönetiminin aktif olarak sürdürülmesi,
– Eczanelerden reçetesiz antibiyotik verilmesinin önlenmesi,
– Hayvancılık alanındaki antibiyotik kullanımının düzenlenmesi (Avrupa`da hayvan yetiştiriciliğinde antibiyotik kullanımı yasaklandı ).
– Tarımda kullanılan antibiyotik ve diğer antimikrobiklerin kullanımının düzenlenmesi.
Antibiyotiklerin Altın Çağı Sona Erdi
İlk kez 1928’de keşfedilen Penisilinin ve sonrasında ardı ardına kullanıma giren antibiyotiklerin “her derde deva” inancıyla bilinçsizce ve aşırı tüketimi mikroorganizmaların bu maddelere karşı direnç geliştirmesine yol açmıştır. Önceleri direnç sorununa karşı yeni antibiyotiklerin geliştirilmesi çözüm olmuşsa da, her yeni antibiyotiğin kullanıma girmesini takip eden yıllar içinde yeni direnç şekilleri ortaya çıkmış ve antibiyotiklerin altın çağı sona ermiştir.
Ülkemizde İlaç Harcamaları İçersinde Antibiyotikler İlk Sırada
Gelişmiş ülkelerde antibiyotikler en sık tüketilen ilaçlar içinde 3. – 5. sırada yer alırken ne yazık ki, ülkemizde ilk sırada yer almaktadır.
Direnç Artışındaki En Önemli Neden, Antibiyotik Tüketimindeki Artıştır
Direnç artışını önlemek için gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınılması önem arz etmektedir. Özellikle ishalli hastalıklarda ve soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarında gereksiz antibiyotik kullanımı ve üriner sistem enfeksiyonlarında da yanlış antibiyotik seçimi dikkati çekmektedir. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının çoğunun viral etkene bağlı olmasına rağmen bu hastaların yaklaşık yarısında gereksiz antibiyotik kullanıldığı görülmektedir. Her enfeksiyonun bakteriyel olmadığı, bakteriyel olsa bile her antibiyotiğin kullanılamayacağı, bazı antibiyotiklerin kullanımından uzak durulması gerektiğinin birçok hekim ve halk tarafından fark edilmesine ihtiyaç vardır.
Antibiyotik Direnci Halk Sağlığı İçin “Gizli Tehdit” Oluşturmaktadır
Doğru olmayan ve aşırı antibiyotik kullanımı sonucunda bugün gelinen noktada birçok mikroorganizmanın geliştirdiği “çoklu direnç” daha karmaşık ve ciddi bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Bunun en güzel örneği, çoklu ilaç direnci gösteren ve tedavi edilmesi imkânsız hale gelen Tüberkülozun Dünya’nın birçok bölgesinde artması ve hızla yayılmasıdır. “Gizli tehdit” veya “gizli salgın” olarak adlandırılan direnç sorunu Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluşun öncelikli gündemi haline gelmiştir.
Antibiyotiklere Karşı Direnç Gelişimi Enfeksiyonlara Bağlı Ölüm Riskini Arttırmaktadır
Günümüzde halen dünya genelindeki ölümlerin %25’i enfeksiyonlara bağlıdır. Direnç gelişimi, bu oranın artması tehlikesini beraberinde getirmekte ve artık küresel bir sağlık sorunu olarak ele alınmaktadır. DSÖ Avrupa bölgesinde her yıl 25.000 kişinin antibiyotik dirençli enfeksiyonlardan öldüğü tahmin edilmektedir. Direnç arttıkça toplumda enfeksiyon hastalıklarının daha uzun sürmesi, yayılması, salgınların sıklaşması ve ölüm riskinin artması söz konusudur.
“Antibiyotik Direnci”ne Karşı “Doğru Antibiyotik Kullanımı” Stratejisi
Günümüzde küresel bir Halk Sağlığı sorunu olarak ele alınmakta olan “Antibiyotik Direnci”ni önlemek için “Doğru Antibiyotik Kullanımı”stratejisi uygulayarak antibiyotiklere karşı dirençli bakteri gelişimini durdurmak mümkün olacaktır.
“Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü” dolayısıyla “antibiyotikleri doğru kullanalım” sloganıyla tüm halkımızın ve hekimlerimizin konuya dikkatlerini çekmek, gereksiz ve reçetesiz antibiyotik kullanmamaya gösterecekleri hassasiyetin artması beklenmektedir.
14 SORUDA ANTİBİYOTİK
1.Antibiyotik nedir?
Antibiyotikler bakterilerin neden oldukları enfeksiyonların tedavisinde kullanılan, mikroorganizmalardan sadece bakterilere ve bazı parazitlere etkili ilaçlardır.
2. Antibiyotikleri ne zaman kullanabilirim?
Antibiyotikler soğuk algınlığı veya grip gibi virüslerin yol açtığı enfeksiyonlarda etkili değildir. Sadece bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkilidir. Doğru tanı ile antibiyotik kullanımına gerek olup olmadığına doktorunuz karar vermelidir. Sadece doktorunuzun reçete ettiği antibiyotikleri alınız.
