Yapılan araştırmalar, kullanılan antibiyotiklerin bağırsak florasını değiştirdiğini, bu değişikliğin ise astımdan, kansere, şişmanlıktan, diyabete, depresyondan, enfeksiyon hastalıklarına kadar bir çok soruna neden olduğunu ortaya koyuyor.
Helsinki Üniversitesinde Ocak ayında yapılan bir araştırmada, iki yaşından önce tekrar eden antibiyotik kullanımının, bağırsak florasında değişiklikler yaptığını, çocuklarda hem astım hem de obezite riskini arttırdığını gösteriyor.
Çocuk Sağlığı Hastalıkları, Çocuk Alerji ve İmmunoloji Uzmanı Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony konu ile ilgili şöyle konuştu: ‘Son dönemlerde yapılan araştırmalar, vücudumuzda milyonlarca mikrop olduğunu gösteriyor. Mikrobiyomu oluşturan bu mikroplar, vücudumuzun her yerinde; içinde ve dışında bulunuyor. Bu mikroplar bakteri, virüs ya da mantar türlerinde olabiliyor. Her bir organın taşıdığı mikrop sayısı ve kombinasyonu birbirinden farklı olduğu gibi, sağlıklı insanda bir denge içerisinde bulunuyor. Mikrobiyomdaki mikroplar arasında ki bu dengenin bozulması hastalıklara neden oluyor ve hastalıklarda, mikrobiyomun dengesini değiştirebiliyor. Antibiyotik kullanımının ise mikropları öldürdüğü için bağırsak florasını bozduğu ve birçok hastalığa neden olduğu görülüyor. ’
Çocuklarda İki Yaş Öncesi Çok Önemli!
Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony; yapılan araştırmalarla desteklenen ve iki yaşından önce tekrar eden antibiyotik kullanımının, bağırsak florasında bir yılı aşkın süren değişiklikler yaptığına dikkat çekerek, çocuklarda hem astım hem de obezite riskini arttırdığını söyledi. Çocuklarda antibiyotik kullanımında çok dikkatli olmak, antibiyotik ihtiyacını belirlemek için hem klinik, hem de laboratuvar testleri kullanmak gerektiğini belirtti. Test sonuçlarından emin olduktan sonra antibiyotik tedavisinin başlamasını, aksi takdirde faydadan çok zarar verebileceğini sözlerine ekledi.
Doç. Dr. Antony; son dönemlerde özellikle Amerika ve Avrupa’da bu konuda birçok çalışmanın yapıldığını, insan vücudu ile ilgili birçok şaşırtıcı ve heyecan verici bilgi elde edildiğini söyledi. Astımdan, kansere, şişmanlıktan diyabete, depresyondan enfeksiyon hastalıklarına kadar birçok hastalıkta bu mikropların rolünün büyük olduğunu, bu hastalıkların tedavisinde de mikrobiyomun yarınlar için umut verici olduğunu vurguladı.