3. Ateşim olduğunda kendi kendime antibiyotik kullanabilirmiyim?
Hayır. Antibiyotikler “ateş düşürücü, kırgınlık giderici, ağrı kesici ilaçlar” değildir. Ateş vücutta bulunan bir enfeksiyonun göstergesi olabilir fakat her enfeksiyon bakteriyel değildir ve antibiyotikler etkisizdir. Antibiyotikler mutlaka hekim önerisiyle kullanılmalıdır.
4. Grip oldum, antibiyotik alabilir miyim?
Hayır. Antibiyotikler soğuk algınlığı veya gripte yararlı değildir.
5. Kendimi gripten korumak için antibiyotik alabilir miyim?
Hayır. Soğuk algınlığı ve grip benzeri hastalıklar virüslerin yol açtığı enfeksiyonlardır. Antibiyotikler virüslerin kişiden kişiye bulaşmasını engellemez.
6. Bakteriyel bir enfeksiyona karşı tedbir olarak antibiyotik alırsam ne olur?
Antibiyotiklerin istenmeyen yan etkileriyle (özellikle ishal gibi) karşılaşabileceğiniz gibi direnç gelişmesine yol açabilirsiniz. Gereksiz antibiyotik kullanımı sonucunda antimikrobiyal direnç ortaya çıkmaktadır.
7. Antibiyotiklere direnç gelişirse ne olur?
Dirençli bir bakteri enfeksiyonu ortaya çıktığında bir yandan bu enfeksiyonun tedavisinde güçlüklerle karşılaşırken, öte yandan dirençli bakterilerin başka hastalara bulaşması ve sorunun büyüyerek devam etmesi kaçınılmaz olarak görülmektedir. Bir antibiyotiğe direnç geliştiğinde önemli istenmeyen sonuçlar olarak; tedavi edilemeyen enfeksiyon, uzamış hastalık, komplikasyonların görülme sıklığında artma, daha fazla doktora başvuru, daha pahalı ilaçların kullanımı, bakteriyel enfeksiyonlardan daha fazla ölüm görülmektedir.
8. Antibiyotik kullandığımda direnç gelişmesi dışında benim için bir riski var mıdır?
Evet. Antibiyotikler masum ilaçlar değildir. Diğer tüm ilaçlarda olduğu gibi antibiyotiklerin de istenmeyen yan etkileri vardır. Ciddi alerjik reaksiyonlara, karaciğer veya böbrek toksisitesine, ishale yol açabilirler. Hatta dizanteriyi taklit edebilen kanlı ishal tablosuyla sizi ve yakınlarınızı endişelendirebilir. Bu yüzden, sadece doktorunuz tarafından size önerilen antibiyotiği kullanınız.
9. Bir başkasının kullandığı antibiyotiği aynı hastalık için ben de kullanabilir miyim?
Hayır. Her hastanın kendine ait özelikleri olduğu gibi her antibiyotiğin de birbirinden farklı özellikleri vardır. Hastaların bilinen kronik hastalıkları dışında yaş, gebelik gibi özel durumları da dikkate alınarak antibiyotik seçilmesi gerekir. Bu yüzden, başka bir hasta için önerilen antibiyotikleri kendi kendinize kullanmayın ve mutlaka doktorunuza danışın.
10. Antibiyotikleri nasıl kullanmalıyım?
Doktorunuz antibiyotik reçete ederse antibiyotiğin doğru olarak alınması çok önemlidir.
11. Doğru antibiyotik kullanımı nedir?
Sadece gerekli olduğunda, doğru seçilen ilaçlarla, uygun dozda ve uygun sürede antibiyotik kullanımıdır.
12. Doğru antibiyotik kullanımı neden önemlidir?
Antibiyotiklerin yanlış kullanımı sadece bakterilerin direnç kazanmasına yol açar.
13. Antibiyotikler ne kadar doz ve sürede kullanılmalıdır?
Hekim tarafından o enfeksiyonun tedavisi için önerilen dozun tamamı önerilen sürede kullanılmalıdır. Kendinizi daha iyi hissettiğiniz için antibiyotik kullanımını sonlandırmamalısınız. Önerilenden daha kısa süreli antibiyotik kullanımı dirençli bakterilerin çoğalmaya devam etmesine neden olacaktır. Bu da enfeksiyonun devamı anlamına gelmektedir. Antibiyotikleri doktorunuzun önerdiğinden daha az veya daha çok kullanmayınız.
14. Antibiyotik tedavime ara verirsem ne olur?
Antibiyotik kullanımına ara verilmesi veya doz atlanması bakterilerin direnç geliştirmesine yol açar. Böylece, tedavi başarısızlığı ortaya çıkar ve hastalık tekrarlar. Hatta antibiyotiklerin etkisiz kalacağı dirençli bakterilerle gelişen enfeksiyonlar ortaya çıkar.